1.Bölüm-Her şey yabancı

39 6 3
                                    

Herkese merhabalar.Bu kitab benim ilk kitabım.Bu kitaba başlamam ailemin isteyi üzerine oldu umarım güzel yerlere gele biliriz :) fazla uzatmıycam başlıyalım.

---

1. Bölüm-Her şey yabancı

Geleceyimiz elimizdeki bir anahtardır,sadece hangi kapıya aid olduğunu bilmeliyiz.

İşte o gün geldi.Zor bir çocukluk ve ne ara bittiğini bile anlamdığım lise hayatından sonra başlayacak olan üniversite hayatımın ilk günü.Her şey yabancı.Yabancı bir şehir,yabancı insanlar,tanıdık olmayan yüzler eşliğinde kapıda dikiliyorum.Adım atacak cesaretimde,halimde yok.O adımı atdığım an benim için yeni bir hayat başlayacak.Yaşadığım bütün zorluklar geride kalacak.Ama o adımı atmak istemiyor musun diye sorarsanız emin değilim.Hayatımın her anında yanımda olan hayat arkadaşlarımı bırakmak istemiyorum,belkide bu yüzden o adımı atamıyorum.Onlar hepsi aynı üniversiteye gitdi,bense boş bir hayal uğruna onlardan,alışdığım hayatdan uzakda kaldım.O adımı atarsam geri dönüşü olmayacak biliyorum,eğer atmasam bu zamana kadarki emeklerim heba olucak.Bin bir zorlukla inşa etdiyim o temel yıkılacak.Ve ben bir enkazın altında kalacam. Beni o enkazdan kurtaracak kimsem yok.Arkadaşlarım benden uzak,ben onlardan uzak.Kendi hayatımızı kuruyoruz.Bir gün ayrılacağımızı biliyordum,ama böyle bir ayrılık hayal etmemişdim. Kendime değil beni onlardan ayıran o boş hayalime,o hayali kurduğum her geceye kızıyorum. Artık bir karar vermem gerekiyordu.Bir anda beni,zihnimi,her şeyimi,qafil avlayan o boş hayalmi,yoksa her anımda yanımda olan arkadaşlarımmı.

Kapıya yaslandım.Ağır-ağır nefes aldım,acele karar vermek istemiyordum.Hayatım bu gün deyişecekdi ve ben buna hazır değildim.Böyle olucağını hiç düşünmemişdim.Ama hayat bu her zaman istediğiniz olmuyor.Ders başlamak üzereyken bu süreç daha da zorlaşamaya başladı.Bir an,bir an vazgeçmek istedim ama o an Selinin söyledikleri aklıma geldi."Hayal kurmak güzel, onu gerçekleşdirmek zor,sahib çıkmaksa daha da zordur.Sen bu gün bunu yapmassan daha sonra bir başkası yapacak.Bizi düşünme"-Elini kalbime koydu."Yanında olamasakda kalbinde olucaz".

Evet istesek bir-birimizi gidib göre bilirdik ama üniversite hayatı zor ve hiç bir şeye zaman yetmiyor,telefonla konuşmakda o hissi vermiyor.Dahası korkum yeni arkadaşlar edinib beni unutmaları.Onlara güvenmediğimden diyil,onları sevdiğimden.

Nihayet,kafamı toparladım,arkamı dönüb kapıyı açdım ve...o adımı atdım.

Artık her şey birer-birer yok oluyordu.Korkularım,kaygılarım,her şeyim.Beni ben yapan her şeyim.Bundan korkuyordum beni ben yapan her şeyimi kaybediceğimden,tek amacımın bu üniversiteyi bitermek olucağı düz,sıkıcı,boş bir hayat yaşamakdan korkuyordum.Ben kimseden, hiç bir şeyden değil,kendimden korkuyordum.Çünki bana en büyük zararı kendim vericekdi bunu biliyordum.İnsanın en büyük düşmanı kendisidir.

O labirent gibi hayata adım attım.Bunu bir geri dönüşü yokdu,olmadı,olmayacakdı biliyordum. Ama artık buna hazırdım.Bedenim,ruhum,kalbim,her şeyim kısacası ben buna hazırdım.

Bu yabancı hayatın,yabancı insanların içinde ordan-oraya savrulmak değil dik durmak istiyordum.

İçeri girdim,sınıfımı buldum,sırama oturdum.En arka sıraya geçdim çünki her kesden,her şeyden uzak olamak istiyordum.Bir süre yalnız kalmaya,düşünmeye ihtiyacım vardı.Sınıf çokdan dolmaya başlamışdı,her kes bir-biriyle selamlaşıyor kimi müzik dinliyor kimi ise benim gibi hayaller kuruyordu.Her kes oturduğunda yanımda kimsenin oturmamasını istedim.Çünki henüz buna hazır deyildim.

Bir anda beni tüm bu düşüncelerden gözümde önünde yukarı-aşağı sallanan bir el uyandırdı.

"Merhaba."

"Merhaba."

"Yenisin qaliba.Seni daha önce hiç görmemişdim."

"Evet yeniyim."-Bir anda sanki bir rüyadam uyandım.Ona karşı soğuk davrandığımı fark ettim. Başımı dikleştirdim."Özür dilerim daha alışmadımda,olayın şokundayım."

"Hmm."-Karşılaşdığım cevab karşısında şoka girerken birden yanıma oturmasıyla başka bir şok yaşadım."Ne tür bir şok."

"Nasıl yani?"

"Bu üniversiteyi kazandığın içinmi şoktasın,yoksa hayatını geride bırakıb kendine yeni bir kapı açdığın içinmi?"

Bu nasıl ola bilirdi.Aklım almıyordu.Kız sanki içimi okudu,hislerime tercüman oldu.

"Sen nasıl..."

"Sorumun cevabını alamadım."

Bir an duraksadım.İçimden bir ses biriyle hislerimi paylaşmamı yoksa patlıyacağımı söyledi sanki.Garip bir şekilde ona güvenmişdim.Bir anda cevap verirken buldum kendimi.

"İkincisi."

"Korkuyor musun?"

"Neden?"

"Fark etmez.Her hangi bir şeyden korkuyormusun?"

"Evet."

"Neden korkuyorsun?"

"Kendimden.Olmam gereken kişiden uzaklaşırım diye,geride bırakdığım her şey kaybolur,yalnız kalırım diye korkuyorum."

"Bak.Bunu bir bilinmezlik gibi değil,koluna dokunurken üşüdüğün bir kapı gibi düşün.Buz gibi soğuk,ürpertici,elini vurmaya korktuğun kapı kolu.Ama eğer cesaret edib onu tutarsan,her sabah o kapıyı açdığında artık o yavaş-yavaş eriyecek,artık elin üşümeyecek.İşte bizim üniversitenin dış kapısıda aynı bu kol gibi sana soğuk geldi ama sen onu açdın ve şimdi buradasın.O kapıda zamanla buzlarından,soğukluğundan,ürperticiğilinden kurtulacak.Yeter ki cesaretli ol."

Ben ona şaşkınlıkla bakarken son olarak şu cümleleri kurdu."Geleceyimiz elimizdeki bir anahtardır,sadece hangi kapıya aid olduğunu bilmeliyiz.O kapıyı bulana kadarda deneyeceksin. Sabr et,güçlü ol.Elbet bir gün o kapıyı bulacaksın."

Sorunda o,ben o anahtar hangi kapıya aid bilmiyorum.O kapıyı açdığımda beni neyin karşıladığını bilmiyorum.Bu yüzden korkuyorum.

Ben bunları düşünürken o çokdan gitmişdi.Teşekkür etmek,beni cesaretlendirdiği için ona teşekkür etmek istemişdim ama o yokdu.

Kafamı kaldırıb sınıfa bakdım.Sınıfda yokdu.Koridora çıkdığımda orda da göremedim.O an tek isteğim onunla bir daha karşılaşmak ona teşekkür etmekdi.

Onu bulamayacağımı anlayıb sınıfa döndüm.İlk ders edebiyyatdı.Anlatılanları hiç dinlememiş, aklım o yabancı kişideydi.Artık her sabah buraya geldiğimde yabancı yüzler arasında tanıdık tek kişiyi arayacakdı gözlerim.

Ders bitdi.Masamı toplayıb her şeyi çantama atdım.Sınıfdan çıkmak,bahçede biraz yürümek istiyordum.Temiz hava banada iyi gelicekdi.Merdivenden indim,bahçeye girdim.Bahçede çok az kişi vardı.Tanıdık olmayan yüzler arasında başım aşağı yürürken tanıdık bir sesle doğruldum.Bu oydu.Az önce beni hayata döndüren o kız.

Ona seslemek istedim.O an fark etdim.Adını bilmiyordum.-"Ne kadar utanç verici.Biriyle tanışdığında ilk adını sorarsın.Salak Aysu ben şimdi napıcam."

Kendi kendime söylenirken yanında birisinin olduğunu farketdim.Dikkatlice baktığımda gördüğüm şeye inanamadım-"Bu...Bu...Bu o...Bu o mu?"

İnanamıyordum,beni buraya getiren,her şeyden,her kesden uzaklaşdıran,bu üniversiteyi seçmeme sebep olan o boş dediğim hayal tam olarak karşımda duruyordu.

Bu sırada kızın birinin arkadaşına sorduğu yapabilecekmisin sorusunu bende kendime sordum. "Yapabilecekmisin?"-cevap yok."Yapabilecekmisin?"-bir daha sordum ama yine cevap yokdu.

"Ya şimdi ya hiç.Yapabilekmisin Aysu Karaca.Yapabilecekmisin?"

---

Evet 1.ci bölümün sonuna geldik.Bir sonraki bölümü bir iki gün içinde yazmaya çalışacağım.Bu hikayeyi taslaksız hiss ederek yazıcam.Umarım olur.Bu konuda daha yeniyim ama zamanla daha iyi olucağımı düşünüyorum.Bir sonraki bölümle görüşmek üzere hoşçakalın. :)






İçimizden biriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin