16 Bölüm : Zeynep Akça.

69 3 0
                                    

Merhaba Canımın içleri<3

Nasılsınız'?

Evet size muhteşem bir bölüm ile geldim. Gerçekler ortaya çıktı. Sizce bu bölüm neler olacak? Hadi gelin beraber görelim.

İyi okumalar':)

...

16 Bölüm : Zeynep Akça.
"Sahi ya....kimdi bu Zeynep Akça?"

'Pablo Neruda'nın dediği gibi; Neler daha ağırdır sırtımızda. Anılarımı mı? Acılarımız mı?'

Peki ya insan hiç her ikisininde ağırlığını sırtında taşır mı? Ben taşıyorum. Yıllarca koskoca 20 yıl boyunca babam bildiğim bana sevgi göstermesini istediğim, saçlarımı okşamasını, masallar anlatmasını istedediğim babamın öz babam olmadığını öğrendim. Ve asıl beni hiç bir suçum olmamasına rağmen vicdan azabıcı çekmemin sebebi, Yiğitdi. Bana hep abimmiş gibi davranırdı ve birbirmize benziyorduk çoğu insan bizi çocukken kardeş sanardı. Biz ise gerçekleri Yiğit ile beraber susar, istediğimiz gerçekleşmesini istediğimiz şeyleri onlara söylerdik. Ve şuan böyle bir durumda olmak beni öyle bir yaralıyordu ki, sanki kalbimin en önemli parçasını kaybetmiş gibiydim.

1 hafta koskoca 1 haftadır, odadan dışarı çıkmıyordum. Yiğitde benim ile aynı durumdaydı. Irmak, Hazal, Burak ve Efe....hiçbiri ile tek kelime konuşmamıştım. Yemek yememiştim, kimse ile konuşmamıştım. Eksik hissediyordum kendimi parçalanmış. Elinden en çok sevdiği oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hissediyordum. Hiç birşeyin gerçeğini bilmiyordum, ama bildiğim birşey varsa bunu annem ve onunla konuşmadan bilmeyeceğim asla öğrenemeyeceğimdi.

Abim seminerdeydi olan biten hiçbirşeyden haberi yoktu olsaydı neler olacağını tahmin edemiyordum.

Ama asıl canımı yakan baba dediğim insanın veya babam sandığım insan mı demeliyim? Bilmiyordum. Ama benim elimden aldığı Sevdiğim adam, arkadaşım, kardeşim, mutluluğum, sevincim, hayallerim çocukluğum özellikle ruhum.

9 yaşındaydım ruhumu kirlettiğinden 9 yaşındaydım. O kirli elleri ile bana dokunduğunda 9 yaşımdaydım. Yalvardım yakardım. Bağırdım, ama çığlıklarımı kimse duymadı o gün hayat benim için bitmişti. Bana o pis elleri ile dokunurken ruhumu kirletirken bana defalca söylemekten vazgeçmediği kelimeleri fısıldamıştı adeta kulağıma.

Senden nefret ediyorum.

Varlığından senden herşeyinden.

Nefret ediyorum küçük sürtük.

Defalarca hatırlatmıştı bana gerçekleri. İşte o gün büyümüştüm ben 9 yaşında hayatın zorluklarına göğüs germiştim. Benim çığlıklarımı haykırışlarımı yalvarmalarımı kimse duymamıştı. İşte o gün lanet ettim bu dünyaya geldiğime. Babam dediğim adamın Bedenimi kirlettiğinde lanet ettim!

Bana ne yaptığını anladığımda 11 yaşındayım. Günlerce haftalarca ağlamıştım. Bu yaşıma kada her duşa girdiğimde bedenimi sökercesine liflemiştim. Ama hiç kimseye ne olduğunu anlatamıştım söyleyememeiştim. Beni kendime getiren onlar oldu.

Yiğit, Hazal, Burak ve lrmak.

Ne olduğunu sormadılar. Ne olduğunu öğrenemediler, ama yinede sormadılar. Sadece yanımda oldular. Ama o an yanımda olmayan bunları yaşamama sebep olan tek kişi vardı.

Babam olduğunu öğrendiğim, Doruk Özer.

Onun yüzünden ben 9 yaşımda gülümsemeyi bıraktım. Onun yüzünde ruhum kirletildi. Onun yüzünden sevgisiz ilgisiz büğüdüm. Onun yüzünden Ferit öldü. Onun yüzünden ben çocukluğumu, hayallerimi, gülümsememi, ruhumu 9 yaşıma o güne gömdüm.

Geçmişin izleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin