Bazı gidişler yürek kanatır..ben onu gönül tahtıma oturtmuşken o beni hiç ummadığım zamanda terk etti.
Evet bazı gidişler yürek kanatır.. o gitti giderken de beni cehennemin ortasına terk etti.
Zeynep Akay iki erkek tarafından büyük bir cehennemin...
Biliyorum epey uzun bir ara vermek zorunda kaldım. Ama mazeretim var🙈 bir kitap yazıyorum tatlı böyle hafif fantastik tadında bol eğlenceli bi o kadar da aşk kokan bi kitap. Ama burada paylaşmayı düşünmüyorum. Belki direk basmak için yayıneviyle görüşe bilirim. Şuan yazmaktayım içime sinerse zaten iki üç aya net bi açıklama yaparım.
Sizleri seviyorum aşk böceklerim okurken yorum atmayı hiç olmazsa beğenmeyi unutmayın olur mu? 🫶🫶😘😘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ATMACA
Siz hiç deli gibi pişman oldunuz mu? Yada sadece saniyeler öncesine dönmeyi arzuladınız mı? Ben şuan deli gibi pişmanım ve üstelik saniyeler öncesine dönmeyi deli gibi arzuluyorum. Neden mi? Nedenini az buçuk tahmin ettiğinizi umuyorum. Neyse biz yani Kemal ile ben bahçenin tenha köşesinde ufak bir tünel açıp kaçtık. Fazla zamanımız olmadığı için Emir denen it herifin evden çıkış saati ile birlikte toplam süremiz sadece 40 dakika. Bu 40 dakika için de Emiri dövmem üstelik kaçmam da lazım. Tabi bunlar olurken akıl sağlığımı korumam da lazım. Ama nasıl? Böyle bir ekiple iş birliği yapıp akıl sağlığını koruya bilen varsa, yemin ederim anlından öpeceğim.
"Deneme 1,2, 3 ses bir iki bir iki." Anlayacağınız üzere bizim baş belası yine formunda. Kim mi? Tabi ki de Merve. Onu konferans bağlantısına bağlayan aklıma tükürüyeyim. Daha plana geçmeden beynimizi yedi. SiZe dedim ama Merve'ye demeyi unutmuşum, akıl sağlığım yapacağım ceza için önemli diye.
"Hiştt merkez ses ver orada mısınız? Alo Kemal abi beni duyuyorsan hırla" diyen Merve'nin alay kokan sesiyle bir an da düşüncelerimden sıyrılıp, kahkaha atmam bir olmuştu. Tabi başımındaki kask anında canımı acıtmıştı. Hızla kaskı çıkarıp sesleri daha iyi duyabilmek için sol elimi kulaklığıma götürüp dinlemeye başladım. Kemal'de ilk baş şoka girmiş olmalı ki ilk bi kaç dakika sessiz kalmıştı. Ama sonra Merve'nin dediğini yapıp hırlamayı ihmal etmemişti.
"Hırla mı? Köpek miyim lan ben!!"
"Ay pardon Kemal abi..cırla diyecektim." Yemin ederim ki bu kız insanın ömrünü hızla yer. Yani Kemal'e de denilecek laf mıydı? Tamam denilecek lafta olabilir. Yine de başına büyük bir bela alıyor. Gerçi iyi ki de alıyor, çünkü bu dünya da ikimizi güldüre bilen aynı anda delirte bilen tek kişi bu süpürgesiz cadı.
"Merve! Hatırlat oraya geldiğimde senin o kabarık saçlarını odun ateşinde çıra niyetine yakacağım."
"Hırla dedim diye saçımı yakman çok acımasızca."
"Bak ya yine beni köpek yerine koydu yandın ufaklık artık sadece saçını değil o dilini de kesip ateşe atacağım."
"Aman be abi sana da şaka yapılmıyor neyse ki Atmaca var." Diyen baş belası yine o saçma anlamsız ses testini yapmaya başladığında pür dikkat dinledim. "Alo ses ver..deneme ses bir, iki, bir, iki Atmaca beni duyuyorsan sende o zaman cik cik de." Cik cik mi dedi o? Cik cik ne be. Az önce Kemal'e hırla diyen kız, şimdi de bana kuş gibi öt diyordu.
