3: Önemli Bir Karar

22 2 2
                                    

(Dütrürürüüüüütt! Ben geldim! Mühim bir bölüm! Heheh!)

Kağıda uzun bir süre baktı. Sonra kalemi elimden çok kibar bir şekilde çekti, yazdı ve kağıdı bana geri verdi.

"Düşüneceğim"

Bu not beni gülümsetti. Ona bakıp gülümsedim ve başımı sallayıp gözlerimi yumdum. Sonra serumunu yapıp diğer hastalarımı kontrol etmeye gittim.

(Lim Leejin)
Para...buna şu an çok ihtiyacım vardı. Sabah telefonuma patronumdan gelen mesajı açıp tekrar okudum.

"Seni 20 gün idare edemem Leejin. Daha erken işe dönersen anlaşırız ama 20 günden sonra işlerim çok aksayacak. Senin yerine yeni bir çalışan bulabilirim. Ben de kendimi düşünmek zorundayım."

Mesajı okuyup telefonu yanıma geri koydum. Annem ve babam ne iş olursa yapan insanlardı. Onların maaşı lisedeki kardeşimi okutmaya ve bana bakmaya yetmezdi. Ablam...onun bir ton borcu vardı. Derince nefes verip vücuduma baktım. Bu kadar hasarlı bi çalışan iyileşene kadar onu kim işe alırdı ki? Kasiyerlik bile yapabilir miydim? Sanmıyorum. İyileşmem nereden baksan 2 ayımı alırdı. Başımı yaslayıp gözlerimi kapattım. Biraz sakinlemem gerekiyordu.

Akşama doğru yemeğim geldiğinde hizmetli ile iletişim kurmakta güçlük çektik. Ona duymadığımı söylediğimde bana sebepsiz yere inanmamıştı. Bunun üzerinde tartışacaktık ki içeriye buğday tenli, uzun, yakışıklı, yapılı bir beyefendi girdi. Üzerinde beyaz doktor önlüğü, içerisinde yeşil takım vardı. Hemen gelip durumu düzeltmesini istedim.

(Choi Heesung)
Leejin'in odasına girdiğim gibi hizmetlinin yüksek sesle ona kızdığını yakaladım.

-Ne oluyor burada?

-Duymadığını söyleyip duruyor. Sorduğum hiç bir şeye cevap vermedi, dediğinde stnadın üzerindeki yemek tepsisini aldım.

-Çık git hadi! Bir daha seni böyle görürsem boş boş göndermem canını yakarım çık hadi.

-Peki efendim, dedi ve çıkıp gitti. Tepsiyi Leejin'in önüne bıraktım ve boyunluğunu çıkardım. Ona sola doğru dönmesi için uyardım. Başını sola çevirdi, aynı şeyi sağ tarafa yaptık. Sonra yukarı aşağı, çapraz denedik. Boynu iyi görünüyordu. Cebimden kağıt kalem çıkarıp ona not yazdım ve verdim.

"Boynunun durumu iyi. Artık boyunluk takmana gerek yok. Ağrı hissetmiyorsun değil mi?"

Kağıdı okuyup başını sağa sola salladı. Ağrı hissetmediği için boyunluğu alıp komodinin üzerine bıraktım ve yemeğini yemesi için yardım ettim. Doyduğu zaman bana güzelce gülümsedi. Güzel bir kızdı. Ben de ona gülümsedim ve yemeğini, boyunluğu alıp çıktım. O sırada koridorda Yeri ile karşılaştık. Hizmetli oradan geçiyordu. Hizmetliyi durdurup tepsiyi standa bıraktım ve o gitti.

-Heesung! Bak ne oldu?

-Ne oldu?

-Bir kadını doğuma yetiştireyim dedim beni tırmaladı.

-Kıyamam. Bakayım, dedim ve elini alıp baktım. Çizilen yere ufak bir öpücük kondurdum ve sonra elini kavrayıp kafeteryaya götürdüm. Kahvelerimizi alıp yanyana oturduk ve onu bir güzel sarıp sarmaladım. O sırada arkadan gelip bizi korkutan Woong ile ikimiz de şaşkınlıkla ona döndük.

-Ne yapıyorsun?

-Çok ciciştiniz. Hoşuma gitmedi.

-Hadi oradan, dedi Yeri. Woong güldü ve karşımıza oturdu.

-Hayatımın aşkını buldum. Bu seferki çalışmamız çok farklı olacak.

-Neden?

-Lim Leejin'in bir ablası var. Çok güzel. Başkomiser olarak görev yapıyor. Çok havalı ve çekici.

HEARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin