No Strings Attached (Hyunlix) ✔️

Chapter V

‼️ SMUT VE NSFW İÇERİR ‼️

Yongbok artık okumak istemiyordu.

Kafasını sıraya koyarken caz tarihi dersinin ne kadar sıkıcı olduğunu düşünüyor, etrafa bakıyordu. Dünkü yapılan çardaktaki konuşmayla bakışları uyuklayan Chan'a gitmişti. Gerçekten Venom o muydu? Bedenini süzerken bir yandan hafızasını yokluyordu. Lakin tek hatırladığı kucağında zıpladığı andı. Derin bir nefes verip içinden geçirmişti.

Becerilmenin verdiği hisle göremedim ki bedenini.

Gözlerimi kırpıştırmış ve Chan'ın kolundaki Rolex marka saatine bakmıştı. Minho'nun dediklerini süzmüştü, ailesinden para almıyorsa bu işi yapması mantıklıydı. Ağırca başını sıradan kaldırmış, etrafı göz ucuyla kontrol ederken arkasını dönmüş ona bakan Hyunjin'i yakalamıştı. Yakaladığı gibi de Hyunjin önüne dönüp kitaba odaklanmıştı.

Neden Chan'ı süzüyordu ki Yongbok?
Bu düşünce Hyunjin'in korkularını tetiklemişti. Venom o olamazdı ama Yongbok'un o olacağı düşüncesiyle bakması, Hyunjin'i beklenmedik bir strese sokmuştu. Tam bir çıkmazdaydı ve gözü bir yandan Chan'ı, bir yandan da Yongbok'u takip ediyordu. Yongbok'la göz göze gelince utançla kitaba odaklanmaya çalışmıştı ama her bir harf gözlerinin önünden uçup gidiyordu.

Akşam olmalıydı, akşam olmalıydı.

...

Jisung ve Yongbok beraber kalabalık koridorda ilerliyorlardı. Okul bitmiş, Jisung akşam için planlarını Yongbok'a anlatıyor.

"Bence şimdi gidip bir yerde kahve içebiliriz, bildiğim bir yer var. Bütün yakışıklı erkekler orada, ne dersin Yongbok?"

Yongbok planını söylememe niyetindeydi, canlı yayını da izlemek istiyordu.

"Biraz takılırım, sonra ayrılırım ben. İşim va-"

Jisung gözlerini dikmişti karşıya, Yongbok ise baktığı yöne bakmıştı. Arkası dönük ilerleyen Hyunjin'i görmüşlerdi.

"Bu bizi dinleyen lavuk değil mi?"

Yongbok sadece başını olumlu yönde sallamayı tercih etmişti. Jisung, Yongbok'a bakmıştı.

"Bak şimdi ne yapıyorum."

Jisung, hızlı adımlarla Hyunjin'in arkasına geçmiş, saçını toplu tutmasını sağlayan tokasını saçından çekerek almıştı. Hyunjin bunca zaman saçını açmazdı bile, saçları omuzuna düşen Hyunjin panikle etrafına dönerken gördüğü pişkin Jisung'u, sonra da elinde tutan tokasına bakmıştı. Çekinceli bir tavırla elini uzatmıştı.

"Tokamı alabilir miyim?"

Yongbok ise olayları uzaktan seyrediyordu. Herkes Hyunjin ile Jisung'a bakıyordu. Hayır, herkes Hyunjin'e bakıyordu. Kızlar aralarında konuşurken ister istemez şahit olmuştu Yongbok.

"Woah... Hyunjin oppanın saçları çok güzelmiş, kraliyet ailesinden gibi görünüyor."

Yongbok göz ucuyla kızlara, sonra Hyunjin'e bakmıştı. Ne denilebilirdi ki, haksız sayılmazlardı. Tekrar olaya dönerken Jisung tokayı bir mancılık edasıyla kalabalığın arasına fırlatmıştı.

"Şimdi alabilirsin, bulabilirsen."

Gözlerini yuman Hyunjin sessizce bir nefes verip başını eğmişti. Arkasını dönüp, yurdun yolunu tutarken diğer bir yandan yumruğunu sıkıyordu. Jisung ise zafer edasıyla gülmüştü. Yüksek sesiyle Hyunjin'in arkasından bağırdı.

"Gitsen iyi olur, seni-"

Jisung beklenmedik anda susturulmuştu. Dudaklarını kapatan elle hırçınlaşırken kulağında duyduğu sesle daha da gerilmişti.