Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"everybody stay calm, we're taking over this ship."
xxx
seonghwa, kim hongjoong tarafından korsan gemisine götürülürken sessizdi. aklında sadece yeosang ve sehun'un onu neden geride bıraktığı vardı. evet, belki kontrol edebildiği bir rüyanın içindeydi ve kendini bu dünyaya fazla kaptırmıştı lakin şu an, şu andı. ve anı yaşadığından dolayı arkadaşının ve komutanının onu arkasında bırakması seonghwa'yı fazlasıyla incitmişti.
"prens seonghwa," kolundan sıkıca tutan korsan, ellerini geri çekti ve önlerinde duran dev korsan gemisini işaret etti. "önden buyrun."
siyah saçlı prens, önce devasa gemiye baktı ve hafifçe yutkundu sonrasında ise ona eliyle geçmesini işaret eden korsanın yüzüne bugün ilk kez bir bakış attı.
"korkmana gerek yok." prensin yüzündeki korkuyu anında okuyan korsan hafifçe sırıtarak cevap verdi. "aurora'nın zeminine kan bulaştırmayı pek sevmem."
seonghwa, kendisine bakarak gülen korsana hafifçe kafa salladı. pek yapabileceği bir şey yoktu nasıl olsa. ya gemiye binip şansını deneyecekti ya da korsan kralın kendisini şu an burada öldürmesini bekleyecekti.
kesinlikle ilk seçenek daha mantıklı geliyordu.
bu yüzden bulunduğu donanma gemisinden ayrılarak karşısındaki geminin - ismi korsandan duyduğu kadarıyla aurora'ydı - zeminine hafifçe zıpladı ve o andan itibaren yıllarca konuşulan kim hongjoong'un gemisinin sınırlarına girdi.
bedenine hafif bir titreme gelmesiyle bu kararı verdiği için pişmanlık duymaya başlamıştı lakin başka hiçbir seçenek yoktu. tüm hayatı, ya da düzeltmek gerekirse tüm rüyası, kim hongjoong'un merhametine kalmıştı.
prens seonghwa, arkasından gemiye atlayan korsana bir bakış attıktan sonra gemiyi hızlıca inceledi. kocaman yelkenleri, filmlerdeki gibi güzel bir dümeni ve söylenenin aksine tertemiz bir gemileri vardı. aurora, oldukça güzeldi. sadece bir hafta değil bir ömür yaşanabilecek kadar güzeldi.
"mingi ve yeonjun, prensi benim odama götürün. yunho, sen de veliaht prense bir mektup gönder. prensin emin ellerde olduğunu lakin donanma bize saldırırsa emin ellerden çıkacağının altını çizin." korsan, etraflarına toplanan mürettebatına ithaf söyledi. ardından üstündeki kanlı kürkü çıkartıp tam seonghwa'nın yanında duran çocuğun kucağına attı.
"prens bir hafta bizimle kalacak." hongjoong, tüm herkesle teker teker göz teması kurarak bilgi verirken mürettebat geminin içinde yeni birisini istemediğini belli edercesine kendi arasında fısıldamaya başladı.
lakin hongjoong'un aurası sert bir değişim gösterince hepsi başlarını öne eğmiş ve seslerini keserek kaptanlarına onay vermişti.