8.Bölüm-Sebebkar

9 4 0
                                    

Her kese tekrardan merhabalar.Bu bölümü özetini çıkartarak yazdım.Bölüm müziği yukarıda. Açmayı unutmayın.Bölüme geçmeden önce oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.Hadi o zaman bölüme.

---

8 Bölüm-Sebebkar

"Mahv olmuşsun,ama bende de seni toparlayacak güç yok."

---

Artık oradaydım.Ayit olduğum o kişinin yanında.O eve girdiğim andan itibaren her şey değişti benim için.Artık gerçekleri biliyordum.Rüyalarımın misafiri yaşıyordu ve tam olarak karşımdaydı. Karşımda ne ya ben adamın EVİNDEYDİM.Evinde.Koltukda oturmuş dakikalarca bir-birimize bakmışdık konuşmadan.Çok heyecanlıydım.Evet içten içe onun zaten Ayaz olduğunu biliyordum ama gene de gerçeği öğrenince şok oldum.Şok olmak artık benim için normaldi.Şok olmadığım bir günüm bile olmamışdı.Bu şoku atlatmak çok zamanımı almadı.Hatta ortama o kadar ısındım ki,kalkıb kahve yapmaya bile gittim.O denli.Hatta şu anda cezveyi ocağa yerleştirdim.

Kahveyi bırakıb evin içinde küçük bir tura çıktım.Ayaz'sa tezgaha yaslanmış beni izliyordu.Ben evde gezerken her şeyi daha yeni yeni fark ediyordum.Her yerde benim ve Ayaz'ın gizlice çekilmiş olan çocukluk resimlerimiz vardı.Hani benim geçmiş hatıralarım acı olsada Ayaz oradaydı diye silemiyordum ya,Ayaz'da anladığım kadarıyla ben oradayım diye silememişdi.

"Ayaz bu resimler sizin evdeki albümde değilmiydi?Burada ne işi var?"

"Albümdeydi,takii ben onları gün ışığına çıkarana kadar.Onların orada kalmasına gönlüm el vermedi.Gitdim aldım."

Başka hiç bir şey demedim,demedi.Sormadım,sormadı.Öylece resimlere baktım o kahveyi fincanlara dökerken.Her bir resmin altında yatan o zor ama güzel hikayeyi biliyordum. Onlara baktıkca yaşadıklarımız gözümde canlanıyordu.

"Bu resimlerin hikayeleri farklı,arkasındaki hüzünse aynı." dedi Ayaz bana kahvemi uzatırken. Çok duygusallaşmışdık.İkimizinde gözleri dolmuşdu.

"Burada kaçıb bize gelmişdim.Hatırlıyormusun?" dedi Ayaz.Ben ise konuşamıyordum.

"Gelmesem ölücekdim." dedim zar zor.

"Gelmesen gelicekdim." dedi Ayaz.

Ayaz'la olan bu kısa konuşmamızdan sonra diğer resimlerede göz gezdirdim.Sesli bir şekilde olmasada içimizden konuşuyorduk.Her resimde gülsekde aslında acılarımızı tazeliyorduk.İyimi geldi yoksa kötümü o konuda kararsızım ama.Tam son fotoğrafa bakıcakdım ki,Ayaz benden önce davranıb fotoğrafı aldı ve çekmeceye koydu.Ama bilmediği bir şey vardı.Fotoğrafda ne olduğunu göz ucuyla baktığımda görmüşdüm.Orada cehennemim de vardı.Biz fotoğraf çektirirken aniden arkamızda belirmiş ve oda o fotoğrafa yansımışdı.İstemedende olsa aklıma o an gelmişdi.

Sıcak bir yaz günüydü.Evden kaçıb en güvende olduğum yere-Ayaz'ın yanına gitmişdim.Tek kelime etmemişdi.Bana sarılmış dakikalarca saçlarımı okşamışdı.Her yerim acısada işte tam o anda bütün acılarımı unutmuşdum.O benim ilacım gibiydi.Donarken beni o küçücük bedeniyle sarıb sarmalayan o kişiydi benim ilacım.Ayaz.

Haftalardır odamdan dışarı çıkmıyordum,çıkamıyordum.Güneşi yalnızca penceremden görüyordum.İşte o gün Ayaz'la sahile gitdik.Güneşi,onun sıcağını iliklerime kadar hiss etmişdim. Ayaz o anda elinde kamera ve bir adet çilekli dondurmayla yanıma geldi.Neredeyse yaz biticekdi ama ben hiç dondurma yememişdim.Hemen atladım dondurmaya.Haliyle yerken her yerime bulaşdırmışdım.Ayaz bana gülüyordu.Sonra ilham perileri geldi.Babasından ydigar kalan fotoğraf makinesini eline aldı.Tam karşıma geçib diz çökdü.Kocaman güldü,ben de güldüm.Fotoğrafı çekdikden kısa bir süre sonra yüzündeki gülümseme söndü.Ben hala gülüyordum takii o ana kadar.Gölgesi,yürüyüşü,beni alıb götürüşü ve geçmek bilmeyen o gece.

O gün Ayaz'ı son kez görmüşdüm.Bir trafik kazası haberi,ardından annesin birden ortadan kayboluşu.İşte benim o gün ateşler içinde tek kaldığım ilk gündü.O günden sonra hiç bir acıyı hiss etmemişdim.Çünki,ilacım yokdu ve zamanla acıya karşı hissizleşmişdim.

Tam o anda irkildim.Onun değil yüzü,gölgesi bile beni korkutmaya yetiyordu.Çocukluğumun kabusuydu o.Ne kabusu KATİLİ katili.Ayaz benim kötü olduğumu anlamış olucakdı ki bir anda kendimi koltukda buldum.Hiç bir şey söylemedi ne olduğunu benden iyi biliyordu.

"Atlatamadın değilmi." dedi üzgün bir şekilde.Hala o yaşananlar yüzünden kendini suçluyordu.

"O benim geçmişimin katili.Atlatdım sanıyordum ama atlatamamışım." Önümde durmuş bana öylece bakıyordu.

"Anlatmak istersen dinlerim."

"Neyi anlatayım Ayaz her anımda yanımdaydın!Her şeyi biliyorsun!Yıllarca anlatdım!Saatlerce anlatdım!Yetmedi her kese haykırdım!Bağırmalarımı duyan kimse olmadı!Bir tek sen duyuyordun ama seninde elin kolun bağlıydı."

"Sana yardım edebilirdim.Ama ben bencillik etdim!" Ayaz artık bağırmaya başlamışdı.Bu yıllardır değişmeyen huylarından bir tanesiydi.

"Beni değil babanı seçtiğin için bencil olmassın." O an duraksadı.Bunu yapmamalıydım. Babasından bahs etmemeliydim.

"Bak Aysu babam..." dedi durdu.Devam etdiremeyecekdi biliyordum.

"Kapatalım bu mövzuyu." O an kendimi tüm bu olanlardan sıyırıb camdan dışarı bakdım. Dışarıda yağan yağmur o kadar güzeldi ki uzanıb camı ardına kadar açdım.Kafamı camdan çıkarıb temiz toprak havasını içime çekdim.Kaldırımda yürüyen insanlardan biri nedense çok tanıdıktı.Gözlerimi kısıb baktığımda benzete bildiğim tek kişi vardı.SEBEBKARIM.

O an afalladığımı hiss etdim.Ayaz beni tutmasa az daha yere yapışacakdım.

"Aysu noluyo?İyi misin?" Beni koltuğa oturdukdan sonra daha fazla dayanamadım.Kolunu itib kapıya oğru koşdum.Dışarıda deli gibi yağmur yağıyordu ve montumu almamışdım.Ayaz beni çağıyordu arkamdan ama şuan tek düşdüğüm sokaktaki o kişiydi.

Kendimi binanın dışına atdığımda etrafta kimse yoktu.Çıldırıcak gibiydim.

"Nerede bu nerede!" diye çığlık atıyordum.Her kes bana bakıyordu ama umrumda bile değildi.

"Aysu!" Ayaz'ın sesiyle gerçek dünyaya dönmüşdüm.O kadar kötüydüm ki kendimi bir anda ıslak kaldırımın üstünde buldum.Sokakda oturmuş ileri geri sallanarak bir deli gibi sayıklıyordum.O an sırtımda bir sıcaklık hiss etdim.Ayaz montumu giydiriyordu.

"Gördüm...gördüm...buradaydı...yok." dedim sadece önümde diz çökmüş bana mahv olmuş şekilde bakan Ayaz'a.

"Kimi gördün güzelim." Saçlarımı okşarkenki o bakışları asla unutmayacaktım asla.

"Onu." diye bildim yalnızca.Ayaz daha fazla dayanamayıb bana sarıldı.Deli gibi yağan yağmurun altında sırılsıklam olmuşduk ikimizde.

"Yapma böyle Aysu.O günler geçti.Geride kaldı.Yapma artık bunu kendine,yapma bana.Bize yapma.Sen her böyle yaptığında benim içim paramparça oluyor." Sonra devam etdi.

"Bir tek sen varsın.Sen de gitme."

Daha iyiydim.Dedim ya o benim ilacımda.Ruhsuz kollarımla onu sıkı-sıkı sardım.O yağmurda öylece durmuş bir-birimize sarılmış,ağlıyorduk.Evet o da ağlıyordu,ben de.Bu birlikde ilk ağlayışımız değildi.Sonda olmayackdı.

Dakikalar sonra duyduğum o cümle içimi parçalamışdı.

"Mahv olmuşsun,ama bende de seni toparlayacak güç yok."

---

Ağlıyormuyuz şahsen ben ağlıyorum.Geçen bölümü ağlayarak bu bölümü burnumu çekerek bitiriyorum.Aslında bölümü burada bitirmeyecekdim daha devamı vardı ama devamını yazarsam çooooook uzun olucağı için yazmadım.Bir sonraki bölümde artık.

O zaman sorumu soruyorum.

SEBEBKAR sizce kim?

Ayaz'ın babasının başına ne geldi?Aysu'la onun arasında seçim yapacak ne yaşadı?

Yorumlarınızı bekliyorum.Öpüyorum kuşlarım.


İçimizden biriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin