13. Bölüm

40 5 2
                                    

Melisa Parlak’ın Ağzından~

Ben küçük bir çocukken büyük hayallerim vardı.

Çok büyük hayaller...

Mutlu olacaktım mesela, sevecek ve sevilecektim.

Gökyüzü bana ait olacaktı, sürekli uçağa binip yolculuk yapacaktım.

Gezecek ve çok okuyacaktım.

İçinde çok mutlu olacağım bir saray inşa edecektim kendime, içinde ise sadece sevdiklerim olacaktı.

Hoş, bunları sadece bir adam yüzünden yapamamıştım.

Sevmemiştim mesela, sevilmemiştim.

Kendi yaşadığım şehirden başka bir yeri gezmemiştim.

Okumuştum ve öğretmen olmuştum ancak mesleğimi bırakmak zorunda kalmıştım.

Canımdan çok sevdiğim bir kızım olmuştu ancak ona bile bakacak durumda değildim.

Küçüklüğümden beri içimde hep bir umut beslemiştim ancak bir yaştan sonra bunu yapmayı bırakmıştım.
Tutunduğum umut dalları hep kopuyordu.

O adam yüzünden hayatım mahvolmuştu.

Öğretmenlikten istifa etmeden önce biriktirdiğim paralarla kendime küçük bir daire satın almıştım.
Boşandığımızdan beri burada kalıyordum ancak hiçbir şeyi idare edecek param yoktu.

Onun yüzünden hala bir işe girememiştim.

Boşanmayı o an için iyi bir seçenek olarak görmüştüm ancak bu büyük bir yanılgıydı.

O adam yüzünden evden bile çıkamaz olmuştum. Ne zaman çıksam beni takip ettiğini biliyordum.

Defalarca aldatmıştı, engel olmaya çalışsam da şiddete uğramıştım ve hala peşimdeydi.

Merisa ile son defa konuştuğunu biliyordum çünkü o aramadan önce Bekir aramış ve yapacağını bildiğim tehditlerini sıralamıştı.

Kızıma iyi bir hayat sunabilmeyi ne de çok isterdim.

Sonumun geldiğini hissediyordum.

Merisa’yı son kez görüp koklamayı, ona sıkıca sarılmayı çok isterdim.

Saat gece yarısına geldiğinde yağmur yağmaya başlamıştı. İçimdeki o korkudan dolayı uyuyamıyordum.

Küçükken bana mutlu günlerimi verdiği için İstanbul’u çok severdim. Ancak artık nefret ediyordum çünkü bana o adamı getirmişti.

Eskiden, hayatım mahvolmadan önce, yağmurda çıkıp ıslanmaya bayılırdım. Artık yağmurdan da nefret ediyordum, onun bana gelmesini engelleyemiyordu.

Derken karanlıkta bir silüet görmemle beraber nefesim kesildi.

Gelmişti işte, bu oydu.

Bu gece sonumun geleceğini biliyordum.

Hızla ayağa kalkarak kapıya gittim ve defalarca kilitledim. Her ne kadar camlardan giremeyecek olsa da tekrar tekrar kontrol ettim.

En sonunda odaya döndüğümde binaya iyice yaklaştığını gördüm.
Sokak lambası yüzünü aydınlatıyordu, mavi gözlerini net bir şekilde görebiliyordum.
Ellerimin titrediğini fark ettiğimde her şey için çok geçti.
Binaya girmişti ve geliyordu.
Ellerimi dizlerime sararken titremeye başladım.

Merisa varken hep güçlü kalmaya çalışmıştım. O evde olanların hepsini olmasa da bazı şeyleri ondan saklamaya çalışmıştım.
Ancak o artık yanımda değildi ve ben çok korkuyordum.

ACININ TOHUMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin