Yongbok uyandığında gözünde şiddetli bir ağrı vardı. Hatta açamıyor denilebilirdi. Başında ise korku dolu bakışlarla bekleyen Jisung ve Minho vardı. Aralarındaki fısıldaşmaları duyarak anlamıştı. Jisung sinirliydi."Senin yüzünden, ne diye ona önerirsin ki? Yongbok'u tanımıyorsun bile."
Minho daha sesli ve kelimelerinde netti.
"Nereden bilebilirdim, fantezilerini açmadılar ki- oh! Uyanıyor. Yongbok!"
Yongok tamamen gözlerini açtığında canının yanması ile ve o bilindik koku sayesinde etrafına bakma gereksinimi bulmuştu. Hastanede miydi? Damar yolu çoktan açılmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorken Jisung başına gelmiş ve elini sıkıca tutmuştu. Yongbok söze girmişti.
"Ne oldu?"
Hatırlamaya çalışıyordu. Neden hastanedeydi, neden tek gözünü açamıyordu ve neden canı yanıyordu? Düşündükçe hafızası berraklaşıyordu.
Venom...
Onun maskesini çıkarana kadardı hatırladığı her şey. Demek ki bayılmıştı ama buraya nasıl geldi, kim getirdi ve nasıl arkadaşlarına haber verildi soru işaretleri ile doluydu. Jisung'u izlerken hepsinin cevabı onun gözlerindeydi.
"Ve- yani o getirmiş seni hastaneye. Minho'ya mesaj atmış. Geldiğimizde çoktan bu haldeydin."
Hem dayak atmış hem de hastaneye mi götürmüştü? Sanırım görüşme sonlanmıştı. Ama hiçbir şey görmemişti. Tek hatırladığı açık renkli bir saçtı ama sarı olduğundan bile emin değildi. Güzel giden şeyi berbat etmişti. Muhtemelen Venom artık onunla görüşmeyecekti. Bıkkınla nefes verip başını iyice yastığa gömerken başında akmaya devam eden serumu izliyordu.
Hyunjin ise odasında dört dönüyordu.
Ben ne yaptım, ben ne yaptım, asla bu kadar ileri gitmemiştim.
Attığı yumruğu düşünüyordu. Hiçbir zaman hiçbir müşterisine zarar vermemişti.
Seksleri dışında.
*Birkaç saat önce*
Etrafta tur atarken yatakta baygın yatan bedeni düşünüyordu. Çoktan gözü şişip morarmaya başlamıştı bile. En mantıklısı neydi bilmiyordu. Büyük patronu aramalı mıydı? O her zaman Hyunjin'in başı belaya girdiğinde onu çekip alan kişiydi. Ya ama öpüştüğünü öğrenirse Hyunjin'e o zaman ne yapardı, tek bu şartla kabul etmişti. Venom ya da Hyunjin kimseyle öpüşemezdi. Bunu öğrenirse başına gelecekleri biliyordu. Ellerini beline yaslamış, derin bir nefes almıştı. Sessizce hastaneye bırakıp, arkadaşına söylemesi en mantıklısıydı.
Büyük patron'a mesaj atmıştı Hyunjin.
Kime: BP
Bugün gelecek olan müşterim gelmedi. Yurduma gidiyorum.
Kenardaki kıyafetlere bakmıştı Hyunjin. Sessizce giydirmiş, bütün kişisel eşyalarını toplamıştı. Telefonundan taksi ayarlamadan önce kıyafetlerini giymiş, yüzündeki makyajı gelişi güzel şekilde silmişti. Başına her türlü bela gelebilirdi. Soğukkanlılığını korumalıydı.
Aşağıya kadar Yongbok'u kucağında indirmişti. Derin bir uykuda gibiydi. Arka koltuğa Yongbok'u yerleştirmiş ve başını dizine yerleştirmişti. Taksiciye gülümsemişti.
"En yakın hastaneye lütfen."
...
"Hastanın yakını mısınız?"
Hyunjin bakışlarını doktora çevirmişti.
"Ha-hayır. Ben onu yolda gördüm. Baygın haldeydi."
Hyunjin her zamanki gibi hızlı bir senaryo kurabilmişti. Doktorla göz göze gelmiş, hemen ardından bakışlarını kaçırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Strings Attached (Hyunlix) ✔️
Fanfic❗️Bdsm ağırlıklı smut içerir. ❗️ Hwang hyunjin, liseli bir eşcinsel jigolo. Gizli bir kimlikte takılırken kendisini yeni keşfetmiş platonik aşkı Lee Yongbok'un partneri olmayı kabul eder. Olaylar örümcek ağı gibi karışır, tek kural ise birbirilerine...