21: Seni Kaybetmekten Korktum

11 2 2
                                    

(Finale son 4 bu arada <3)

Biraz daha ilerledim ve Daehwi ile gözgöze geldik. Kar maskeli adamın elini gevşetmeye çalışırken bir eliyle de beni uzaklaştırmak istedi.

-Git, dediğini duymuştum sadece. Gözlerim doldu ve donup kaldım.

-Kızımı bana vereceksin! Kızımı bana ver, diyordu adam. Kalbim küt küt atıyordu.

-Hayır veremem! Ona bakamazsın veremem, diyordu hemşire ve hemşire böyle dedikçe kar maskeli adam daha da sinirleniyordu.

-Daehwi, diye kendimce fısıldarken Daehwi yine bana gitmemi söylemişti. Onu kurtarmam gerekiyordu. Kalabalığın arkasından yavaş yavaş giderek tam da adamın arkasında durdum. Güvenlik kulübesinin yanında bir yangın tüpü vardı. Dolapta duruyordu ve geriye doğru adımlayarak geriledim ve dolaba sırtımı verince hemen dönüp dolabı açmaya çalıştım. Sonunda açtığımda kalabalıktan büyük bir ses yükselmişti. Hemen dönüp baktığımda Daehwi'de bağırmıştı. Canı yanıyordu. Ağlamamı kontrol edemeden titreyen bacaklarım, betona değen üşümüş ayaklarım ve aynı bacaklarım gibi titreyen ellerimle dolabı açıp içinden yangın tüpünü aldım. İki elimle yangın tüpünü taşıyıp ilerledim. Attığım her adımda farklı bir şey düşünüyordum.

Adama vurabilecek kadar yukarı kaldırabilir miyim? Adam beni fark ederse beni öldürür mü? Peki öldürse Daehwi buna değer mi? Ya da adama vurursam adam ölür mü? Ölürse beni içeri tıkarlar mı?...daha neler neler düşündüm. En sonunda adamın arkasına gelince herkesin gözünün bende oldığunu biliyordum. Kafamdaki düşünceleri atmak, biraz sakinlemek için şiddetle bağırdım ve yangın tüpünün altını adamın kafasına geçirdim. Herkes benimle birlikte korkuyla bağırsa da adam Daehwi'nin sırtına yığılmıştı. Güvenlik ekipleri gelip adamı aldığında yangın tüpünü yere atıp korku ile titredim. Katil mi olmuştum? Biraz geriledim ve titremem şiddetlendi.

-Leejin. Leejin sakin ol iyiyim ben. Leejin bak bana, diyerek beni kollarımdan tuttu ve sarstı. O an sadece yerdeki yangın tüpüne odaklanmıştım. Beni kendine çekip sardığı zaman aklım başıma geldi ve kollarımı hafiften kaldırıp ben de onu sardım.

-Seni kaybetmekten korktum. O adam seni öldürecekti Daehwi, çok korktum, dedim ve saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmesine izin verdim.

-Hadi gel içeri gidelim.

-Peki, dedim ve elimi kolumu tutup beni yürütmesine izin verdim. Attığım bir kaç adım sonrası yer yerinden oynadı ve dengemi kaybedip Daehwi'nin kollarına düştüm.

(Go Daehwi)
Boynumda hala soğuk bir his vardı ve bu benim düşünme fonksiyonlarımı durduracak kadar korkunçtu. Daha da korkuncu, sevdiğim kızın kollarıma yığılmasıydı. Bir kaç kez adını sayıklasam da gözlerini açmamıştı ve o an bayıldığını yeni idrak edebildimiştim. Hemen onu kucakladım ve etrafıma bağırdım.

-AÇIN ÖNÜMÜ, diye seslendiğimde herkes çekilmişti. Hızla onu odasına götürdüm ve nabzını saydım. Biraz tansiyonu düşmüştü. Yakında uyanırdı. Ameliyat sonrası bu entrika ona ağır gelmişti. Elini tutup uyanana kadar onun başında kalma kararı aldım.

-Daehwi, diyen sesle Bay Jeong'a döndüm. Odaya gelmişti.

-Hocam.

-Neler olmuş öyle! Boynun kanıyor.

-Boynum mu?

-Evet. Sanırım biraz sıyırmış, dediğinde elimi boynuma attım. Gerçekten de kanıyordu.

-Hadi gel sana pansuman yapalım.

-Olmaz! Gelemem hocam.

-Neden, dediğinde göz ucuyla Leejin'e baktım.

HEARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin