Bölüm 25: Yüzleşme

159 15 3
                                    


MERHABALAR SEVGİLİ OKURLARIM. YENİ BÖLÜMÜMÜZE HEPİNİZ HOŞ GELDİNİİİİZ. 

UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİR VE BENİ DESTEKLERSİZİN. ♥️♥️

KEYİFLİ OKUMALAAAA


Gözlerimi rahatsız eden aydınlık yüzünden uyandım. Gözlerimi ovarak açmaya çalıştığımda baş ucumdaki birisinin hareket edişini gördüm. Tabii ya Ömer burada kalmıştı. Kabus mu görüyordu? Normal de hiç bir zaman bu kadar hareket eden bir adam değildi.

Yorgunlukla doğrulmaya çalıştım. Dün gece anlam veremediğim tonlarca şey konuşmuştuk. Ömer buraya ağabeyim için geldiğini söylese de bazı sorularımıza kaçamak cevaplar vermişti. En azından üç hukukçunun gözünden bunlar kaçmamıştı.

Olayın olduğu o geceyi anlatmıştı ama hala bazı şeyler eksikti. Ben, onun ağabeyimi kaçırıp öldüresiye dövdüğünü ve ardından onu benim yanımda vurarak öldürdüğünü hatırlıyordum. Ama o bize, olayın Demir yüzünden gerçekleştiğini ve kimin silahından çıktığı belli olmayan bir kurşunla öldürüldüğünü söylemişti. Fakat ondan öncede yüzü maskeli bir adamın ağabeyimi dövdüğünü de söylemişti.

Öyle bir ince ayrıntı vardı ki öyle bir soru vardı ki ortada o sorunun cevabını alsak her şey düzelecekmiş gibi.

Demir'in bana 'O adam abinin katili ve sen hala o adamın..'' tarzında bir çok şey söylemişti. Bunu Ömer'e söyledikten sonra onun yaptığı tek şey susmak olmuştu. Demir, Ömer'in ağabeyimi öldüren kişi olduğunu inatla savunmuş ve hatta Ömer'in yanında olduğum için bana da imada bulunmuştu. Demir'in adamları maskeli ve dövmelilerdi. İkisinden biri ya yalan söylüyordu ya da bu olayın içinde başka iş vardı. Ayrıca Ömer kimin ağabeyimi vurduğunu bilmiyorsa neden bana daha önce defalarca 'Ağabeyini ben öldürdüm. Ağabeyinin katili benim'  demişti.

Halıya dalan gözlerimi yerden kaldırıp Ömer'e baktım. Bir şeyler mi mırıldanıyordu? Ayağa kalkıp bir kaç adımda yanında durdum. Küçük olan koltukta iki büklüm uzanıyordu. Gözlerini sıkı sıkıya kapatmış bir şeyler söylüyordu. Alnından akan teri görünce dizlerimin üzerine çöküp ona kulak verdim. Konuşmaktan çok bir şeyler fısıldıyor gibiydi. ''Ben yapmadım'' dedi. Bunu söylerken dişlerini sıkmıştı. Neyi o yapmamıştı? Neyden bahsediyordu?

Tereddütle omuzlarından onu dürttüm. ''Ömer uyan... Kabus görüyorsun.''

Tepki vermedi. Nefes alış verişleri hızlanmıştı. ''Yemin ederim ben yap-'' dediğinde acı içinde inledi. Korkup onu olduğunca sert bir şekilde dürttüm. Onu dürtmemle bileğimi kavrayıp sıktı. Bu hareketiyle bir süre donup kaldım. Tam elimi ondan çekecekken ellerinin gevşediğini ve gözlerinin aralandığını gördüm. Elimi ondan çekip hızla ayağa kalktım. Ona fazla merhamet ediyordum.

Benim bu tepkime karşılık olduğu yerde olduğunca sakin bir şekilde doğruldu. Gözlerimi ondan kaçırıp arkasındaki camdan bakıyormuş gibi yaptım ve konuşmaya başladım. ''Kabus görüyordun.''

Kaçamak bakışlarımla ona baktığımda dirseklerini dizlerine koymuş gözlerini ovuyordu. Başını salladığını görünce sinirle lavaboya doğru yürüdüm. Onu uyandırmaya çalıştığım için ,insan bir teşekkür ederdi .

İnanın Ömer artık umurumda değildi. Önemli olan şuan bu yaşadıklarımızdı. Ömer'in yaşadıkları değil. Şimdi ne yapacaktık? Ömer'in planı neydi?

Saniyeler içerisinde elimi yüzümü yıkayıp salona geri döndüğümde Ömer'in üzerine kabanını giymiş olduğunu gördüm. Dışarısı ne kadar sıcaktı bilmiyorum ama içerisi terlenebilecek kadar sıcaktı.

BERCESTE (Mihriban &Ömer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin