Bölüm 20: Karım

253 23 7
                                    

Merhabalaaaar minik fındıklarım✨

Herkese merhabalar yeni bölümümüzle tekrardan karşınızdayım. Umarım yeni bölümümüzü beğenirsiniz ve keyifle okursunuz🤍

Keyifli okumalaaaaar 🎈

Ben neredeyim? Burası neresi?

Başım çok ağrıyor.

Gözlerimi sıkı sıkıya kapatıp açtığımda dünya tersine döndü anında. Sakince bir kez daha gözlerimi kapatıp açtığımda karşımda iki kişiyi ve bana baktıklarını gördüm.

Bu insanlarda kimdi böyle? Anlık olarak korkup kendimi uzanır vaziyette geriye çektim.

"Neredeyim?" dedim mırıltıyla. Konuşmamla sanki başıma birisinin vurduğunu hissettim. Anında ellerimi başıma götürdüm.

Karşımda ki kişi bu tepkim üzerine ellerimi tutmaya çalıştı. "İyi misin?" diyerek tereddütle sordu.

Bir kaç saniye boyunca başımın ağrısının geçmesini bekledim. Ben iyiyim ama bana ne olmuştu? Bu insanlar da kim böyle? Elimi tutmaya çalışma cüretini nereden buluyor bu adam?

"Siz şöyle çekilin ben Mihriban hanımın durumuna bakayım" dedi beyaz önlüklü yaşlı adam. Sanırım bu bir doktordu.

Ama neden doktora gelmiştim? Hiç bir şey hatırlamıyorum.

Yanıma bir kaç adımda gelen beyaz önlüklü adam elindeki ışıkla daha ben izin vermeden gözlerime baktı sırayla.

Anlam veremiyorum şu an ki duruma. Bir açıklama bekliyorum ama hiç bir açıklama yapmıyorlar.

"Durumunuz iyi fakat strese ve psikolojiye bağlı olarak hafıza kaybı geçiriyorsunuz şuan" dedi beyaz önlüklü adam bana merhametle bakarak.

Bundan önce benim buraya nasıl geldiğimi açıklaması gerekti.

Tereddüt ederek "Hafıza kaybı mı?" dediğim de cümlemi zar zor bitirdim. Başım çok ağrıyordu. Birisi bedenimde sadece başıma işkence ediyor gibi.

"Evet ama telaşa kapılmayın zamanla geçecek ve her şeyi hatırlamaya başlayacaksınız" dedi beyaz önlüklü adam.

Daha bu yaşlı adamının söylediklerini idrak edip sorgulayamadan öbür adam söze atladı.

"Peki ne kadar sürer hafıza kaybı" dedi takım elbiseli ve bir o kadar da ciddi adam. Bana ne olmuşsa kime neydi? İlk önce burada ne işim olduğunu açıklamaları gerekti.

Ayrıca manyak mı ne bu adam? Put gibi duruyor gözlerimi açtığımdan beri.

Hem ona neydi benim hastalığımın geçme zamanı? Tanımadığı biri için fazla samimi davranıyor. Ve tanımadığı biri için fazla endişeleniyordu.

"Sizinle şöyle konuşalım isterseniz Ömer bey" dedi beyaz önlüklü yaşlı adam, genç ve ciddi put adama bakarak.

Ömer mi? Ömer de kimdi? Benim onunla işim neydi? İsmi tanıdık geliyor gibiydi ama yok hayattan benim böyle bir adamı tanıma imkanım yok. Bu kadar zevksiz bir kadın olamam. Put gibi bir adamla işim olamaz benim... Olabilir mi?

Yok canım bu caniliği kendime yapmış olamam. Neyse bunu sonra sorgularım.

Doktor put adamla ne konuşacaktı ki?

Daha ben kendi sağlık durumumu sorgulamamışken, sağlık durumumu sorgulamak bu adamın haddine değildi.

Bir kaç adım benden uzaklaştıkların da konuşma seslerini duymam çok zor olmadı.

BERCESTE (Mihriban &Ömer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin