KARIŞAN ORTALIK

83 9 126
                                    


  Oysa her insan öldürür sevdiğini
  Kulak verin bu dediklerime
  Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
  Kimi dalkavukça sözlerle... (Tuncer Kurtiz)

  Zeynep;
Herkes bir gün sevdiğini öldürürmüş derler. Kimi sözleriyle, kimi gidişiyle, kimi ise ihanetiyle. Bazıları da gerçekten öldürürmüş. Hiç düşünmeden sonunun ne denli yıkıcı kavurucu bir ateş olduğunu bilmeden öldürürmüş. Ben onun tarafından terk edildiğim de öldüm sandım. Çünkü onsuz kalmak benim için ölümdü. Ayağa kalkabilmek için sebebim vardı ama ayağa kalkacak gücüm hiç olmadı. Onun gidişiyle yanlışlara yöneldim. Onun gidişiyle ben hataya sürüklendim. Dedim ya işte onsuzluk ölüm gibiydi ve ben onsuz geçirdiğim her gün öldüm. Sonra hiç bişey yolunda gitmedi. Hataların bedelini ödeyen yine ben oldum. O diyor ya ne çektiğimi bilmiyorsun diye asıl o bilmiyor onsuz neler çektiğimi. Kolay olmadı sevmediğim bir adamın defalarca bana dokunmasına katlanmak. Kolay olmadı içim kan ağlarken etrafa gülümsemek. Hiç bişey kolay olmadı. Gidişi kadar gelişi de yürek yaktı. Alışmıştım onsuzluğa. Gözüm onu arasada gönlüm gelmesini arzulasa da alışıyordum işte. Gelmeseydi keşke. Beş yıl sonra neden karşıma çıktı ki? Neden onu öldürmem için beni zorladı? Neden beni yeniden kandırdı? Oğlumu neden aldı? Neden, neden, neden. Onun olduğu her günüm nedenlerle dolu. Şimdi ise bana en büyük nedeni yükledi. Onu vurmamın nedenini? Nasıl herşeye normale dönecek. Nasıl oğlumun yüzüne bakacağım. Yusuf abiyi neden vurdun derse şimdi ben ona ne diyeceğim?

2 saat önce;
Uykusuz bir gecenin sabahına ulaşmanın yorgunluğunu aynada ki yansımamdan göre biliyorum. Saat kavramı yok. Aslan'sız geçen dakikalar bile anlamsız. Onsuzluğun verdiği hissi size anlatamam. Ben onun için Emir'e katlandım. Aslan varsa ben varım. O yoksa ben zaten hiç olamam ki. Aslan'ı bulmam lazım. Ayaz getireceğini söylediğinin üzerinden kaç gün geçti o bile hesaplayamadım. Bu sefer getirecek biliyorum. Ayaz bulur. Aslan geldiği vakit her şey farklı olacak. Biz yeniden bir ile olacağız. Hatta bu sefer belki evleniriz bile. Belki Aslan da sever. Hem neden sevmesin dimi? Ayaz'ı herkes sever. Acaba tanışınca nasıl hissederler. Anlaşırlar mı? Acıyla gülümsedim. Onlar bir olur beni bile unuturlar. Mavi de var tabi. Hatta üçü bir olurlar deli gibi eğlenirler. Bizde öylece onları izleriz.

Düşüncelerimden çalan telefonla sıyrıldım. Heyecanla yatağın üstünde duran telefonumu aldığımda tanımadığım bir numarayla kısa bir an afallamıştım. Daha sonra belki Ayaz'dır umuduyla hızla açıp kulağıma götürdüm. Kalbim küt küt atıyordu. "Ayaz!" Dedim. Heyecanımı dilime yansıtarak. Pis bir gülüş sesinden arayanın kim olduğunu anlamıştım. Hiç düşünmeden kulağımdan çektiğim telefonun kapatma düğmesine basıp aramayı sonlandırdım. Kalbim bu sefer de korkudan hızlanmıştı. Kaç zamandır sesi soluğu çıkmıyordu. Şimdi yine musallat olmaya başlamıştı. Yeniden telefonum çalınca hiç düşünmeden meşgule attım. Onunla konuşacak bir şeyim olamazdı. Yeterince bitik bir haldeyken bir de onu çekemezdim. Bir kez daha aradığında meşgule atıp engelleyeceğim vakit gelen mesaj sesiyle duraksadım. Tuş kilidini açmadan önce üsten mesaja kısa biz göz verdirdim. Oydu mesajı atan.

0530.....25; hadi ama annesi, yoksa oğlumuzu özlemedin mi?

Gözlerim okuduğum mesajla sanki yuvalarından fırlayacakmış gibi irileşti. Aslan'ı  biliyordu. Belki de onun yanındaydı. Evet bunu nasıl düşünemedim. Hızla bu seferde ben arama yerine girip açması için bekledim. Oğlum onun yanında mıydı? Lanet olsun eğer onunlaysa asla kavuşamam. "Bebeğim" telefonun açılmasıyla iğrenç sesine öğürmemek için kendimi zorladım. Hala hangi yüzle bana bebeğim diyordu.

"Oğlum nerede?"

"Aaa hadi ama karıcığım oğlumuzu bana sormamalısın? Sen söyle bakayım oğlumuz nerede?"

ATMACA'NIN KIRIK KANADI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin