19 Bölüm : İki Yıldız Arasında Bir Salıncak Kuralım.

54 3 0
                                    

Merhaba canımın en en içleri.

Sizinle başlık olarak konuşma yapmayacağım sessizce Final sonunda uzun uzun yazdıklarımı okuyun:)

Final son 1.

İyi okumalar<3

...

19 Bölüm : İki Yıldız Arasında Bir Salıncak Kuralım.
"Benim seni nasıl sevdiği mi anlatsın gökyüzü.."

20 yıl boyunca bu anı beklemiştim ben. Her doğum günümde babama sarılmak olmuştu dileğim. Her yıl hayal kırıklığı ile sonuçlanırken, pes etmedim.
Ve iyikide pes etmemişim.

Eğer pes etseydim şuan babamın kollarında olmazdım.

"Sen bana babam dedin ya daha ne isterim ki, ben." dedi babam ve daha da sıkı sarıldı bana.

"Hep bana kızım derdin. O zamanlar bile sen bana kızım derken hep iyi hissederim. Ama şuan babam olarak bana kızım diyince sanki dünyanın en mutlu insanıymış gibi hissediyorum."

"Hatırlıyor musun, bir keresinde bana küçükken bir gemi vermiştin. Hatta hikayesinide anlatmıştın." Aklına o anlar gelmiş gibi güldü.

"Hatırlıyorum tabi hatırlamaz mıyım. Sana onu verdiğimde verdiğin tepkilere kadar hatırlıyorum." dedi babam.

"Hatta niye bu gemi yüzmüyor diye ağlayacaktın nerdeyse." dediğinde kahkaha attık.

"Hala saklıyorum onu biliyor musun?" dediğimde inanmazcasına bana baktı.

"Gerçekten mi?" dediğinde gülerek başımı salladım.

"Gerçekten." dedim ve tekrar başımı göğsüne yaslayıp en güvenli limanıma sığındım.

Yarım saat boyunca sesizce bir birimize sarılarak geçirdiğimizde yavaşca ondan ayrıldım.

"Irmak beni bekliyor ben gideyim." dediğimde istemezcesine başını salladı.
Ayağa kalkıp gidecekken dediği şeyle adımlarım durdu.

"Seni çok seviyorum kızım."

"Seni çok seviyorum....baba."

14 yıldır bu kelimeyi aynı anda kullanmıyordum. En son seni çok seviyorum baba dediğimde 6 yaşındaydım.

Sanki gerçek babammış gibi fotoğrafına bakarak demiştim.

Bu düşüncelerle sonunda lrmak'ın attığı konuma gelmiştim. Önemli birşey var diyerek çağırmıştı beni buraya. Ne ola bilirdiki sadece bana anlata bileceyi önemli birşey.

Acaba Burak'tan hamile mi Zeynep? Olur muydu ki öyle birşey iç ses?

Ya ne diyorum ben. İyice saçmalamaya başladım. Derin bir nefes alıp ağaçlıkların altınan geçtim. Ne biçim bir yerdi burası.

"Off lrmak." diye söylenirken söylenmeye devam ettim. "Ne ki bu kadar önemli ola-" sözüme devam edemeden başımın üzerinde paylayan konfetler ve karşımda duran kişilere baktım.

Efe, Yiğit, Hazal, Irmak, Burak, babam, annem, abim, Simge abla, Efe'nin annesi Sanem abla, lrmak'ın anne babası; Esat abi Mina abla, Hazalın anne babası, Mehmet abi, Asiye abla ve Burak'ın anne babası; Ümit abi ile Nesrin abla.
Hepsi burdaydı. Hazal ve lrmak ellerinde pasta ile duruken bazıları konfetlerle bazıları ise hediyelerle duruyordu.

Sahi ya...bu gün ayın kaçıydı?

Bu gün 3 Kasım'dı.

Bu gün benim doğum günüm dü.

Ben bile doğum günümü unutmuşken. Onların hatırlaması, surpriz hazırlaması çok özeldi benim için. Herkes burdaydı. Beni seven herkes burdaydı.

"Siz-" dedim ama devamını getiremedim. Şuan hissetiklerimi anlatacak kelimeler bulmak zordu. Hissettiklerimi basit bir kelime ile söylemek istemiyordum.

O sırada ilk yanıma Efe'ler geldi. İlk Yiğit konuşmaya başlayınca ona baktım.
"Zeynep sana artık her yıl dediğim gibi sen benim olmayan kız kardeşimsin demeyeceğim. Çünkü gerçekten kız kardeşimsin. Bunu değil söylemek düşüncesi bile o kadar güzel ki. Seni çok seviyorum, her kararında doğrunda yalnışında yanındayım daima. Doğum günün kutlu olsun meleğim." diyen Yiğit ile iki gözümden yaş aktı. O benim ikinci abimdi. O beni her düştüğümde kaldıran, her anımda yanımda olan ben ağlayınca beni ağlatan herşey den nefret eden Yiğit'ti o. Her kararımda yanımda olan doğrumda da yalnışımda da yanımda olmuştu.

İyiki de olmuştu.

Daha sonra Burak geldi elimden tuttdu. "Ben beceremem öyle güzel cümleler kurmayı. Ama sen benim bu hayattaki en değerlilerimden birisin. Çocukluğumsun sen benim. Bu güne kadar sadece sana değil hiç kimseye seni seviyorum demedim. Anneme babama bile. Irmak'ta Hazal'da sende bu duruma üzülüyorsunuz. Ama benim size olan sevgimi. Basit bir 2 kelime 13 harf'ten oluşan basit bir kelime ile sevgimi basitleştirmek istemiyorum. İyiki doğdun güzelim." dedi ve anlıma öpücük kondurdu.

Gözleri doldu.

Gözlerim doldu.

Hazal ve lrmak yanıma gelince onlara baktım. İlk konuşmaya başlayan lrmak oldu. "Belki Burak, Hazal ve Yiğit gibi belki çocukluğumuz birlikte geçmedi, ama seninle öylesine anlatılmayacak o kadar çok özel anım oldu ki. Sen benim kardeşimsin. Seninle ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun? O gün anlamıştım aslında seninle ilk ama son olmayacaktı karşılaşmamız. İyiki varsın doğum günün kutlu olsun, seni çok seviyorum."

"Zeynep bende öyle lrmak Yiğit gibi öyle affili cümleler kuramam, ama hissettiririm. Seni çok sevdiğimi hayatımdaki yerini. Bendeki yerin çok ayrı. İyiki doğdun seni seviyorum Zeynep'im." diyen Hazal beni daha da gözlerim doldu.

"Bende sizi çok seviyorum, iyiki varsınız."

Daha sonra az önceden beri herşeyi kenarda izleyen Efe yanıma geldi yanıma.

Gözlerime baktı,

Gözlerine baktım.

Konuşmadı,

Konuşmadık.

Gökyüzünden gelen ses ile başımızı oraya kaldırdık. Gökyüzünde havayifişeklerle yazılan;

İki yıldız arasına bir salıncak kuralım, seni nasıl sevdiğimi anlatsın gökyüzü.

Buydu işte fazlasına gerek yoktu. Bana iyiki doğdun demesine, iyiki varsın yada seni seviyorum demesine gerek yoktu.
Bu cümleler bile beni ona bağlamaya yeterdi.

Kuralım sevgilim iki yıldız arasına bir salıncak kuralım, kuralım ki, benimde seni nasıl sevdiğimi anlatsın gökyüzü.

Geçmişin izleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin