Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"to the beginning where the end awaits."
xxx
gökyüzü gri, hava yağmurluydu. aurora'nın yelkenleri sonuna kadar açılmış, savaş için toplar hazırlanmış ve tüm mürettebat kaptanlarını güvertenin tam ortasında daire oluşturmuş şekilde dinliyordu.
"kore donanması bizim için her zaman kolay lokmaydı." kaptan, ellerini göğüsünde birleştirdi ve mürettebat ile teker teker göz teması kurdu. "ama bu sefer öyle değil. komutan sehun, intikam için geliyor, denizciler. bugün tek bir hataya bile yer yok."
mürettebat, tüm nefesini tutmuş, hongjoong'u dinlerken bir yandan da etrafa göz atıyordu. her an bir saldırı olacağından eminlerdi.
"kaptan, prens seonghwa nerede? onu korumamız gerekmiyor mu?" içlerinden birisi bir adım öne çıktı. hongjoong'la göz teması kurmaya korktuğu için başını öne eğdi.
"günün ilk ışıklarıyla onu iskeleye bıraktım. muhtemelen şu an krallığına giden yoldadır." hongjoong, gözlerine bakamayan denizciyi hafifçe süzdü ve bir adım geri çekildi.
"evet, şimdi... herkes yerlerini alsın. topçular, top başına. yeonjun, gözcü külesine ve diğerleri güverte etrafına yayılsın. bu kore donanması ile olan son savaşımız."
herkes kaptanını onayladı ve güvertenin ortasındaki çemberden ayrılıp görev yerine gitti. tüm mürettebat, yerlerini alınca hongjoong derince bir iç çekti ve denize baktı. bugün deniz, ayrı bir hırçındı. hongjoong denizleri hep severdi ama bugün nedense ürkütücü görünüyordu.
gözlerini dalgalı denizden usulca çekti ve gözcü kulesine çıkan yeonjun'a baktı. siyah saçlı çocuk, dikkatle denizi inceliyordu ve herhangi bir şey olma ihtimaline karşı oldukça temkinli davranıyordu.
hongjoong, mürettebatı kontrol etmeye gidecekken yeonjun'un bedeninin donduğunu gördü. genç çocuk, elindeki dürbünü yere düşürdü ve direkt aşağı bakarak hongjoong ile göz göze geldi.
"kaptan, donanma 15 gemiyle beraber geliyor!"
15...
hongjoong, 15 gemiye karşı ne yapacağını bilmiyordu. mürettebatını nasıl koruması gerektiğini, korsan ruhu olmadan nasıl savaşacağını veya nasıl ölmeyeceğini bilmiyordu.
yaşlı kadın ona ölme demişti fakat yeonjun'un gözlerindeki derin korkuyu görünce anlamıştı başının bu sefer büyük bir dertte olduğunu.
