WUAAAAAAAAAAA
WEDNESDAY
Yarışmanın üzerinden 2 gün geçmişti. Kurt genleri sayesinde Enid hemen iyileşmişti.
Şu an odamızdaydı. Revirden yeni çıkmıştı.
Tabi ki gidemedim yanına. Kendime itiraf ettiğim şeyden sonra ne yapmalıyım bilmiyorum. Şu an tek dayanağım Enid'in bunu bilmiyor oluşuydu.
Kovana geldiğimde Eugene buradaydı. Artık burada uyduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Selam Wednesday." dedi Eugene
"Selam Eugene."
Kıyafetimi giydim ve Eugene'e balları toplamakta yardım ettim.
Bitirdiğimizde beraber kulübenin önündeki merdivenlere oturduk.
"Enid nasıl ?" diye sordu Eugene.
Kafamı sallayarak kısaca iyi dedim.
"Daha gitmedin yanına değil mi ?" dedi.
Kısaca ona baktım sonra yine önüme döndüm.
"Enid'den kaçmayı bırak Wednesday. Her ne kadar onu senden önce beğenmeye başlamış olsam da ben de biliyorum gerçeği."
"Ne gerçeği ?" diye sordum.
Yutkundu ve cevap verdi;
"Onu sevdiğini tabi ki. Ona sarılışını görsen anlardın." dedi.
Ona baktığımda kaşlarım çatıldı ve kulübeye girip üstümü değiştirdim.
Hızlıca kulübeden çıkıp odama doğru ilerledim. Odaya geldiğimde yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim.
Enid'in üstü giyinik değildi.
"Tam zamanında geldin Wednesday. Yardım eder misin ? Pansuman yapmaya çalışıyorum da." dedi Enid.
Kafamı sallayarak yanına gittim. Yatağının yanında birkaç tane geçmiş olsun çiçeği vardı.
Elinden malzemeleri aldım ve yanına oturarak karnında ki kesiğe pansuman yapmaya başladım.
"Tebrikler bu arada. Sen kazandın."
Şişenin kapağını kapatıp kenara koyarken cevapladım;
"Değmezdi."
Alayla güldü ve;
"Haklısın. Kurt formunda bile seni yenemeyen biri için değmezdi." dedi.
Nerdeyse geçmiş olan yaranın üzerini kapattığımda üzerini giydi. Dediği şeyle kaşlarım çatıldı.
"Ne önemi var ? Seni hiçbir zaman karşıma almayacağım Enid. Her zaman yanımda olacaksın."
Bana bakmaya başladığında ben de çatılmış kaşlarıma ona bakmayı sürdürdüm.
Enid yutkundu ve yavaşça bana yaklaştı. Bir elini yanağıma koydu ve dudaklarını dudaklarımla nazikçe birleştirdi. Gözlerim istemsiz kapandı ve Enid saniyeler sonra geri çekildiğinde açıldı.
Eli hala yanağımdaydı fakat elini oradan kaldıracak gücü kendime bulamıyordum. Ve artık bunu istemiyordum da.
Elimi yavaşça kaldırıp elinin üzerine koydum ve ellerimizi beraber aşağı indirdim. Bu sefer Enid'e ben yaklaştım ve dudaklarımız birleştirdim.
Enid bana yumuşak öpücükler ile karşılık verdiğinde lanetim beni ele geçirdi.
"Eğer bunu yapacaksak beraber yapacağız Wednesday ! Sana bir şey olacaksa da ben yanındayken olacak." dedi Enid.
"Wednesday ? İyi misin ?" dedi Enid.
Kafamı sallayarak onayladığımda gülümsedi.
"Yani şimdi biz..." çekinerek konuştuğunda gülümsememe engel olamadım.
Minicik gülümsememle Enid'in gözlerinin parlayışını gördüm.
Hala bir şey dememi beklediğini fark ettiğimde hafifçe kafamı salladım.
"Yaşasın !" diye bağırdı ve sarılmak içi yaklaştı.
Geri çekildiğimde tekrar gülümsedi.
"Doğru, sarılmak bize göre bir şey değil." dedi.
Umarım seni soğuk duvarlarım arasına alarak hata yapmıyorumdur Enid. Lütfen beni yanıltma.
watty salak amk sabahtandir bolum atmaya calisiom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friday Night //WenClair
FanfictionNevermore tatilinde ilk sapığına sahip olan Wednesday bu konu ile oldukça ilgilenmeye başlar. Tatilin ardından yeni bir okul yılında onu bekleyen karanlık şeyler onu neredeyse gülümsetecekti.