48.Bölüm: Yüzüm yok

441 69 11
                                    

"Ulaş!" Dedi, hızla ayağa kalktı. Gözlerini yüzüne çevirdi, hala tepkisizdi. "Ulaş!" diye yineledi heyecanla. Kendine mi geliyordu?

Elini yanağına bıraktı, yeniden ekrana baktı, değerleri normale dönüyordu, verdiği ilk tepkiydi bu. Yaş dolu gözleriyle yavaşça önüne eğildi genç kız, kalbi deli gibi çarpıyor, gözyaşlarının arasında koca bir sevinç yer aldı. Gözlerini yavaşça kapatıp dudağını usulca dudağına bıraktığı anda genç adam zorlukla gözlerini araladı.

Dudaklarında genç kızın sıcacık etkisi vardı, "Leyla.." dedi zorlukla. Genç kız hızla ona döndü. Yanaklarına hızla yaşlar süzüldü, yeniden sesini duyabilmek, gözlerine bakabilmek ne güzel ne eşsizdi.

"Buradayım.." dedi fısıltıyla genç kız, elinin birini yanağına bıraktı. "Buradayım sevgilim." Diye ekledi.

Elini zorlukla genç kızın yüzüne yaklaştırdı Ulaş, yanağındaki yaşları dikkatle silmeye çalıştı. Canını bu manzara oldukça yakıyordu. Güzel yüzünde ne gözyaşı ne hayal kırıklığı ne de hüzün olmalıydı.

"Ağlama.." dedi zorlukla.

Genç kız alt dudağını ısırıp dolu gözleriyle kafasını iki yana salladı. "Ağlamıyorum.. ağlamayacağım."

Gözlerini yavaşça odada gezdirdi genç adam, bir hastanenin yoğun balım servisindeydi. Vücudunun çoğu aletlere bağlıydı. Zihnini zorlamaya çalıştı, dayısının silah çektiğini görüp hiç düşünmeden kardeşinin önüne atlamıştı. Gözleri endişeyle büyüdü, ona bir şey olmuş muydu sonrasında?

"Uygar.." dedi fısıltıyla, telaş doluydu. Kör kurşunun hedefi olduktan sonra kim bilir neler olmuştu?
Elini sıkı sıkı tuttu Leyla, "Uygar iyi, herkes iyi. Tek eksiğimiz sendin." Kafasını hızla geriye çevirdi, tüm sevenleri camın gerisinden izliyordu, heyecanla onunla göz göze gelmeyi bekliyorlardı.

"Hepimiz sadece seni bekledik."

Gözleri ilkin kardeşine kaydı, Uygar dolu gözleriyle onu izliyordu. Yüzünde koca bir tebessüm vardı, sonunda kardeşi geri dönmüş, hayata tutunmayı başarmıştı.

İkinci sırada Nazlı vardı, sevinç çığlıkları duyduğu anda soluğu burada almıştı. Yüzünde heyecan ve tebessüm vardı, sonunda savaşı kazanıp gözlerini açmayı başarmıştı.

Bakışlarını yavaşça bir çift yeşilden ayırdı Ulaş, gözlerine bakmaya hakkı yoktu. Kim bilir sebep olduğu şeyler yüzünden ne çok zorlanmış, ne çok acı çekmişti.

Nazlı'nın yanında iki kişi daha vardı. Buse ve annesi mutlulukla izliyorlardı. Büyük Hala avucunu cama dayamış gözlerini hiç ayırmadan yeğenini izliyordu. Yaşlı kalbi ömrünün en büyük mutluluğa şahit oluyordu.

"Ben.." dedi genç adam, Leyla'nın gözleri ona döndü. "Ben çok yorgunum."

Leyla gözlerini hızla ona çevirdi, oldukça durgun gözüküyordu. İlaçların ve geçirdiği büyük ameliyatın etkisi olmalıydı. Elini yavaşça yanağına bıraktı. "Gözlerini kapat ve iyice uyu."

Ulaş tek kelime edemedi, yavaşça gözlerini kapattı. Uyuyabilmek için oldukça büyük direnç gösteriyordu.

...

"Leyla." Dedi Uygar, genç kızın çıktığını görüp hızla yanına yaklaştı. "Odaya girebilir miyim?"
"Endişe etme çok iyi, yorgun olduğunu söyleyip uyudu. Birazdan doktor muayene edecek, normal servise alacağız."
"Peki." Dedi genç adam. "Nasıldı? İyi miydi?"
"Gayet iyiydi." Dedi Leyla, yüzünde koca bir gülümseme yer aldı.

"Şükür.." dedi genç adam, derin bir soluk aldı.

....

"Uygar.." dedi Nazlı, genç adamın bakışları ona döndü. "Eve gitmem gerekiyor."

İKİ SATIR - (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin