İyi akşamlar canlarım<3
Naslılsınız'?
Az önce 17 bölüm "Umut bir gökyüzü" yayınladım.
Finale son 2.
İyi okumalar.:)
...
18 Bölüm : Gerçekten de Öyleymiş.
"Bir kızın en güvenli limanı babasının göğsüymüş..."
Bu yaşıma kadar çok şey öğrendim. Çok bir hisse yabancı kaldım. Sevmek, inanmak, şefkat yabancıydı bana. Bu güne kadar annemin, abimin, arkadaşlarımın sevgisi şefkatini fazla olduğunu düşünmüştüm.
Azla yetinmeyi küçük yaşta öğrenmiştim. Lükstü fazla sevgi bana. Ama şuan anlıyorum ki, aksine yetmiyormuş. Ah, düşüncelerim de haklı aslında.
Bir kız çocuğu için en güvenli liman babasının göğsüdür değil mi? Çünkü babası onu herşeyden korur kollar. Karşılıksız sever. Kızlarının ilk aşkı babalarıdır değil mi?
Babası saçını okşadı diye saçlarını seven kız çocukları size soruyorum, neden ben babam diye ağladığım saçımı okşamasını masallar anlatmısını istediğim adamın ilk saçıma dokunuşunda ağlayarak çok sevdiğim saçlarımı kestim?
Benim için en güvenli liman abimin göğsüydü. Beni herşeyden koruyup kollayan abimdi. Saçımı okşayan masallar anlatan abimdi. İlk aşkım abimdi. Ama buna rağmen ben hep korktum, çünkü babam yoktu. Babası olmayan her kız savunmasız olur ama değil mi?
Bende savunmasız hissediyordum.
Abim de dahil asla bu hissimin önüne geçemezlerdi. Peki ya birini hem sevip hem ondan nefret ettiniz mi? Ben şuan o duyguyu yaşıyorum hem gerçek babamı çok seviyorum hem nefret ediyorum. Ve ben aynı zaman da onu sevmektende nefret ediyordum.
Gidiyordum.
Onunla konuşmaya gidiyordum. Beni anlasın diye gidiyordum, çünkü bu taşıdığım yük fazlaydı bana birazda o taşısın. Çektiğim acıyı hissettiğim o hayal kırıklığınl oda hissetsin istiyordum. İyi değildim ve bunun bir sebebi bile yoktu. Şuan ne hissetiğimi bilmiyordum.
Mantığım 'sadece onunla konuşmamı,' söylüyor.
Kalbim ise 'onunla konuşarak büyük bir hata yapacağımı,' söylüyor.
Ve her zaman ki, gibi mantığım kalbimin önüne geçmeyi başarıyordu.
Ben bunun hiç bir zaman aksini yapmadım. Zaten yapmamada izin verilmedi. Ben zaten kararımı vermeden yaşadığım hayat bana cevabımı veriyordu. Zaten hayat mantığımı kalbimden önde tutarak beni kendine esir ediyordu.
Çünkü kalbimizin bize hissettirdiklerini kendimiz yaşarız değil mi? Kalbimiz hızlı atarsa bu bizim elimizde ama mantığımız öyle değil. Mantığımızı hayat yönetiyor. Aklımıza yapmamamız gerekeni yapmak istemediklerimizi aklımıza kazıyıp mantığımızı devreye sokuyordu.
Aynen şuan olduğu gibi onu gördüğüm gibi adımlarım yavaşlamış, ve daha sonra durmuştu. Ordaydı. Sitresten sol bacağını sallıyordu. Benim gibi.... Aklıma yıllar öncesi geldiğinde yüzümde tebessüm oluşdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin izleri
RomanceGeçmişi asla peşini bırakmayan, ve her defasında karşısına çıkan gerçekler ile üstesinden gelmeye çalışan Zeynep Akça. Bu anlarda yanında sadece çocukluk arkadaşları Yiğit, Hazal, Burak ve lrmak varken, kapısını karşılık veremeyeceği bir aşk çalarsa...