"Ne düşünüyorsun?"Demir tepsinin sesi Yongbok'un dikkatini dağıtmıştı. Minho, ayakta karşısındaki bedeni süzüyordu. Dejavu yaşıyordu ama bu sahneyi daha önce yaşadığına emindi.
"Yani şimdi sen diyorsun ki Hyunjin ile bitirdiniz, artık o yok."
Jisung'du söze giren. Yongbok, başını olumlu anlamda sallamıştı. Minho, olayları kaçırdığına emin, çözmek adına ikiliyi süzüyordu. Bibimbapını karıştırırken söze girmişti.
"Ah... Bence mantıklı olanı yaptı. Üniversite giriş sınavına iki hafta kaldı, bizim için bir sorun yok ama o bizim kadar şanslı değildi."
Yongbok, Hyunjin'e olan sinirinden arınmış, başını sallamıştı. Onu çok özlüyordu, bunu kabul ediyordu ama sonuçta vedaları kötü olmamıştı.
"Çocuklar, önüme bakmam gerektiğini düşünüyorum. Hyunjin'de böyle istedi."
Jisung, dolu ağzıyla söze girmişti.
"Yoksa... Venom'la mı görüşüyorsun?"
Yongbok gülerek elini havaya, yüzüne doğru sallamıştı.
"Hayır, o defteri kapattım. Artık hormonlarımın esiri olmayacağım."
Sahi, Venom ne yapıyor acaba?
Yongbok, bu düşünceyle eli telefonuna gitmiş ve uygulamaya girmişti. Son paylaşımından itibaren iki ay geçmişti, bu onu tanıdığından beri çok uzun bir ara verişti.
İşin aslı, artık merak da etmiyordu. Uygulamadan çıkmış, küçük simgeye bakmıştı.
Önüme çok engel koydu, buna son verip geleceğime bakmalıyım.
Yongbok, uygulamayı silmeyi başarmıştı.
Ve artık, savaş onun içinde bitmişti.
Lakin... Merak ettiği şeyler vardı. Başını kaldırıp Jisung ile Minho'nun sevgi dolu bakışlarını incelerken imrenerek gülümsemişti, ardından başını pencereye çevirmişti.
Acaba, Venom neredeydi?
...
"Oppa... Jeju'da mutlu olmanı çok istiyorum ama böyle daha da uzak kalıyoruz. Keşke gitmeseydin."
Hyunjin, aylık izin hakkıyla annesinin ve kız kardeşinin evindeydi. Bütün o büyülü ve yorucu dünyayı bırakıp, ait olduğu yere geldiği için daha mutluydu.
"Jeju'da mutluyuz Yeji-sshi... Abin çok başarılı, şimdiden sınıfın birincisi oldu bile."
Yeonjun, ailesine misafir olarak gelmişti. Hyunjin, soju bardağını fondip yaparken Yeonjun'a bakıp gülmüştü. Uzun zamandır kendisini bu kadar mutlu ve konforlu hissediyordu.
Yeonjun-ah... Sen iyi bir dostsun.
"Çok yedim ve çok içtim. Yarın akşam beşte yola çıkmamız gerekiyor Yeonjun-ah, saat geç oldu."
Yeonjun, sojusunu kafasına dikip başını sallamıştı. Hyunjin, ayağa kalkarken Yeonjun'a elini uzatmış, onu da ayağa kaldırmıştı.
"Hey! Peki buraları kim kaldıracak?"
Yeji arkalarından bağırmıştı. Omuz omuza duran iki beden arkasını küçük kıza çevirmişti. Hyunjin sözü almıştı.
"Polisiz biz, bunu yapmaya yetkimiz yok."
Yeonjun ile Hyunjin birbirine bakıp kahkaha atmaya başlamışlardı. Yeonjun, gülerek lafa girmişti.
"Evet, yok. Polisiz biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Strings Attached (Hyunlix) ✔️
Fanfic❗️Bdsm ağırlıklı smut içerir. ❗️ Hwang hyunjin, liseli bir eşcinsel jigolo. Gizli bir kimlikte takılırken kendisini yeni keşfetmiş platonik aşkı Lee Yongbok'un partneri olmayı kabul eder. Olaylar örümcek ağı gibi karışır, tek kural ise birbirilerine...