~Yanık Ali~

348 36 8
                                    

Gözlerine altın tozu serpilmiş sanki. Öyle eşsiz ve pahabiçilmez ki rengi, benim bu sıradan mavi gözlerim yanında sönük kalır inan. Saat gecenin ikisi, radyo her zaman ki frekansta. Ve radyoda ne çalıyor biliyor musun? Bak şöyle diyor sözlerinde.

Seninle bir ömrüm olsun
Yarım olsun, kısa olsun
Bakayım o gözlerine
Güneş doğsun sabah olsun

Ah Feride! Güzeller güzeli Feride. Seninle bir ömrüm olsun diye neler vermezdim. Ama öyle çok şey var ki seninle aramızda. Bir kere sen okumuş, tahsilli bir genç hanımsın. Bense liseyi zar zor bitirmiş sıradan bir fırıncı yamağı. Sen adın gibi eşsiz ve güzelsin, bense çirkin, eksik, yarım. Yakışmaz ki bu Topal Ali senin yanına. Sen en iyilerine layıksın. En kusursuz, en tahsilli, en yakışıklı olanına. Bunları düşünmek bile içimi nasıl deşiyor bilemezsin. Ama gerçekler bunlar Feride 'm. Sen bir aysın ben yeryüzünden seni hayranlıkla izleyen aciz bir insanoğlu. Öyle bir fark aramızda ki.

Şu hayatta ki tek şansım sanırım penceremin senin pencerenle karşı karşıya olması. Yıllardır gölgeni izliyorum hep o tül perdenin ardından. Kimi zaman sabahlara kadar sönmezdi odanın ışığı. En yüksek notları almak için kendini paralardın. Elinde kitapla odanın içinde volta atışın bile gözümün önünde şu an. Çalışkan, becerikli, güler yüzlü Feride. O kadar çok maharetin var ki, bazen, keşke diyorum bu kadar mükemmel olmasaydı. Belki o zaman azıcık da olsa yakıştırırdım kendimi yanına. Ama sonra ayağım kendini hatırlatırcasına bir sızıyla doluyor. Kimsin be sen diyorum kendi kendime. Onun yanında olmak senin ne haddine. Sen olsan olsan komşunun oğlu olursun hep olduğun gibi. En yakın arkadaşının abisi. Abisinin kankası. Başı sıkıştığında arkasına saklandığı Ali abisi. Bu kadar işte senin ederin. Fazlasını hayal etmek bile delilikten başka bir şey değil. Hem bakar mı o güzel gözler sana senin ona baktığın gibi. Bakmaz, bilirim. O gözler bana hiçbir vakit benim istediğim gibi bakmaz. Bakamaz. Zaten içi dışı çürüklerle dolu bir adamı kim ne yapsın.

Feride! Ah Feride! Gönlümün yarası, yaramın şifası Feride! Çok mu acıyor canın. Ağrıların mı seni bu saatte uyutmayan. Mümkün olsa alabilsem seni acıtan o ağrıyı sızıyı. Nasılsa ben alışkınım. Ha bir eksik ha bir fazla. Böyle dediğimi duysan yine düşer o gül yüzün. Yıllar oldu bir türlü anlatamadım sana. Senin hiçbir suçun yoktu o olayda. Kader diye bir olgu var bu hayatta. Başına bir gelecek varsa ağacın kovuğuna da saklansan gelir seni bulur çıkarır oradan. Benimkisi o mesele. Sen kendini her üzdüğünde içim nasıl yanıyor bilemezsin. Benden sebep hiçbir üzüntü değmesin istiyorum sana.

Ah Feride! Canımın canı Feride. Bilselerdi sana nasıl yandığımı topal Ali değil yanık Ali derlerdi bana. Ama ne sen bileceksin bunu ne bir başkası. Ali'nin yüreğinde ki gizli yara gecen hayr olsun.

Karşı Evin Penceresi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin