18. BÖLÜM

247 15 0
                                    

Konağın kapısına geldiğimde kapıda girer girmez destanın merdivenden inerken gördüğümde kalbim son derecede hızlı bir şekilde atıyordu bunun adı sevgi miydi aşk mıydı neydi bilmiyordum ilk defa sanki böyle duygulara tanık oluyordu kalbim destanı her gördüğümde sanki bir şey olacak da sihir bozulacak ve destan hayatımda olmayacak gibi hissediyordum ve bu da beni çok korkutuyordu ve sana doğru yaklaştığımda gözlerimi kısarak onu bütünüyle süzmeye başladım.

Saçlarını yana yatırarak boyun ve omuz kısmını açarak beyaz bir elbise üzerine giymişti dudağını bükerek gülüp bana yaklaştığında nefes almayacak gibi hissediyordum kendimi Allah'ım bana verdiği bir lütuftu bu öyle bir güzelliğe sahipti ki insan b...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saçlarını yana yatırarak boyun ve omuz kısmını açarak beyaz bir elbise üzerine giymişti dudağını bükerek gülüp bana yaklaştığında nefes almayacak gibi hissediyordum kendimi Allah'ım bana verdiği bir lütuftu bu öyle bir güzelliğe sahipti ki insan baktıkça bakası geliyordu her güldüğünde yanındaki gamzesi belirlediği zaman nu alıp içime sokasım geliyordu öyle bir güzelliğe sahipti ona doğru ilerlediğim Zaman sağıma soluma baktığımda kimsenin olmadığını fark edince sımsıkı sarılarak boynuna sulu bir öpücük bıraktım omuzuna kondurduğum öpücükle huylanmış gibi omuzuna hafiften boynuna doğru çekti tam dudağına konacak öpücüğe hazırlanırken konağın kapısı açılır açılmaz kendime geri çektim gelen Ali Arif ve asya'ydı.





Asiye destan'a doğru yaklaşarak boynuna sarıldı seni çok özledim kız nerelerdesin hiç görünmüyorsun evlendin evlenene bana dönerek af buyurun ağam sen bu kıza ne yaptın hepimizi unutmuş bir vaziyette benziyor dediğinde kahkaha atarak destanı kendime doğru çektim babam konağın kapısında girer girmez bize bakarak tebessümle ellerini havaya kaldırarak Allah'ıma şükürler olsun ki bu günleri de Rabbim bize gösterdi çocuklarımın her zaman mutlu olmasını canı gönülden Rabbimden istiyorum diyerek hepimizin içinde de sana yaklaşarak destanın alnından öptü destanı sımsıkı sararak tekrar kendini biraz geri çekerek gururla destanı süzdü amcasının ilk ve son yeğeni dedikten sonra destan minnetle babama bakarak yanağına kondurdu öpücük de sen de benim tek amcamsın senden başka hiç amcam yok ve olmasını da istemem dediğinde konağın kapısı tekrar açıldığında fatoş'la heja ve Rıfat bey gelmişti Rıfat bey.

Asiye destan'a doğru yaklaşarak boynuna sarıldı seni çok özledim kız nerelerdesin hiç görünmüyorsun evlendin evlenene bana dönerek af buyurun ağam sen bu kıza ne yaptın hepimizi unutmuş bir vaziyette benziyor dediğinde kahkaha atarak destanı kendi...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rıfat bey ile Fatoş yan yana yürürken baya neşeli görünüyorlardı bu beni ne kadar üzse de artık fatoş'un ile evlenme çağı geldiğini ve onun da kendine göre bir hayat seçme hakkının olduğunu belirtisiydi evet belki onun abisiydim ama ben onun hayatına karışmak gibi bir hakka sahip değildim ve onun mutluluğu benim için her şeyden önemliydi kardeşim olabilirdi ama rıfat'ın da onun sevmesi bu beni mutlu ediyordu Rıfat yıllar boyunca amcamın yanında çalışmış ve hayatın bütün zorlukların üstesinden gelmiş destanı.






Kendi öz kardeşi gibi sevip koruyup kollamış bizden daha çok onu tanıyarak ona sahip çıkarak bugüne kadar beraber aynı yolda yürümüşlerdi Rıfat kötü biri değildi belki de Fatoş için en ideal eş adayı olabilirdi bunu hep beraber yaşayıp görmek gerekiyor ön yargılı davranmayacaktım fatoş'un kararlarına saygı duyup yanında duracaktım fatoş'un gözlerini içi gülüyordu bu da beni çok mutlu ediyordu soluma baktığımda.






Ali'nin de fatoş'tan bir farkı yoktu destanı dürterek bunlar ne alaka dediğimde destan hafif dudağını kulağıma yaklaşarak bunların aşkı başını almış gidiyor senin bir şeyden haberin yok bunu akşam değerlendiririz dediğinde hafiften yanağına kondurdum öpücükle kendini geri çekti Fatoş çok mutlu görünüyordu Ali ondan da mutluydu Ali ile Asiye yan yana oturmuş aynı sofrada yemek yiyorlardı ara ara Ali asiye'nin kulağına fısıldayıp bir şeyler söyleyip tekrar gülerek geri çekiliyordu Fatoş Rıfat bey ile yan yana oturmuşlardı çatalım masanın altına düştüğünde eğilip alacakken masanın altında rıfat'ın fatoş'un elini tuttuğunu görünce işlerin ilerlediğini anlamıştım Ali asiye'nin elini sımsıkı tutmuş Asiye elini çektikçe.





Ali daha çok kendine doğru çekiyordu bunları gördüğümde tebessümle çatalımı alarak masaya bakmaya başladım insan bazen en yakınındaki insanın mutlu veya mutsuz olduğunu ancak kendisi mutlu olduğu zaman anlar şu anda kendi sorunlarımı hallettiğim için onların sorunlarının farkındaydım yemekler yedikten sonra destanla beraber ayağa kalkarak hepiniz bu gece bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ederiz bu güzel gece için maksat bütün aile aynı sofrada oturmaktı rıfat'a bakarak sen de artık bizim aileden sayılırsın dediğimde Rıfat başını dikleştirerek teşekkür ederim.






Miran bunu bana söylediğin için beni de bil ailenin üyesi olarak hissettiğin için sana minnettarım dedikten sonra rıfat'a bakarak bir ara seninle konuşmak istediklerim var dedim de Rıfat aslında ben de sizinle konuşmak istiyordum dedikten sonra ayağa kalkarak eğer mümkünse bu hafta sonu hayırlı bir iş için evinize gelmeyi düşünüyoruz dediğinde ona şu anda ne diyeceğimi bilmiyordum ama fatoş'un gözleri ışıl ışıl parlamış bir şekilde bana baktığını görünce onu kıramazdım başımı iki yana sallayarak evet anlamında bekleriz dedikten sonra isterseniz bu gece burada kalın Rıfat geç oldu dediğimde Rıfat tamam anlamında kafasına salladıktan sonra Asiye tam dönecekken.






Asiye kusura bakma ağam bu saatte eve gidecek değilim tabii ki burada yatacağım dediğinde hepimiz kahkaha atmıştık Asiye biraz açık sözlüydü lafını sözünü esirgemeyen her daim karaların arkasında duran ve tatlı seveceğim bir insandı pınar'a seslenerek Rıfat bey için bir oda hazırlayın Asiye hanım da aha önce kaldığı o da temizse eğer oraya geçsin dedikten sonra hepsine dönerek izninizle çok yorulduk uyku zamanı dedikten sonra destanın elinden tutarak yukarı odaya geçmiştik odamıza girer girmez destanın omuzundan tutarak kapıya doğru sırtını yanaştırdım dudaklarımı sıcak tenine değdirerek kulağına fısıldadım bugün akşama kadar senin bu dudaklarının hayalini kuruyordum kokuna hasret kaldığım tenini her daim arzuladığım kadınımsın dedikten sonra dudağına dudağıma bastırarak dudağını hafiften ısırdım sonra şiddet de onu öpmeye başladım öyle bir vücuduma.








Alev sarmıştı ki o anda onun ne kadar arzuladığımı farkına varmıştım hızla üzerindeki elbisenin fermuarını açarak vücudunda sıyırmasını ağladım saçlarını arkaya doğru attığıda göğüs kısmının açıkta kalmasını sağladım ellerimi göğsüne bastırarak okşamaya başladım onu hem öpüp hem de yatağa doğru yavaş yavaş yaklaştırıyordum hafif öpücüklerle onu çıldırtıyordum tenine değen her daim dudaklarım sanki vücudunu talan ediyordu onun dudaklarının arasındaki inilttiği duyunca tüylerim ürpermişti ben bu mutluluğu daha önce hiç yaşamamış sanki zeynep'le bu gibi duyguları hiç tatmamış gibiydim gerçekten destan beni benden alıyordu benim erkeklik duygularımı ortaya çıkarmış ve ilk defa erkek olduğum için şanslı olduğumu hissediyordum onun bembeyaz teni her elim değdiğinde.






Sanki ateşe değmiş gibi hissediyordum onu öptükçe öpesim geliyordu her elimi değdiği yer sanki yeni yeni keşfediyormuş gibi hissediyordum ben bu yaşıma kadar böyle bir mutluluğu hissetmemiştim ellerimi ensesine koyarak daha sert dudaklarını öpmeye başladım destan gömleğimin ve bütün düğmelerini tek tek eliyle açmıştı onun elinin her dediği yer alev alev yanıyordu sanki öyle ki kendime mani olamayıp pantolonumun düğmesini kendim açarak hızlı bir şekilde onun sırtına yatakla buruşturduğumda hızla üzerindeki yerimi almıştım sanki onun vücudundaki bütün organlarına dudaklarımı tenine bastırmak istiyordum dudaklarımın değmediği teni sanki buna sinirleniyordum onun her zerresini hissetmek istiyordum her zerresini öpmek istiyordum hafif dudaklarımı kulak memesine sürterek beni öldürecek misin bu heyecana fazla bu kalp dayanmaz belki güzelim dediğimde destan dudağıma uzanarak tüy gibi hafif bir öpücük kondurduğunda daha fazla kendimi tutamayıp kendimi ona katmıştım onun ağzındaki çıkacak inlemesinin engelleyerek dudaklarımla dudaklarını mühürlemiştim o benim hayattaki tek yaşama amacım olmuştu destansız bundan sonra nefes alamayacak bir şekilde gelmiştim destanın dudağına kondurdum öpücükle destan ellerini enseme koyarak beni daha çok kendine doğru çekmişti gelgitlerim bittikten sonra yana yatırarak kendimi onu kendime doğru çekerek sımsıkı sarıldım.

AMCASININ YİĞENİ Tamamlandı. +)18.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin