dix-sept

218 16 84
                                    

-⤝♆*♆*♆⤞-

Odette elindeki istavroza bakmaya devam etti. Ardından Meredith'e döndü, "Bu bende kalsın, olur mu?" diye sordu.

Meredith başını salladı, "Hiç şaşkın görünmüyorsun..." dedi ve dudağını kemirerek Odette'e yaklaştı, "Yorgun olduğunu biliyorum, ancak söylemeliyim ki başından geçenin bize anlattıklarınla kısıtlı olmadığına eminim. Seni sahiden tanıyan herkes emindir, Odette. Gözlerin bile bir başka bakıyor sanki."

Odette bitkinlikle arkasına yaslandı, "Biliyorsun ki kervanın sahibi erzağımızı Amerika'ya gönderecekti. İngilizler bunun için onlarla anlaşmıştı, belki bu yüzden peşimden bizzat kendileri gelmiştir."

"Sanmıyorum," dedi doğrudan Meredith, "Bu kadar çabuk bulamazlardı seni, Odette. Bu kadar çabuk senden haberdar olamazlardı."

"Başka ne olabilir, Meredith?" diye sordu Odette, "Kahrolası İngiliz Kraliyeti benden başka ne isteyebilir? Ne işleri olur benimle?"

"Bilmiyorum..." dedi Meredith, "Anlaşılan o ki sen de bilmiyorsun."

Odette bir süre duraksadı. Ardından da "Haklıydın," dedi, "Anlattıklarım eksikti. Ve kuşkulandığın şeyin de kraliyet olduğunu hissedebiliyorum..."

Meredith Odette'e yaklaştı ve konuştu, "Lütfen anlat, Odette," dedi, "Belki bu işi çözemeyiz, ama anlattıkça daha iyi hissedeceksin. Göreceksin."

Bu Odette için çok zordu. Kararsızca Meredith'e baktı. Kız ona güven verircesine gülümsüyordu.

Odette de bir tebessüm etti ve anlatmaya başladı.

-⤝♆⤞-

"Ne diyeceğimi bilemiyorum..." dedi Meredith, dehşete düşmüş gibi görünüyordu, "Tüm bunlardan sonra, bu kadar iyi görünmene de inanamıyorum başından geçenlere de, o..."

"Ondan bahsetme," dedi Odette Meredith'in Philippe'ten bahsedeceğini anlayınca, "Geçti artık hepsi. Bir daha bana zarar veremez."

"Veremez," dedi Meredith, "Buna izin vermeyiz."

"Sakın bu anlattıklarımı..."

"Kimseye anlatmayacağım," dedi Meredith, "Bana güvenip anlattığını biliyorum. Kimseye bundan söz etmeyeceğim. Clet'e bile."

Odette derin bir soluk vererek arkasına yaslandı. Hâlâ ağrıyan vücudu sızlamıştı.

"Yaralarına bakabilir miyim?" diye sordu Meredith, "Bir hekim değilim ama... biliyorsun. Bir şeyler biliyorum. Madem gizli kalmasını istiyorsun hiç değilse seninle ilgilenmeme izin ver."

Odette usulca başını sallarken üstündeki temiz kıyafetini sıyırdı. Meredith'in içi paramparça olurken hiçbir şey söylemedi, yalnızca yaraları inceledi, "Üstünü giyebilirsin."

"Ben senin için merhem hazırlayacağım," dedi Meredith doğrulurken, "Şu doktor dediklerinde haklıymış. Bunlar özenle bakılmayı gerektiriyorlar."

"Gerek yok, Mere..."

"Ben senin de ablan sayılırım," dedi Meredith, "Zaten çocuklar sürekli düşüp yaralanıyorlar. Elimde fazlaca malzemem var. Dönmem uzun sürmez."

Odette bir şey diyemeden Meredith çıkıp gitmişti. Endişeyle dudağını kemirdi. Anlatmakla doğru mu yapmıştı inanın kestiremiyordu.

Meredith dediği gibi hızlıca gidip gelmişti, "Kimse görmedi beni, merak etme," dedi kızın yanına yeniden oturduğunda, "Hadi, çabucak sürelim şu merhemi. Biraz dinlen. Ben daha sonra yeniden uğrarım."

mon chéri | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin