25.Bölüm: İz

445 57 14
                                    

Yanağına bir damla yaşın süzüldüğünü hissetti Leyla, elinin tersiyle yavaşça sildi. Geri dönüşü olmayacak bir şeyler yapmasından delice korkuyordu, belki de onu temelli unutmak durumunda kalacak, bir daha yüzünü bile görmek istemeyecekti. Toparlanmaya çalışıp arkasını döndü, işine yoğunlaşıp biraz da olsa olanları unutmak istiyordu.

....

Hastanenin kapısından giriş yaptı Uygar, yanında Nazlı vardı, elinden sıkı sıkı tutmuştu. "Leyla" dedi, genç kızın gözleri ona döndü. Derin bir nefes aldı, genç adamın uyandığı anda gittiğini söylemeyi unutmuştu.

"Ulaş gitti." Dedi, Uygar şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu.

"Nereye gittiğini söylemedi değil mi?"

Leyla kafasını yavaşça iki yana salladı, genç adam pek konuşmuyor, ara ara görünüp yeniden ortadan kayboluyordu. "İyi değil Uygar.." dedi, kısık bir soluk aldı. Endişe doluydu, "Hiç iyi değil."

Uygar derin nefes verdi, kardeşini durduramıyordu. "Bilmediği çok şey var ama beni dinlemediği için söyleyemiyorum."
"Beni de hiç dinlemiyor, 'canını yaktım' diye tekrarlayarak kendinden geçti. Uyandığı anda da kaçıp gitti." Bakışlarını hızla Nazlı'ya çevirdi, ona mı zarar vermişti acaba? Bu kadarını yapar mıydı?

"Ne yaptığını öğrenebildin mi?"

Uygar'ın gözleri Nazlı'ya döndü, tuttuğu elini deli gibi sıktı. Gerçekleri hiç düşünmeden ona anlatmış, canını yakmaya çalışmıştı. "Endişe etme, yaptığı şey benim en başından beri yapmam gereken bir şeydi."
"Önemsizdi o halde."
Genç adam kafasını onaylayarak salladığında, Leyla derin bir nefes verdi, delice endişelenmişti.

"Leyla.." dedi Uygar, fark ettiği bir detay vardı. "Ulaş kötü hissettiği her anda belli ki sadece sana geliyor."

Genç kız şaşkınlıkla duruldu, düşünmeye çalıştı. Gerçekten de nefessiz kaldığı, kötü hissettiği, bir hata yaptığı her anda önce yanına geliyordu.

"Haklısın."
"Bir daha gelirse, ki geleceğinden çok eminim. Çünkü seni.. düşündüğünden bile daha çok önemsiyor, bu yüzden beni dinlemesi için sadece sen ikna edebilirsin."

Kafasını onaylayarak salladı Leyla, "Deneyeceğim"
"Teşekkür ederim" deyip bakışlarını Nazlı'ya çevirdi. "Lavaboya uğrayıp döneceğim"
"Tamam, bekliyorum"

Arkasını dönüp uzaklaştığı gibi Leyla hızla ellerini uzatıp genç kızın ellerini tuttu. Montunun ucunu çok az sıyırdı, "Bileğin iyi gözüküyor."
"Evet, çok ağrı yok artık."

Gözlerini parmaklarında gezdirip ona döndü yeniden Leyla, "Parmakların da iyi, dikkat edersen çok yakında yeniden piyano çalabilirsin."

Genç kızın yüzünde anında koca bir gülümseme oluştu, piyanonun tek kelimesi bile onu mutlu ediyordu. "Çok özledim" dedi, özlem dolu bir soluk verdi.

"Biraz daha sabır ve dikkat."
"Beklemeye devam edeceğim."
"O kapıya da dikkat et." Dedi Leyla, Nazlı hızla bakışlarını ayırdı. "Ederim." Dedi.
"Bir dahakinde o kapıya müdahale etmek zorunda kalabilirim." Dedi, bir hastanın seslendiğini görüp arkasını döndü. Yavaşça ilerlediğinde Nazlı sessizce onu izliyordu sadece.

.....

"Nereye?" Diye sordu Uygar, arabada genç kızın yanında oturuyordu. Sürücü koltuğunda Nazlı vardı. "Sizin eve."
"Ne?" Dedi Uygar. Merakla gözlerine bakıyordu.

"Evinizi bilmediğimi düşünmüyorsun değil mi?"
"Biliyor musun?" Diye sordu şaşkınlıkla.

Alt dudağını yavaşça ısırdı genç kız, yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. "Elbette." Derin bir nefes verdi, bazı günler tamirhanenin karşısındaki kafede akşama kadar oturuyor, çıkışına kadar bekleyip evine kadar bir gölge gibi takip ediyordu.

İKİ SATIR - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin