5 Bölüm : Seni Kaybedemem.

120 4 0
                                    

Merhaba canımın içleri<3

Nasılsınız?' Size yeni bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz. Sanarım yayınladığım bölümlerden en uzunu bu oldu.

Ve 4 bölüm sonra size surprizim var. Yapmak için sabırsızlıkla bekliyorum.:)

İyi okumalar.":)"

...

5 Bölüm : Seni Kaybedemem.

Midemin bulanmasıyla yatakdan fırlamıştım evet resmen fırlamıştım. Hemen banyoya doğru koştum. Midemdekileri boşalt'tıkdan sonra elimi yüzümü yıkadım. Aynada yüzüme baktığımda yüzümün solgun olduğunu gördüm. Daha fazla takmayarak aşağı indim.

"Günaydın anne " diyip masaya oturdum. Kendimi halsiz hissediyordum.

"Günaydın kızım senin sesin niye yorgun çıkıyor?"

"Dün gece ders çalıştım da anne." yalan söylemekten nefret ederdim. Ama annemi boş yere endişelendirmek'te istemiyordum.

"İyi öyle olsun bakalım. İstersen bu gün okula gitme."

"Yok annem sınav var zaten gideyim." dedim annemde başını sallayarak onaylamıştı. Daha fazla oyalanmayarak bir tane krep yiyip masadan kalktım canım bir şey yemek istemiyordu.

"Kuzum niye bişey yemedin?" yiyebilsem yiyeceğim annede yiyemiyorum.

"Yok anne istemiyorum." dediğimde annemde 'sende bir haller var' bakışı atmayı ihmal etmemişti.
Bildirim sesiyle telefonuma baktım.

Burak: Zeynep hepimiz aşağıdayız sende in.

Zeynep: Tamam iniyorum.

Hemen evden çıkıp aşağı indim bir an başım dönsede aldırmadım. Aşağı indiyimde hepsi telefonuyla ilgileniyordu.

"Sonunda" diye homurdandı Burak. Aman sanki 1 yıldır bekletiyorum göz devirip yanlarına gittim.

"İyimisin sen kuşum?" Irmak bile halimi fark ettiyse demek ki, durumum ciddiydi.

"İyiyim birtanem sadece ders çalıştım tüm gece sınav var ya." diyip kestirip attım. Oda daha fazla üstelemedi.

"Ananı satayım bu günmüydü o sınav ya!?" söylenen Burak'a baktım anlaşılan yine unutmuştu. "Evet ya bu gündü." dudakları büzerek yoluna devam etti Hazal.

Sonunda okula varmıştık ilk ders matamatikti ve hocanın yine gıcıklığı tutmuştu galiba.

"Zeynep kalk şu soruyu çöz." illa bana çözdürecekti yani.
Tam kalkıcakken Busenin sesini duydum.

"Hocam o salak nereden bilsin onu ya." dediğinde kan beynime sıçradı.
Ona doğru gidecek'ken Efe bileğimden tuttuğunda ona baktım.

"Boşver hadi otur." dediğinde umursamadım bileğimi sertçe çekip Busenin üzerine yürüdüm.
O an asla söylememesi gereken şeyleri söyledi.

"Ne o Efe'yi elde etmeyemi karar verdin?" işte o an kan beynime sıçradı, gidip saçına yapışdığımda acı ile inledi.

"Ahh manyak bırak saçımı!" dediğinde onu umursamadan daha sert çekdim saçını.

"Bana bak haddini aşma tamam mı? Bu okulda bütün erkeklere yavşayan sensin ben değil duydun mu?!" diye bağırdığımda.

"Yeter! Bırak onu hemen." diye bana bağıran Efeye baktım ne yani onumu savunuyordu?

"Onu mu savunuyorsun?" dedim dehşet içinde gözlerim dolmuştu bile.

"H-hayır Zeynep bak yal-" demeğe kalmadan Buse benim boşluğumdan yararlanıp beni sertçe itti.

Başımı sıraya çarpdığımda hiisettiyim şey acı ve saçlarımın arasındaki sıvıyda. Bilincim yavaş yavaş kapanırken duyduğum en son şey Efenin adımı haykırışıydı.


(Efe'nin Anlatımıyla)
'Acı'

Sevdiğim kız şuan gözlerimin önünde kanlar içinde yatıyordu. Ve ben az önce ona bağırmıştım. Hemen gidip hemen Zeynep'i kucağıma aldım.

"Ambulans çağırın!" diye bağırdım. Hazal ambulans arıyordu. Sesime Yiğitle Irmak gelmişti.

Zeynepi gören Yiğit "Ne oldu lan Zeynep'e!?" diye bağırınca diyecek bir şey bulamadım.

"Ambulans geldi." diğen Hazala baktım kapıyı açmasını işaret ettiğimden açtı, koşarak ambulansa yetiştiğimizde. Tam içeri girecekken, "Hastanın neyi oluyorsunuz?" Diye sorduğunda aklıma ilk gelen şeyii söyledim.

"E-erkek arkadaşıyım." diyip heme Zeynep'imin yanına gittim.
"Meraketme birtanem kurtulucaksın." diğip elini öptüm.

Sonunda hastaneye gelmiştik. Zeynebi hemen ameliyata götürmüşlerdi. Ellerimi saçlarımın arasına daldırıp seslice of'ladım.

Çaresizdim,

Hemde hiç olmadığım kadar.

"Zeynep'e bunu kim yaptı son kez soruyorum!?" diğen Yiğite bakamadım.

"Y-yiğit Buse derste Zeynep'e sataşınca Zeynep s-saçlarına yapıtı sonra E-efe Zeynepe b-bağırınca Zeynebin boşluğuna geldi. O sıradada Buse it-" cümlesini tamamlayamadan ağlmaya başladı Hazal. Bir anda yüzüme inan sert darbeyle affaldım.

"Lan sen gelmiş bize BEN ZEYNEP'E AŞIĞIM DİYORSUN, BİŞEY DEMİYORUZ. AMA SEN ONA BAĞIRIYOSUN. LAN...SEN...SEN NE ŞEREFSİZ BİR İNSANSIN!" diğip yüzüme bir tane daha yumruk attı ona karşı gelemedim, haklıydı.

Ameliyathanin kapısı açılınca Çıkan doktora baktık.

"Öncelikle geçmiş olsun kafasına sert darbe alsada müdahile ettik şuan durumu iyi normal odaya alıcaz yarım saat sonra görebilirsiniz."

Rahatlamıştım. Ona bir şey olsaydı, kendimi asla affetmezdim. Onu daha yeni bulmuşken kaybedemezdim.

Herkes sırayla odaya Zeynep'in yanına girdiğinde benim girmeye yüzüm yoktu. Girmedim bekledim. Odanın kapısı açılınca herkes çıktı.

Yiğit "Hadi kardeşim." dediğinde ne kadar terddüt etsemde, girdim. Öylece oturmuş duvara bakıyordu.
Gidip yanında ki, sandalyeye oturdum.

"Zeynep."

Bana bakmadı ama gözlerinin dolduğunu gördüm sevdiğim kız benim yüzümden acı çekiyordu. Daha fazlaa uzatmayarak konuşmaya başladım.

"Zeynep ben sana bilerek bağırmadım.Sana yemin ederim, sadece sana zarar vericekti ben o yüz-" elini kaldırıp susmamı işaret etti ve konuşmaya başladı.

"Efe bence bir süre bir birimizden u-uzaklaşalım." dediğinde sanki başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

"Zeyn-" sözümü kesti. "Böylesi daha iyi ve yalnız kalmak istiyorum uyuyacağım." dedi bu bir nevi defol git demkti bende daha fazla üstelemeyerek çıktım. Arabama binip sahile sürdüm oturup düşünmeye başladım.

Zeynepe karşı bir şeyler hissediyordum, hatta daha fazlası Aşık olmuştum. Ve ben bu gün onu üzmüş, üstünede o bana ondan uzak durmamı kibarca(!) söylemişti. Çok çaresizdim ne yapıcam bilmiyordum. Onu üzmüştüm Allah benim belamı versin. kırılmıştı ama.

Onu kaybetmek istemiyordum.

Geçmişin izleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin