Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"wake up."
xxx
seonghwa, gözlerini yavaşça açarken sadece ciğerlerinin yanışını ve boğazının çok kötü bir şekilde ağrıdığını hissetti. gözlerinin kapakları sonuna kadar açıldığında ise tüm bu acıların yanında görüş açısına bembeyaz bir tavan girdi. bu, bu tavan eski devirlerdeki tahta kamaraya benzemiyor aksine kendi devrinden olan orijinal boyaları çok iyi yansıtıyordu.
o an gerçekten tüm gördüğü rüyanın sona erdiğini hissetti. asla içinden çıkamayacağı o korkunç rüyanın bittiğine dair içindeki umut kırıntıları yeşerdi. bunun için mutlu olması gerekiyordu ama yanağına istemsizce düşen göz yaşlarıyla kendisine bile inanamamıştı.
mutluydu. tavandan anlaşılırsa bir hastane odasındaydı, kurtulmuştu fakat yine de göz yaşları durmuyordu. kalbi hızlıca atıyor, ayak bilekleri oldukça ağrıyordu.
acının göz yaşları akmaya devam etti bir süre. seonghwa bedenini oynatamadı. sadece başını usulca çevirdi ve bulunduğu odaya göz attı. hemen yanı başında, mavi bir tekli koltukta huzurla uyuyan kardeşini görünce onca göz yaşı içinde gülümsedi.
gerçekten eve dönmüştü.
daha fazla rüya yoktu ve artık özgürdü.
"wooyoung..." minik bir güçle, cılız sesiyle kardeşine seslendi. elini ona uzatmaya çalıştı ama gücü yetmedi. bedeni tamamen acı içindeydi ve hiçbir şey doğru hissettirmiyordu.
"wooyoung, uyan..."
küçük kardeşinin kirpikleri hafifçe titredi, göz kapakları usulca açıldı. kırmızı saçlı çocuk gözlerini açtığı ve kendine geldiği an aceleyle seonghwa'ya baktı.
"ciddi değilsin... ciddi değilsin uyanmadın ve ben uyandığını görüp delirdim değil mi?" wooyoung, ağlamaya başlarken hızlıca ayağa kalktı. çok vakit kaybetmeden solunum cihazına bağlı olan seonghwa'ya bedeninin yükünü fazla vermeden sarıldı.
"gerçekten uyandın değil mi...?"
seonghwa, küçük bir güçle wooyoung'a geri sarıldı. bu birnevi, evet uyandım artık buradayım, demekti.
"özür dilerim... senden umudumu kesiyordum... çok özür dilerim..." küçük kardeşi hüngür hüngür, hayatında daha önce sadece ailesi öldüğünde ağladığı gibi ağladı.