Güzelliğin cennetten

129 21 7
                                    

Taehyung büyük umutların peşinden koşarak gelmişti olduğu yere. Hayat istediklerini kolayca vermemişti, Taehyung almayı bilmişti. Geri dönmek istemiyordu. Buraya gelene kadar canını dişine takmıştı. O güçlü bir insandı. Nasıl ki bir sanatçı olmak istedi ve oldu, Seokjin'i de böyle alacaktı. Onu kolayca vermek istemiyordu. Onundu o. Onlar birbirlerine aitti. Taehyung evim dediği adamı öylece bırakacak değildi.

Kendine kahvaltı hazırlıyordu. Seokjin ile harika bir gece geçirdikten sonra gitmişti her zaman olduğu gibi.

"Bir kez kahvaltı etsek, kıyamet mi olacak? Keşke kalsan!" Diyerek yakınıyordu tezgahın önünde. Ve zil çaldı. Tanrı onu duymuş muydu yoksa? Taehyung ellerini durulayıp hızlıca indi aşağı. Kapıyı açınca ona gülümseyerek bakan Jimini gördü.

"Hoş geldin! Gel hadi içeri. " kenara çekildi ve arkadaşı içeri geçti.

"Kahvaltı hazırlıyordum. Aç mısın?" Dedi merdivenleri çıkarken Tae.

"Ah, evet! Senle yaparım diye yemedim bir şey." Mutfağa geçince masaya oturdular.

"Iyi düşünmüşsün." Jimin ona yardım etti ve sofrayı kurdular. Sonra oturup yemeye başladılar sohbet ederken.

"Hoseok hyung dün yine Namjoon'la tartıştı. Servise karışıyordu."

"Cidden mi? Namjoon neden her şeye karışıyor? Jongdae bile böyle değil."

"Sanırım birilerini yönetmeyi seviyor."

Jimin güldü dediğine. Taehyung kafasını salladı.

"Dün anneme çiçek alırken kimi gördüm biliyor musun?" Dedi Jimin arkadaşına bakarken.

"Kimi gördün?" Taehyung kimi gördüğünü merak ediyordu.

"Tahmin et."

"Jimin beni yorma ve söyle." Jimin kıkırdadı.

"Sen de hiç yormuyorsun kendini be! Seokjin ve nişanlısını gördüm." Taehyung elindeki çatalı masaya düşürdü. Dün gece beraber olduğu sevgilisi, nişanlısı! Ile birlikte bir çiçekçi de miydi? Demek onunla geziyordu. Daha önce ne görmüştü ne duymuştu bunu...

"Nişanlısı gerçekten güzel. Ama sinsiliği yüzünden okunuyor. Gerçekten aşık olabilirdim ben de ona."

Demek arkadaşı onu beğenmişti. Çok mu güzeldi? Çok güzelse Seokjin ondan etkilenebilirdi. Ya ona kapılırsa. Taehyung'un kalbinde bir sızı peydah oldu. Bunu düşünmek bile acı veriyordu. Seokjin onu seviyordu ama! Onun yatağındaydı, onun kalbindeydi... aralarındaki ilişki gizli ve doğru değildi ama bu önemli değildi. Ikisi de birbirini seviyordu değil mi? Seokjin onun boynunda dinleniyordu...

"Ya..adı neymiş? " dedi ilgisiz görünmeye çalışırken. Ancak onunla ilgili bir şeyler duymak için can atıyordu. Ya Seokjin ona aşık olursa, ondan vazgeçerse?

"Moon Ka young. Kız gerçekten çok kibar görünüyordu. Ama dediğim gibi sinsi yanını da gördüm. " dedi Jimin gözlerini kısarak.

"Sinsi mi görünüyor?"

"Evet, evet. Biraz dişli birisi gibi duruyor. Elini Seokjin'in koluna nasıl sarmıştı bir görsen! Herkese üstten bir bakış atıyordu. Benim o dermiş gibi."

'Hayır o benim!'demek istedi Taehyung. Yumruklarını sıktı. Nasıl da sahiplenmişti sevgilisini!

"Peki Seokjin nasıldı? Yani... seviyor mu sence kızı? Aceleye gelmiş gibi bir hali var bence bu işin."

Taehyung sadece Seokjin'in tepkisini duymak istiyordu.

"Oh, o mu? Genelde çiçeklerle ilgilendi. Bir de yanında olan o gıcık herif ile konuşuyordu. Kıza sadece istediği çiçeği sordu."

Rédamancy Taejin / Vjin [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin