cinquante

171 7 153
                                    

BÖ LÜM EL Lİ

ŞAKA MI

değil 

üstelik kısa bir aradan sonra geldik! herkese merhaba dostlar, umarım iyisinizdir!

hastayım diye evdeydim bi haftadır, bölümü hasta hasta yazdım yani... o yüzden bu bölüm her yorum bir geçmiş olsun, her görmezden geliş de geber, bana ne hastaysan demek benim için

dhsfhjsdfjksksdkn şaka ama her şakada bi gerçeklik payı vardır, unutmayın

inanılmaz ama, bu kez notu bölümü bitirdikten sonra yazıyorum. öyle şakalar falan da yapmadım içiniz rahat olsun :]] -bundan önce yazdığım cümle de şaka yaptım diyorum, bendeki tutarlılık bu kadar işte-

hatta daha fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. heyecanlımsı bi yerde kalmıştık

iyi okumalar dandelion and burdocklarım, postmix lemonadelerim :,]]

-⤝♆*♆*♆⤞-

Harold kollarının arasında yığılıp kalan karısına endişeyle baktı, "Odette!"

Yutkunamadı, bir yerinde bir yarası mı vardı? Ona bir şey mi olmuştu? Kahretsin, ne oluyordu? Ona ne olmuştu?

Birkaç saniye içinde onu salondaki koltuklardan birine yatırdığında çaresizce seslendi, "Doktor çağırın!"

-⤝♆⤞-

"İyiyim ben, sahiden bir şeyim yok..." dedi Odette hem Algar'ı hem de Harold'ı ikna etmeye çalışırken, "Tüm gece bir an olsun gözümü yummadım. Başımıza gelenler de malum... bitkin düşmüş olmalıyım."

Aslında Odette de ne olduğunu pek anlayamamıştı. Elbette ciddi yaralar ya da darbeler aldığında kendinden geçtiği olmuştu. Ancak böylesine ansızın, bir anda hiç bayılmamıştı. Kendini pek kötü hissettiğini de söyleyemezdi. Bilakis, tüm gece öyle gergindi ki saraya dönünce rahatlayıvermişti.

Belki de bedeni biraz fazla rahatlamıştı...

Harold aklını yitireceğini sanmıştı... ona bir şey olacak diye ödü kopmuştu. Tüm gece aklını yitirmekle yitirmemek arasında mekik dokumuştu, tam karısını kollarının arasına almıştı ki Odette kendinden geçmişti. Aklını tamamen yitirmesi için başka ne gerekiyordu sahiden bilmiyordu, Harold. Nasıl odaya kadar onu taşıdığını da bilmiyordu.

En büyük korkusu başına gelmişti. İnanılmaz... inanılmaz yorgun hissediyordu kendini. Ancak rahatlamıştı. Saatler boyu içinde taşıdığı tüm o yükü ağır, can yakıcı hisler yerini şükran duygusuna bırakmıştı. Bir daha asla yalnız bırakmayacaktı onu, dün geceki kadar aptal olmayacaktı.

"Yine de birkaç gün istirahat etmenizde fayda var..." dedi Algar, "Ekselanslarının içinin rahat etmesi için de muhakkak söylemeliyim ki Düşes de bebek de sağlıklı görünüyor."

Odette gülümseyerek arkasına yaslanırken Harold'a baktı. Bir çeşit... bir çeşit şoku atlatmış gibi görünüyordu. Üstünden tonlarca yük geçmiş gibiydi, yorgundu, bitkindi. Bir savaştan çıkmış gibiydi.

"Benim içimin rahat etmesi için de bir Harold'a bakman gerekecek..." dedi Odette Algar'a.

Algar söylediklerini hiç tasvip etmediğini belli eden bir ifadeyle konuştu, "Ekselansları tüm gece atının sırtından inmediler. Defalarca kez onlarla ilgilenmeyi teklif ettim, ancak..."

"Kes sesini, Algar," dedi Harold, Odette'i korkutacaktı şimdi. Zaten hâlâ Odette'in yanında olduğuna inanamıyordu. Sık sık karısını kontrol ederken buluyordu kendini.

mon chéri | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin