Öldürdüm çiçeğimi yaşatamadım

133 14 27
                                    

Taehyung kalbine ektiği çiçeklerin hasatını yapıyordu. Seokjin ile büyüyen her çiçeği kurumadan aldı onları, yüreğinin başka köşesinde bekletiyordu.  Çünkü su lazımdı onların yaşaması için, onun suyu ise Seokjinin aşkıydı. Aşkı için bekletiyordu.

Tam bir hafta. Bir hafta olmuştu dışarı çıkmayalı, Seokjini görmeyeli. Jimin'in odasında geçiriyordu vaktini. Jimin'in annesi yemeğini önüne koyuyor gidiyordu. Konuşmak istese de gencin konuşmaya isteği olmadığını gördüğü için gidiyordu sessizce... 

Taehyung, kötü durumdaydı. Bu bir hafta içinde kilo vermiş, uykusuzluktan göz altları morarmış ve bitkindi. Sadece pencereden dışarı bakıyordu. Jimin işten gelince onunla ilgileniyordu. Duşa girmeyi reddettiğinde Jimin sayesinde girmişti duşa. Sonra Jimin iş yerinde yaptıklarını anlatıyordu. Sessizce dinliyordu Taehyung. Moon'u da özlemişti. Wheeini, diğer kızları, Hoseoku, Sehunu... Henüz gelen olmamıştı yanına. Jimin sanki onların yokluğunu hissetmesin diye sürekli gülüyordu. Taehyung anlıyordu bunu. Seokjin neden gelmiyordu? Jimin onun iyi olduğunu söylemişti. Ama neden onu görmeye gelmemişti? Neden! Sevgisi bu kadar olamazdı değil mi? Olmazdı... Yine bir gece Jimini bekliyordu. Artık diğer günler gibi  neler yaptığını anlatmasını istiyordu. Geceyi çoktan geçmişti saat. Pencereden yıldızlara bakıyordu. Ay bu gece ne parlaktı! Gözüne bir tuhaf geldi Taehyungun.  Odasının kapısı açıldı. Jimini gördü.

"Merhaba Taehyung. Geç kaldım biraz. İşlerim vardı." Dedi Jimin gülümseyerek.

"Yemek yedin mi?" Dedi Jimin üstünü çıkartırken. Annesi ve babası çoktan uyumuştu. Taehyung kafasını salladı.

"Güzel, ben de yedim. Hoseok hyung'la birlikte. Selam söyledi."
Hoseok hyungunu özlemişti Taehyung, onu mutfakta çalışmasını izlemeyi de.  Jimin yatağın üstüne oturdu. Karşılıklı oturuyordu şimdi iki arkadaş.

"Bugün de pek bir şey değişmedi. Wheein bu kez Sana diye bir kızla birlikte şarkı söyledi. Kızın sesi güzeldi cidden. Sonra Jongdae hyung kızını getirdi!" Dedi heyecanla Taehyung gülümsedi. Kızını ikisi de seviyordu. Ancak merak ettiği şeyi ne zaman söyleyecekti?

"Hoseok hyung ve Namjoon hyung bu sıralar fazlaca telaş yapıyor yan yana geldiklerinde." Jimin dudakları üstüne kapattı ellerini.

"Utanıyorlar." Taehyung genişçe gülümsedi.  Jimin'in gülümsemesi küçüldü.

"Şey...Seokjin gelmedi yine. Jongdae iyi olduğunu söyledi ama. Herhalde ortalık durulsun istiyor."

Taehyung kafasını eğdi. Gözlerini sildi. Oraya da mı gelmemişti...

"Ama üzülme Taehyung. Seokjin seni hala seviyordur. " Diye teselli etti arkadaşını.  Taehyung bir şey demedi. Jimin onun üzülmesini görmek istemiyordu. O  olay olduğundan beri  konuşmuyordu Taehyung kimseyle... Bu onu telaşlandırıyordu. Taehyung kafasını salladı.

"Hadi yatalım. Uykum geldi. " Dedi Jimin. Kendi yatağını Taehyunga verirken o da yerde yatıyordu. Taehyung ne kadar karşı çıksa da Jimin onu ikna etmişti. Taehyung yatağa yattı. Jimin yerini ayarladı

"İyi geceler Taehyuhg." Diyerek ışığı kapattı ve yerine yattı. Taehyung arkasını döndü ona. Seokjin neden gelmiyordu? Onu alıp gitmek için neyi bekliyordu? Dışarıda neler oluyordu? Onu unutmamışlar mıydı acaba?

Ne yazık ki unutmamışlardı... Jimin anlatmasa bile Moon'da üçüncü gün büyük bir kargaşa çıkmıştı. Müşteriler Taehyung hakkında ileri geri konuşma yaparken Jongdae onları dışarı çıkarmak istemişti. Müşteriler kalmak isteyince Jongdaenin adamları ile kavga etmişlerdi. Seokjinin de gelmemesini bu yüzden istemişti Jongdae. Öyle demişti onlara. Daha sonra Taehyungun evine bakılıyordu... Eğer bir ışık yansa taşlanacaktı güzelim ev! Neyse ki Jimin'in yanında olması kimsenin aklına gelmiyordu...

Rédamancy Taejin / Vjin [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin