1.0

87 11 20
                                    

Biraz daha zaman geçirmenin ardından Suna masadan ayrılmış, masada Osamu kalmıştı.

Kafasında bazı şeyler netleşmişti bu çocuğa karşı. Kötü birisi gibi durmuyordu. Yine de ona tamamen güvenemezdi.

Ama aklından şu an geçen cümle onu düşünmeye itmişti.

"Bu oyunda aynı taraftayken ona güvenmekten başka bir seçeneğim mi var?"

Zihninde dolaşan bu cümle ile masadan kalkıp caddeye doğru ilerledi...

[~]

Bu olayın üzerinden kaç gün geçtiğini hatırlamıyorlardı. Zaman kavramı onlar için bitmişti. Ama baya bir zaman geçmiş olmalıydı. Çünkü artık bu düzenden bunalıma girmelerine az kalmıştı.

Ve bu yüzden Atsumu'dan bir fikir gelmişti.

"Bu masada ne kadar oturup konuşursak konuşalım yeni bir şey öğrenemeyeceğiz. Bilinmesi gereken şeyi biliyoruz artık. Birbirimizi bulduk. Bu olaydan nasıl çıkacağımızı ise zaman gösterecek."

"Bu yüzden bırakın bu olayı. Masada boş boş oturmak yerine eğlenelim. Günü yine aynı şekilde bitirmek için ise kafeye uğrayıp oradan ayrılırız."

Diğer iki çocuk bu fikri onaylayıp eğlenmeye bakmışlardı. Omuzlarında böyle bir olayın yükü ile ne kadar eğlenebilirlerdi bilmiyorlardı ama belki de son günlerini yaşıyorlardı. Üstelik aldıkları yaralardan hareket edemeyecek duruma gelip ölümlerini beklemek yerine eğlenmek iyi olandı.

Atsumu sayesinde her gün bir plan yapıyorlardı. Burası (lunapark) normalde kalabalık olurdu ve bu yüzden Osamu ve Suna lunapark fikrini reddetse de gündüz gidecekleri için az kişi olurdu. Atsumu iki çocuğu bu şekilde ikna edebilmiş ve şu an lunaparkta dönme dolaba bineceklerdi.

"Bu sıkıcı alete binmek zorunda mıyız? Bakın çarpışan arabalar var, ona binelim!"

Atsumu bebek gibi mızmızlanıp dönme dolaba binmekte kararlı olan iki genci başka oyuncağa binmek için zorluyordu. Ama her denemede başarısız oluyordu.

Osamu, ikizinin bu mızmızlanmasından sıkılmıştı. Suna da ne kadar bunalsa da ses etmiyordu.

"Yeterince araba ile çarpışıyorum Atsumu, bir de oyuncağına mı bineyim?"

İkizinin bunalmış ve hafiften sinirli bir tonla söylediği şeyden sonra Atsumu kendisini kötü hissetmişti. İkizi haklıydı. Kafa dağıtmak için buraya geliyorlardı. Kardeşine sonraki hayatında travma olacak bu durumu tekrar ona yaşatamazdı.

Sesi çekingen çıkıyordu.

"Peki, o zaman dönme dolaba binelim..."

~

Suna ve Atsumu artık daha iyi geçiniyordu. Aslında Suna ilk bir araya gelmelerinden sonraki günlerde dahil olmak üzere Atsumu'ya nazik davranmaya çalışsa da Atsumu ona ters davranıyordu.

Örnek verecek olursak...

_____________________

(Biraz zaman önce dondurmacının önünde)

Suna: Neyli dondurma istiyorsun Atsumu?

Atsumu: Bana neden soruyorsun? Ne alacağını bilmiyor musun? Yoksa o aklın buna yetmiyor mu?

blanc en noir | SunaOsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin