Rédamancy Taejin / Vjin [Tamamlandı]

El ele

Taehyung mutluydu. Seokjini geri kazanmanın mutluluğunu yaşıyordu. O geceden beri iki hafta geçmişti. Seokjin eskisi gibi ona uğruyor, ona hediyeler alıyordu. Bu onun için yeterli gelmiyordu elbette. Çünkü sabah uyandığında gidiyordu. Taehyung onunla kahvaltı yapmamıştı mesela hiç.  Oysa ona elleriyle kahvaltı hazırlamak istiyordu.

"Taehyung kolunu kaldırsana." Diyen arkadaşının sesiyle ürperdi. Terzi ölçü  alıyordu, yeni sahne kıyafetleri için.

"Pardon."  Dedi ve kaldırdı kollarını.

"Işte bitti." Diyerek geri çekildi terzi. Taehyung kollarını indirdi. Kulisteydi. Jimin ile terzi gelmiş, ölçülerini alıyordu. Öğlen saatleriydi.

"Ne zamana hazır olur amca?"  Diyerek sordu Jimin.

"Birkaç güne biter."  Jimin  göz devirmeden edemedi. Elbette birkaç güne biterdi, ama  kesin tarih istiyordu. Terzi odadan çıkınca Jimin, avucunun içiyle Taehyung'un  alnına vurdu.

"Aklın nerede senin?" Taehyung mahçupca gülümsedi.

"Ne yapayım Jimin, öyle durmak canımı sıkıyor. " 

"O iz de ne?" Taehyung ona döndü.

"Hangi iz?"  Dedi telaşla. Kapatmamış mıydı?

"Boynundaki işte Tae. Morarmış resmen. Birisi mi v-"

"Ah, hayır! Birkaç gün önce  kavanoz kapağı açarken oldu. Yan duruyordum, iyi ki yüzüme gelmedi."  Dedi aynadan o yere eliyle kapatırken.

"Dikkat etsene. Sakar olduğunu biliyorsun. " ikisi gülerek kulisten çıktılar.  Sohbet ediyorlardı ki duydukları seslerle kaşlarını çatıp sesin geldiği yere gittiler.

"Bana bak patron! Karışma işime. Jongdae böyle yapmama izin veriyor."

"Ben de izin vermiyorum! Dediğim gibi yapacaksın." Hoseok ellerini beline koydu.

"Moon'u değiştirmeye çalışıyorsun ama! Müşteriler böyle bildi burayı. Değiştiremem. "

"Farklılık iyi olacaktır."

"Ne oluyor?"  Diyerek Jimin olaya müdahale etti. Etmeseydi Hoseok eline aldığı tavayla Namjoon'un kafasına geçirecekti. Taehyung bunu düşündü de ne komik olurdu ama. Gülmesini saklayarak Jimin'in arkasından gitti.

"Masaların yerini değiştirecekmişiz.  Bay Kim'e bunun kötü olacağını anlatıyorum ama itiraz ediyor!"

"Ederim tabii ki! Masalar çok fazla yer kaplıyor. Duvar taraflarına daha da yaklaştır."

"Tanrım! O zaman sahne iyi görünmez ki."

"Görünür." Diyerek kollarını bağladı Namjoon. Ikisi de birbirine meydan okuyan bakışlar atıyor, ikisi de geri  çekilmiyordu.

"Bunun için mi kavga ediyorsunuz?" Dedi Jimin.

"Evet. " 

"Jongdae ile konuştunuz mu bunu?"

"En büyük yanlışı o yaptı zaten!"

"Niye yanlışmış? Kararı ikimize bıraktı. " Hoseok kaşlarını  çatıp ona bir adım daha yaklaştı. Namjoon sinirle dibine giren adama baktı.

"Benim dediğim olacak."   Namjoon gözlerini ondan ayırmadı.

"Olmayacak."

"Olur dedim."

"Hayır dedim ya!" 

"Buraya yeni gelen sizsiniz.  Işimize karışmamak en iyisi. " 

"Ama ben ortağım." Dedi Namjoon Hoseok'un gözlerine bakmaktan yorulmuş şekilde.