Derin nefes aldı Halit Bey, kalabalığın arasında polisler de yer almış, silahları ona doğrultmuşlardı. Gözlerini kapatıp elini tetiğe yaklaştırdığı anda bir ses duyuldu, "Kardeşim!" Dedi Ulaş, kalabalığa yaklaştığı anda ikisini görmüştü.
Koşarak insanlara çarpa çarpa geçti. Gözlerini dayısının elindeki silahtan ayırmadan yaklaştı. Parmağını tetiğe koyduğunu gördüğü anda hızla araya girip kardeşinin önüne geçti ve silahın feci sesi yankılandı.
"Ulaş!!!" Diye bir haykırış bir çığlık yankılandı kalabalığın arasında. Deli gibi koşuyordu Leyla, hızla kalabalığın içerisinden geçip yaklaştı.
Gözleri yere kaydı, kalbini koca alevler esir aldı. Sevdiği, doyamadığı adam kör bir silahın hedefi olup yere düşmüştü. Hıçkırıkları duyuldu, hızla yaklaşıp elini yaranın üzerine bastırdı. Boşalırcasına kan süzülüyordu.
Uygar kaskatı kesilmişti, "Kardeşim.." dedi fısıltıyla, yanakları yaşla doldu. Koca bir şokun içerisindeydi, her şey öylesine hızlı olmuştu ki varlığını bile son ana fark edememişti.
Nazlı geri geri gitti, ayakları deli gibi titriyordu. Yanakları yaş doluydu, kalbi deli gibi sızlıyordu.
"Ulaş.." dedi Leyla gözyaşlarının arasında. Bir yandan çığlıklarla sedye istiyor, bir yandan bir elini deli gibi yaraya bastırıyor, kanı durdurmaya çalışıyordu.
"Ulaş..." diye yineledi fısıltıyla, yanaklarına durmaksızın yaşlar süzülüyordu. Boştaki elini yavaşça yüzüne yaklaştırmaya çalıştı, zihninde sadece tokat attığı an yer aldı, nasıl kıyabilmişti?
"Ulaş... aç gözlerini lütfen." Dedi, ellerini yanağında dikkatle gezdiriyordu.
Zorlukla gözlerini aralamaya çalıştı genç adam, kulağına kalabalığa rağmen sevdiği kızın acı dolu haykırışı ulaşıyordu. Bir çift bakışı bitkinlikle önce yüzüne kaydı, alnına dökülen kahkülleri ter içerisindeydi, yanakları yaşla doluydu.
Geride kalan tüm gücünü toplamaya çalışarak elini zorlukla kaldırıp genç kızın yüzüne bırakmaya çalıştı. Yanağındaki yaşı baş parmağıyla silmeye gayret ediyordu, "Leyla.." dedi nefesinin arasında zar zor.
"Buradayım.." dedi Leyla, hıçkırıkları yankılanıyordu. Yanağındaki eli sıkı sıkı tuttu. "Buradayım sevgilim." dedi.
Genç adamın yüzünde zorlukla da olsa ufak bir tebessüm belirdi, bu kelimeydi ilk defa duyuyordu. "Benim.. Leylam." dedi, gözleri yavaşça kapandı, eli hızla yere düştü.
Aynı anda Uygar ve Leyla'nın haykırışı, Nazlı'nın gözyaşları yankılandı. Polisler Halit Bey'i hızla kelepçeleyip götürürken hastaneden sağlık görevlileri bir sedye ile akın etti.
....
Odanın bir köşesinde duruyordu Leyla, sırtını duvara yaslamıştı. Gözleri yaş doluydu, elleri deli gibi titriyordu. Sadece birkaç adım ilerisinde genç adam bir sedyenin üzerinde yatıyordu, başında birkaç doktor ve birkaç hemşire vardı. Dakikalarda müdahale etmeye çalışıyorlardı.
Leyla destek olmaya çalışmış, elleri deli gibi titrediği işin damar yolunu bile açamamış, görev arkadaşları tarafından müdahale edilmişti.
Hıçkırıkları odanın içerisinde yankılanıyordu, bir rüya, hatta bir kabus olmalıydı her şey. Sevdiği adam karşısında ölümle savaşıyor olamazdı.
"Ameliyata alıyoruz! Hızlı olun!" Dedi doktor, geriye çekilip gözlerini hemşirelere çevirdi. Ne kanı durdurabilmiş ne de müdahale edebilmişti.
Leyla gücünü toparlamaya çalışarak hızla sedyeye yaklaştı. Yatağın kenarından sarkan elinden tuttu. Önüne eğilip yüzüne dokunmaya çalıştı, cesaret edemedi. "Beni bırakma." Dedi fısıltıyla. Ses tonu yalvarırdı, "Bizi bırakma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ SATIR - (Bitti)
RomanceİKİ SATIR İKİ KARDEŞİ BİRBİRİNE NASIL DÜŞMAN EDEBİLİR? Uygar ve Ulaş'ın hayatı ansızın kapılarına konulan bir mektupta yer alan iki satır ile tepetaklak olur. İkiz kardeşler, bildikleri her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu, kardeş değil aslında ik...