AMCASININ YİĞENİ Tamamlandı. +)18.

33. BÖLÜM

Annemle babam odadan çıktıktan sonra destanın başucu da oturarak onunla konuşmaya başladım ellerimi avuç içlerini yanaklarına bastırarak bir tanem sana çok güzel bir haberim var eminim ki bu haberi aldığında sen de en az benim kadar çok sevineceksin dediğimde destan tebessüm ederek yüzüme bakmıştı hayırdır söyle bakalım onu duyduktan sonra karar vereceğim sevinip sevilmeyeceğime dediğinde gözlerin içine bakarak tıpkı senin gibi güzel bir kızımız olacak dediğinde destan anlamamış bir şekilde bana baktı ne demek istiyorsun dediğinde hamilesin hem de iki aylık ama inanıyorum ki senin kadar güzel bir kızımız olacak dediğinde destan ellerini karnının üzerine koyarak inanmıyorum buna gerçekten şimdi ben hamile miyim demek ki rüyamda gördüğüm bebek karnımda olan bir bebek olduğu için o rüyayı görmüştüm dediğinde ben oana sarılarak bana yaşadığın korkunun haddi hesabı belli değil.

Bir bilsen ki senin için ne kadar korktuğumu kapıda doktor senin öldüğünü söyleyince Dünyam durmuştu sanki bütün Urfa başıma yıkılmıştı emin ol ki hayatımda hiç yaşamadığım kadar büyük bir korkuyu yaşadım rüyanda gördüğün gibi yemin ettim ben de o aslında bir rüya değildi o gerçek olan bir şeydi sen sadri'de yatarken o bembeyaz olan yüzüne baktığımda sanki dünya yıkılmış gibiydi bir dakika sadece bir dakika içinde eğer kalbin çalışmasaydı ahtım olsun ki kendimi vuracaktım çünkü o acıya asla dayanamazdım dediğimde destanın bana sımsıkı sarılarak bu gece yanımda yat bedenim çok yorgun sana sarıldığımda sanki ruhum dinleniyor gibi hissediyorum dediğinde hafif yanında boşluk olan yere uzanarak onun kokusunu içime çeke çeke bu gece yatacaktım bu benim için en büyük mutluluktu gece boyunca destanın yüzünü seyrederek geçirmiştim gözlerimi açtığımda babam içeriye girerek tebessümle oğlum biz evden geldik saatlerdir uyuyorsunuz sizlere kıyıp kaldıramadık doktor selamı değiştirirken sizleri uyandırmamak için çok çabalamıştı hafiften yerimden doğrularak kenarı çekildim destan halen uyuyordu kolumu boynunun altından çekerek onu hafiften incitmeden yastığın üzerine bıraktım gözlerimi ovuşturarak babama baktım saat kaç dediğimde babam 2'yi geçiyor oğlum babama bakarak doktor ne dedi ne zaman çıkma ihtimali var dediğimde babam doktor belki yarın çıkabilir diye konuşmuştu dedikten sonra yüzüme bakarak oğlum kızım iyileşsin de isterse 1 ay bile yatabilir Yeter ki o iyi olsun dediğide destan gözlerini açarak ikimize baktı.

Miran istersen git evde biraz dinlen üzerini değiştir Üstün başın hepsi kan saçların hepsi dağılmış biraz kendine çeki düzen ver tekrar gel dediğinde ne kadar itiraz etsem de destan haklıydı gömleğime baktığımda halen destanın kanı vardı daha fazla bu şekilde durmak istemiyordum başımı onaylayacak şekilde sallayarak destanı yaklaşarak alnından öptüm babama bakarak sen burada kal ben eve gidip hemen geri döneceğim dedikten sonra hızla odadan çıkar çıkmaz direkt hastane çıkışından doğru yürümeye başladım arabaya binerek eve vardığımda üzerimi hızlı bir şekilde değiştirerek konaktan çıkmıştım hastaneye tekrar geri döndüğümde destan yatıyordu Zaman hızla geçiyordu bugün destanı hastanede çıkardığımızın 2 günüydü odaya girdiğimden destan üzerini değiştirmiş yatağına tam yatacağı sırada yanına yaklaşarak avuç içlerimi yanaklarına bastırarak gözlerin içine baktım o Allah'ım bana bir mucizesiydi hem karımı hem çocuğumu bana başlamıştı ona sımsıkı sarılarak onu göğsüme bastırdım.

siye ile Esra içeriye girdiğinde ikimizi bu şekilde gördüğünde ikisi tebessümle birbirine baktılar Asiye hastanede 1 anlık bile olsa eve gelmemişti Esra hastanede gelinliğiyle 2 gün boyunca oradan oraya dolanıp duruyordu ve sana kan lazım olduğunda Esra ile Ramazan'ın kanı uyumuştu sonuç olarak dayısı ve teyzesiydi ikisi kan verdikleri için dersten fazla sıkıntı yaşamamıştı Asiye ile esra'ya bakarak tebessümle hayırdır kızlar dediğimde bizlere bakarak kusura bakmayın sizi rahatsız ediyoruz ama artık destanla biraz yalnız kalsak diyoruz çünkü onu hiç yalnız bırakmadın ikimiz de onu görmek istiyoruz unutma ki biz de onu özledik onun için çok korktuk dediğinde kızlar haklıydı destandan ayrılarak onu yatağına doğru uzattırdıktan sonra üzerine örterek dudaklarımı alnına bastırarak hadi kızlar size iyi sohbetler sadece bir saat bir saat sonra tekrar buradayım dedikten sonra içeriden çıkmıştım aşağı vardığım zaman.

Ali Arif ve Rıfat bey oturmuş konuşuyorlardı yanlarına vardığımda hep biraz da konuşmaya başladık Rıfat bana bakarak destan nasıl dediğinde rıfat'ın destan'a çok düşkün olduğunu biliyordum yüzüne bakarak tebessümle iyidir ve sana güzel bir haberim var belki bizimkiler sana söylemediler dayı oluyorsun dediğim zaman Rıfat heyecanlanarak ayağa kalktı ve yanıma yaklaşarak sımsıkı sarıldı seni tebrik ederim ve ayriyeten sen de beni tebrik et dayı oluyorum bundan daha iyi bir müjde yoktur dediğinde tebessümle rıfata baktım Rıfat gerçekten destanı aşırı bitirecek düşkünlüğü vardı sanki öz kardeşiymiş gibi öyle bir hissiyat veriyordu tekrar yerine oturduktan sonra arif'le Ali bana bakarak çok tebrik ederim abiciğim gerçekten güzel bir haber.

Arif boynunu bükerek bana baktı özür dilerim abi düğünde destanım yengemin başına bunların geleceğini bilseydim asla düğün yapmazdım dediğinde ayağa kalkarak Arife sarıldım özür  dilenecek bir şey yok burada olmasaydı başka bir yerde bunu muhakkak yapacaklardı ve bunu yapanlar da elbette cezasını çekecek dediğimde Ali o iş bende sen merak etme abi her şeyi hallettim Rıfat yüzüme bakarak çocuk daha 15 yaşında onun hiçbir suçu yok onu bu yola tefsir eden insanlar cezasını buldular merak etme her kim ne halt ettiyse hepsi güzelcene cezasını aldı sen merak etme dediği zaman yüzüne bakarak kim ve niçin karıma bunları yaptı dediğimde sizin eski ortaklarınızdan birinin destanın şehmus'u öldürdüğünü duyunca kendince yaptıkları bir planla şehmuz'un oğlunu dolduruşa getirerek en küçük oğlunu dolduruşa getirmişler çocuk da 15-16 yaşında okul okuyor ona.

Senin babanı işkence ederek öldürdüklerini ve hepsinin destanın yaptığını ve senin yaptığını söylemişler özellikle senin hakkında çok kötü şeyler söylemişler çocuğa çocuk seni öldürmek için gelmiş aslında ama destanı hitap edince çocuk gerçekten çok üzülmüş günlerce orada korkudan ağlayarak kendini heba etti gerekirse hanımı vereyim canımı vereyim ama yeter ki o ablaya bir şey olmasın diye ağlayıp durdu ve bizler de o şirket sahibini bir güzel cezalandırdık önce adamı aldık bir güzel dövdükten sonra dişlerini diri diri hepsini kerpetenle çektik ondan sonra şirketinde kötü maddeler sattığı için şikayet ettik topluca hepsini polislere teslim ettik dediğinde rıfat'a dehşet de onu gözlerle baktım unlar olurken ben destanın yanındaydım hiçbirinden haberim yoktu rıfat'a minnetle teşekkür ederim iyi ki varsınız iyi ki benim çevremden sizin gibi iyi insanlar oldukça hiçbir zaman sırtımız yere gelmez dediğimde minnetle onlara baktım gerçekten çok güzel bir aileye sahip olmuştuk destanın gelişiyle aile gitgide kocaman bir aile oluyordu rıfat'a bakarak bütün işleri bilip öğrenmek istiyorum artık destanın rahat bir nefes alması için çünkü şu anda destan 2 canlı onun kendine iyi bakması gerekiyor dediğimde Rıfat bunu onaylayacak ki bana bakarak ben de tam bunun için yanına gelmiştim dediğinde.

Azat yukarıdan inerek bizim yanımıza gelerek abi artık benim de bir şeylere yardım etme vaktim gelmedin mi okul bitmesine bir yıl kaldı dediğinde bunu onaylamıştım çünkü gerçekten azadında bir işin ucunda tutması gerekiyordu rıfat'a yaklaşarak sarıldığında artık işin ciddiyetini öğrenmiştim Zaman hızla ilerliyordu günler aylar birbirine kovalıyordu destanın hamileliğin üzerinde tam tamına 5 ay geçmişti cok güzel bir kızımız olacaktı ona inanıyordum doktor ilk kızınız olacak dediği zaman gerçekten çok sevinmiştim bir Ağa olabilirim ama ben her zaman için evlat evlattır benim için değeri her zaman büyüktür her şey yoluna girmişti babam artık sevincinden ne yapacağını şaşırmış bir vaziyetteydi her dakika destanın etrafında dört dönüyordu ders sana bir şey olacak diye ödü kopuyordu gecenin bir yarısı destan aş eridiği için sürekli odada birilerini gönderip duruyordu destanın canı bir şey ister de eğer alamazsak diye üzülürdü bütün aile destanın etrafında pervane olmuştu adeta bu destanı ne kadar üzse de artık o da alışmış bir vaziyetteydi.