İçki oyunun hiç bu kadar ızayacağını düşünmemişti Jeongin, Birbirlerine sorulabilecek tüm klasik soruları sormuşlardı ve kimse bir şey içmemişti, en sonunda ağzı açık olan biraların bozulacağından korkuyordu.
Mutluydu bir yandan çünkü Hyunjin hakkında epey bir şey öğrenmişti. Baktığı bir köpeği varmış ismi de Kkami'ymiş; ayrı bir evi daha varmış ama kız kardeşi tek kaldığı için onun korkmaması açısından onda kalıyormuş bir sürelik, aileleri ise başka bir şehirde yaşıyormuş.
Arkadaşlarıyla da o barı barda çok takıldıkları için açmışlar ve üst katını normal bir ev yapmaya karar vermişler.Yani açıkçası Hyunjin'in birden fazla evi vardı.
Konular böyle uzamıştı ve hoşlandığı adamın hobilerini, fobilerini, en sevdiği rengi, en sevdiği yemeği vs her şeyi öğrenmişti ve bunu hiç olmadığı kadar mutlu etmişti.
"Biraz zorlayıcı sorular sormaya ne dersin Jeong? Şu zamana kadar kimse bir kutuyu kafasına dikmedi bile." Hyunjin artık bir şeyler içmek istediği için dayanamamış ve cebindeki sigarasıyla çakmağını çıkararak sigarasını yakmıştı.
Jeongin karşısındaki adamı izlerken söylediklerinde haklı olduğunu düşündü, sonuçta o da aynı şeyi istiyordu.
"İlk seviştiğin erkek ben miyim?"
Hyunjin sigarasından çektiği dumanı üflemiş ve hafif sırıtarak sarışına bakmıştı. "Duymak istediğin cevabı vermeyeceğim." Bu onun için kritik bir soru değildi ama içkiyi içmek istediğinden cevap vermeyecekti.
Jeongin bir şey demeden siyahlının bira kutusunu kafasına dikip içişini izlemişti. Her içişinde adem elmasının yukarı kalkıp inmesi yutkunmasını sağlarken Hyunjin'in kutuyu bitirip avucunun içinde sıkmasıyla kendine gelmişti. "Sıra sende."
"Hmmm... " biraz düşünür gibi yapmış sonrasında gülümseyerek karşısındaki sarışına dikmişti gözlerini. "Sorduğun soruya benzer bir soru soracağım, ilkin ben miyim?"
Jeongin duyduğu soru karşısında sırıtmıştı. Ona ilki olduğunu söylemek istemiyordu bir yandan çünkü ona olan ilgisini buna bağlayıp onu takıntı yaptığını düşünebilirdi, bu yüzden soruyu cevaplamayıp o da önündeki kutu birayı kafasına dikti.
"Cevaplayacağını sanıyordum." Hyunjin'in ufak çaplı kıkırtısını duyunca bitirdiği bira kutusunu masaya koymuş ve şimdiden dönmeye başlayan başıyla gözlerini kırpıştırmıştı. Hayır, sadece bir kutu birayla hemen sarhoş olamazdı.
Hyunjin bir süre gülümseyerek karşısındaki sarışını izlemiş sonrasında da ayağa kalkmıştı. "Bu kadar yeter bence, kamp alanına dönsek daha iyi olur Jeongin."
Yeter mi? Daha yeni başlamışlardı oysaki, ona sormak istediği daha bir sürü şey vardı.
Yanından geçip giden öğretmenini durdurmak için kolunu tutmuş ve kafasını ona çevirmişti. Sarhoştu, bunun farkındaydı; bu yüzden de saçma şeyler yapmak istemiyordu ama Hyunjin'le daha fazla vakit geçirmek istiyordu, onu öpmek istiyordu, tekrardan onun kollarında ona ait olmak istiyordu.
Bu düşünceler onun içini daha da sıcak yaparken gecenin soğuğunu hissetmiyordu bile.
Hyunjin yanındaki sarışınla göz göze geldiğinde onun gözlerinde gördüğü yoğunlukla içinin eridiğini hissetmişti. Sarhoşluktan kızaran yanakları ay ışığının altında daha da belirgin olurken içinden sadece güzel demişti. Hiç olamayacak kadar güzel.
"Hyunjin... "
Duyduğu isimle âdeta transtan çıkan Hyunjin hemen kolunu çekmiş ve ufakça gülümsemişti. "Efendim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pet - hyunin
Teen Fiction"eğer özelsem, neden bir sırdan ibaretim?" Jeongin okula gelen yeni edebiyat hocasına aşık olmaya başlar.