New Spirit

416 37 31
                                    

cok israr edilmis dayanamadim hocam ya

WEDNESDAY

Tyler ve o ses hâlâ öldürmeye devam ediyordular. Beni ne zaman ve nasıl çağıracaklar bir fikrim yok fakat onlara sadece yardım etme niyetinde değilim.

Böyle bir şey olursa bu bir felaket olur. Joseph Crackstone'un tekrar hayata dönmesi hepimizin sonunu getirir.

Ölüm sayılarına bakılırsa bu sefer birden fazla kişiyi diriltme niyetindeydiler.

Kafamda bu kadar düşünce olmasına rağmen dışarıya hiçbir şey belli etmedim ve Enid ile birlikte normal bir hayat sürmeye devam ettim.

Enid'in kurt güçlerine odaklanıyorduk. Eğer bir savaş olursa epey yardımı dokunabilirdi.

Bu sırada olan bir değişiklik daha vardı. Gördüğüm son imgeden sonra bir tuhaflık olduğunu anlayıp annem ile iletişime geçmiştim.

İçimde yeni bir ruh doğdunu ve üzerimde bazı etkileri olabileceğinden bahsetti. Ne olacağını ikimizde bilmiyorduk.

Tek bildiğimiz yeni ruhların sadece yüksek güçlere yardım ettiğiydi. Belkide Tyler'ın bahsettiği güç buydu.

Odama geldim ve tabloma baktım. Yeni efendi olarak Alicia'yı düşünüyordum. Fakat bir yandan da müdür olma ihtimali kafamdan gitmiyordu çünkü ona karşı olan hislerim bu yöndeydi.

Felaket kopmadan önceki sessizlikti bu.

Odanın kapısı açıldığında o tarafa döndüm.

"Oh, Wednesday buradasın." dedi Enid.

Bu kadar şeyin arasında o yanımda oldukça her şeyi unutuyordum. Sanırsam süper neşeli biri ile çıkmanın olumlu yanında bu.

"Bi sorun mu var?" dedim.

Kafasını iki yana sallayarak yanıma geldi.

"Hayır seni görmek istedim sadece."

Kafamı sallayarak onayladım. Bir süre birbirimize baktık. Belki de son kez bakıyorduk bilmiyorum. İkimizde ölebilirdik.

Yaklaştım ve kollarımı Enid'in beline sararak kafamı göğsüne koydum. Enid'de bana sarıldığında biraz böyle kaldık.

Yalan söylüyordum. Sarılmaktan nefret ettiğim falan yok. Sadece bu tarz fiziksel şeylerin beni zayıf düşüreceğinden korkuyorum ama artık pekte umurumda değil. Olabildiğim kadar zayıfım zaten.

"İyi misin Wednesday?" diye sordu Enid.

Ondan uzaklaştım ve kafamı salladım. Enid'in dersi başlıyordu bu yüzden gitmeliydi. O gittikten sonra telefonuma bir mesaj geldi.

Sapığım yazmıştı. Mesajı açtığımda Enid ile sarılırken fotoğrafımı göndermişti. Gerçekten kafayi yemek üzereydim. Nasıl mümkün oluyor bilmiyorum.

"Zaman geldi minik Wednesday. Gel ve bize yardım et."

Harika. Umarım yardımdan kastıkları yine elimi taşa koymak falandır. Gidelim de katilimizle tanışalım.

Kimseye görünmeden ormanın ortasına geldim. Gündüz yapmaları biraz tuhaftı genellikle bu tarz şeyler gece yarısında yapılmaz mıydı.

"Wednesday."

Arkamı döndüğümde Enid'i gördüm kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.

Katil o muydu ?

"Senin ne işin var burada?" diye sordum.

"Neler olduğunu bilmiyorum fakat benden bir şeyler sakladığının farkındayım Wednesday. Her ne sikim oluyor bilmiyorum ve açıkçası umurumda da değil sadece bunun iyi bir şey olmadığına eminim." dedi ve bir adım daha attı bana.
"İyi ya da kötü ne olacaksa bir şey yapacağız. Eğer bunu yapacaksak beraber yapacağız Wednesday! Sana bir şey olacaksa da ben yanındayken olacak." dedi Enid.

O kadar ciddi görünüyordu ki tamamen alışılmadık bir şeydi. Enid ve ciddiyet. Cümlesi bile komik duruyor.

"Yanımda olmak istemeni anlıyorum. Açıklayacak vaktim yok. Saklan ve beni takip et. Ölmediğim sürece müdahale etme." dedim ve yoluma devam ettim.

Biraz daha ilerledikten sonra Tyler piçini gördüm.

"Hoş geldin sevgili Wednesday." dedi.

"Mide bulandırıcısın Tyler." dedim.

Gıcık bir şekilde güldü ve devam etti. Peşinden onu takip ettiğimde kollarla dolu bir taştan havuzla karşılaştım. Bu benim için bile iğrençti.

Havuzun üzerinde bir köprü vardı ve üzerinde de bir taş. Sanırsam beni ilgilendiren kısım orasıydı.

Havuzun önünde duran uzun bir cüppe giymiş biri vardı.

"Kız geldi efendim." dedi köpek Tyler.

Ve efendi arkasını döndü.

"Bianca ?!" dedim şaşkınlıkla.

"Merhaba Wednesday." dedi.

"Açıkçası anlamanı bekliyordum. Bilirsin Hydeları uyandırmanın bir yoluda hipnozdur. Ve bunu sirenlerden iyi kimse yapamaz." dedi Bianca.

"Bianca her şey hazır."

Bu ses ?

Arkamı döndüğümde Xavier'ı gördüm. Daha ne kadar ihanete uğrayabilirdim.

"Selam Wednesday. Aslında şüphelerin çokta yanlış değildi. Sadece zamanlaması yanlıştı. Sana verdiğim telefondan seni istediğim gibi takip ediyordum." dedi.

Tanrım.. nasıl bir saçmalığın içine düştüm ben. Şüphelendiğim herkes yanlış çıktı. Enid'den bile şüphelenmiştim ve karşımda olan isimlere bakın Bianca ve Xavier.

Komik bir şaka gibi.

Arkamdan gelen hayvansı sesler ile sinirim iyice tepeme çıkmıştı ölmediğim sürece müdahale etme dediğimden eminim.

Fakat gelen Enid değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Friday Night //WenClairHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin