6-)

405 35 10
                                    

Sabah büyük bir baş ağrısıyla uyanmıştı Hyunjin. Dün gece ne kadar içti hatta ne içtiğini bile bilmiyordu, sadece yoğun iş hayatı sonrası her zamanki mekanlarında kafa dağıtmak istemişti tek başına ama dün geceye dair birkaç şey hariç hiçbir şey hatırlamıyordu.

Sadece sarı saçlı bir çocuk ve onun dudaklarını hatırlıyordu, vücudunu hatırlıyordu, onunla geçirdiği geceden birkaç parça hatırlıyordu. Sevişmişlerdi dün gece, gün doğana kadar seviştiklerine emindi ama bir türlü o kişiye ait yüzü hatırlamıyordu.

Genelde sarhoş olduktan sonra birileriyle yatan bir tip hiç değildi Hyunjin, tek gecelik ilişkileri asla tercih etmezdi. Ama o sarışın oğlanla sabaha kadar sevişmesi gerçeğini bir türlü kavrayamıyordu. Sabah uyandığında yatağında tekti ve o çocuğa dair bir şeyler aramaya çalıştı ama malesef bulamamıştı.

"Oooo, uykucumuz uyanmış." Changbin'in mutfak masasında oturup içtiği sigarayla Hyunjin'de karşısına bir masa çekmiş ve arkadaşından bir dal sigara çalarak kapıp içmişti o da. "Başım kazan gibi hiç sorma, bugünün tatil olmasına şükrediyorum."

"Dün gece fenaydın." Changbin'in sırıtarak sorduğu soruyla kaşları çatılmıştı aniden Hyunjin'in "Duydun mu?" diye sormuştu arkadaşına.

Sigarasının külünü küllüğe döküp tekrardan sigarayı dudaklarının arasına alarak "Hmhm, ayrıca sabah gördüm de çocuğu." demişti. Hyunjin'in aniden bu cümleyi duymasıyla kaşları havalanmıştı. "Gördün mü?"

"Evet," Changbin dudaklarının arasındaki sigarayı çekip üflerken aklına gelen şeyle gülmüştü. "Fena yapmışsın çocuğu, zor adım atıyordu."

"Onunla konuştun mu?" demişti Hyunjin hemen, onun bu tavrına Changbin şaşırmadan edememişti. "Hayır, odamdan çıkarken sadece çekip gittiğini gördüm o kadar." sonra devam etti "Senin için önemli birisi miydi?"

"Hayır hayır, sadece sordum." Hyunjin'de dudaklarının arasındaki sigarayı çekmiş ve dumanını üflemişti. "Chan iti gelmedi değil mi?"

"Hmm, müstakbel nişanlısıyla işleri varmış sabahtan o yüzden akşam katılmadı bize." sigarasından son bir duman çekmiş ve söndürmüştü Changbin. "Nereden Paris'e gittik de Seungmin'i buldu aklım almıyor, kısmetini resmen orada buldu." arkadaşının bu dediğine gülmüş ve katılmıştı Hyunjin "Evet, ben de şaşırıyorum açıkçası."

Fransa'ya geçen yıl gitmişti üçü de. Üniversite'den beri Paris'e gitme hayalleri olan üçlü nihayetinde iş sahibi olduktan sonra gidebilmişti hayallerindeki yere. Orada her sabah gezmiş ve her gece de barlarda eğlenmişlerdi. Chan'da Seungmin'i orada bulmuştu, gittikleri barda barmen olarak çalışıyordu. Seungmin iyi çocuktu, ayrıca akıllıydı da; onunla orada tanışıp konuştuktan sonra üçlü hep o mekana gider olmuştu. Onunla iyi bir arkadaşlık kurmuşlardı ama Chan ona en başından beri deli gibi ilgi duyuyordu, bu ilgisinin karşılıklı olduğunu öğrendikten sonra ise ikili sevgili oldular ve ardından da geçen ay nişanlandılar. Açıkçası mükemmel ilerliyordu ilişkileri.

"Neyse ben çıktım öğretmen çocuk, şirkette beni beklerler. " Changbin iş çantasını alıp mekanlarından çıktıktığında Hyunjin sadece baş sallamış ve birkaç sigara dumanı üfledikten sonra o da ayaklanmıştı. Önce kendini toparlaması için kahvaltı yapması gerekiyordu.

──────⊹⊱✫⊰⊹──────

Sabah yurda kendini zar zor atmıştı sarışın olan. Dün gece kendi sınırını o kadar zorlamıştı ki kalçası çok feci bir şekilde ağrıyordu ve attığı her adımda sızlaması daha da büyüyordu. Açıkçası mahvolmuştu ve Felix'in gelmesini bir an önce istiyordu. Jisung'a yazmıştı ama bugün çok sevgili aşığı Minho ile takılacağı için gelemeyeceğini söyleyip onu ekmişti. Şu an hem kalçasının ağrısından hem de karnının açlığından geberecek durumdaydı.

teacher's pet - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin