quarante-neuf

174 9 227
                                    

49. bölüm...

benim için bi tık fazla anlamlı, çünkü englishman tam 49. bölümünde final yapmıştı :,]

tesadüf... biz de final yapıyoruz burda. aslında planladığım bu değildi, ama olaylar böyle gelişti.

shakespeare tragedyasına bayılırım... hangimiz romeo julietin sonunda sinirden öfkeden, o iki şapşalın talihsizliğinden köpürmedik ki?

çok sinir olmuştum okurken ben ya... ay...

spoiler mı verdim? yo...

tam şimdi burda şu anda sizce finalde ne olacak onu yazın! yazmazsanız baya kırılırım, şuraya kadar geldiniz bir cümlecik yazamaz mısınız?

daha uzatmıyorum, bi tık heyecanlı bi yerde kaldık, ama ordan devam etmiyoruz...

hsdjbfjkdhjkdhkgk komiğime gitti niye öyle denk geldi ki

neyse neyse, hadi iyi okumalar

ve yukardaki şarkıyı lütfen, bu hikayeyi azıcık bile seviyosanız açın

-⤝♆*♆*♆⤞-

Wymond haftalar sonra gülümseyebilmeyi başarmış karısına içi giderek baktı. Ona dokunmaya kıyamıyordu, dokunsa tüm bu güzelliği bozacak gibi hissediyordu.

Aslında onlar da baloya davetlilerdi, ancak Meredith balo fikrinden pek hoşlanmayınca Hyde Park'ta bir kış yürüyüşü yapmaya karar vermişlerdi. Her mevsim ayrı bir güzellik katardı Hyde Park'a, Meredith bunu ilk kez görüyordu, uzun zamandır duvarların arasındaydı bir de. Dışarı çıkmak ona sahiden iyi gelmişti.

Eh, artık evli bir kadındı. Bir düşesti. Ancak hâlâ bir şifacıydı. Elindeki kesesini çoktan yapraklarla doldurmuştu. Onlarla ne yapacaktı kim bilir... Wymond ona defalarca kez ne istiyorsa onlardan düzinelerce kasa getirtebileceğini hatırlatmış, bitkilerle uğraşmamasını sağlamak istemişti. Çünkü hey, Meredith ısırgan otlarından birkaçını koparmak isterken önlem almasına rağmen sürtünmeyi başarmış, kızcağızın teni kızarıp kabarmıştı.

"Şunu gördün mü? Büyük ağacın altında, bak..." dedi Meredith fısıldayarak. Ancak küçük sincap onu görmüş ve hemen kaçmıştı. Genç kadın dudağını büzdü, onu kaçırmıştı.

Karısının güzel sesiyle gerçeğe geri dönmüştü, Wymond, "Onu nasıl kaçırdığını mı?" diye sordu sinir bozucu gülümsemesiyle, "Gördüm."

Meredith gözlerini devirdi, "Senin gibi iri cüsseli, şık giyinmiş bir ayı gördüğü için de korkup kaçmış olabilir..."

"İri cüsseli şık giyinmiş bir ayı mı?" diye sordu Wymond şok içinde, duyduğu kuşkusuz en büyük hakaretlerdendi, "Kocanda ne cevherler var henüz bilmiyorsun, sevgilim. Bu yüzden bu anlamsız sözlerini duymazdan geleceğim. Şimdilik cahilliğine veriyorum, ne de olsa benim bir eşim benzerim yok... İlk kez benim gibi biriyle karşılaşıyorsun..."

"Ah yine mi!.." diye homurdandı Meredith, "İşte yine o 'eşsizim' konuşmasına başlıyoruz..."

"Haksız mıyım?" diye sordu Wymond, "Hadi, benim gibi birini söyle..."

Meredith eliyle arkasındaki bir yeri işaret etti, "Şuralarda bir yerlerde mağarası olacaktı. Neden içine girip bakmıyorsun?"

Wymond hafifçe güldü. Sinirlenince fazla yaratıcı ve tabi şey...

Fazla da güzel oluyordu.

"Bak güzelim," dedi Wymond dururken. Bir yandan Meredith de durmuş ve adama dönmüştü, "Bu yüzü görüyor musun?"

mon chéri | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin