Chapter XV

5.8K 370 1.1K
                                    



"Tamam... Şimdi vanilya ve kabartma tozunu mu ekleyecektim?"

Yongbok telefonundaki videodan tarife bakıyor, bir yandan kek harcını hazırlıyordu. Eliyle harcı çırparken mırıldanmıştı.

"Hyunjin umarım çok beğenirsin. Yoksa kellen gider."

"Felix?"

Narin bir kadın çıkmıştı karşısına. Evet, Yongbok aile evine gelmişti, Hyunjin'e brownie yapabilmesi için.

"Ah, anne. Gelip tadına baksana."

Anne Lee şaşırmıştı. Oğlunun bırak yemek yapmasını, içtiği suyun bardağını getirip götüren birisi dahi olmamıştı. Onun için bir şeyler tersti. Yongbok'un yanıma gidip koyu renkli harcın tadına baktığında yüzünü ekşitmişti.

"Ew... Felix bu ne? Hiç şekeri yok bunun."

Yongbok annesine şaşkınca bakmıştı. Doğru, hiç şeker katmamıştı. Kendisi de parmağıyla harcın tadına bakarken yüzünü ekşitmişti.

"İy... Doğru. Şeker nerede? Almayı unutmuşum marketten."

"Felix?"

Yongbok şekeri ararken annesi ise gözleriyle onu takip ediyordu. En sonunda Yongbok'un omuzlarından tutmuştu.

"Bayan Kim'i çağıracağım, o ne istiyorsan yapar. Sen de neden kek yapacağını bana anlatmanı istiyorum."

Yongbok annesine bakmıştı. Ettiği teklif ona çok cazip gelmişti ama kendisi yapmak istiyordu.

İşin özünde... Yemek yapmaktan nefret etmişti.

Başını aşağı yukarı sallamış, önündeki pis önlüğü çıkarmış. Öylece annesine bakmıştı.

Yongbok ve bayan Lee, bayan Lee'nin atölyesindelerdi. Bayan Lee, yeni sergisi için tuvaline realistik bir tablo için fırça darbeleri atıyordu. Yongbok ise annesini izliyordu.

"Kim için yapıyordun o keki Felix?"

Yongbok sorusu ile yutkunmuştu. Ailesine eşcinsel olduğunu açıklamamıştı. Verecekleri tepkiden korkuyordu. Annesinin yaptığı her fırça izini pür dikkat izliyordu.

"Kendim, kendim için."

Bayan Lee, Yongbok'un da herkesin de görebileceği en zarif kadındı. Her zaman sıcak, nazik, iç yumuşatan birisiydi. Çok asildi.

"Ah... Anladım..."

Ayrıca çok zekiydi.

Elindeki boya cümbüşüne odaklanmıştı Bayan Lee, sonrasında arkasını dönüp Yongbok'a bakmıştı. Bir haber vermek adına kaşlarını kaldırmıştı.

"Duydun mu... Dayın kore vatandaşlığından çıkmış... Hollanda vatandaşı olmuş."

Yongbok hiçbir şey anlamamıştı. Zaten isteseler birden fazla vatandaşlık alabilirlerdi diye düşünüyordu. (Y/N: Kore'de de, Hollanda'da da tek vatandaşlık zorunluluğu var.)

"Anladım..."

Bayan Lee, önüne gelen uzun kahverengi saçlarını kulağının arkasına ittirmiş ve tablosuna geri dönmüştü.

"Evlendi, güzel bir erkekle. Onun adına çok sevindim, yakında Hollanda'ya gideceğiz. Bizimle gelir misin?"

Aslında annesi her zaman şüpheleniyordu, oğlunun açılamayacağından da emindi. Biraz da olsa cesaretini toplayıp açılması için bir gerçeği Yongbok'a itiraf etmişti.

Yongbok şaşırmıştı. Dayısı eşcinsel miydi? Bir de eşcinseller de evlenebiliyor muydu? Yutkunmuş, başını eğmişti. Gözleri küçük parmaklarının soyduğu derilerine ulaşmıştı.

No Strings Attached (Hyunlix) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin