"Selam." sarışın çocuk, siyah saçlının yanına oturarak gülümseyip yanındaki adama bakmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu, neden buraya geldiğini hiç bilmiyordu ama şu an onunla olduğu için mutluydu.
Hyunjin yanına oturan sarışın çocuğa hafifçe kaşlarını çatarak bakmıştı. İçtiği şişelerdeki sıvı onun tüm vücudunu ele geçirirken yanındaki tanıdık sesi o an tanıyamamıştı, uğultu gibi geliyordu her şey. "Kimsiniz?"
"Ben mi?" Jeongin şaşkınca öğretmenine bakmıştı. Onu tanıyamayacak kadar sarhoş muydu cidden?
"Evet, başka kim olacak?" Hyunjin yanındaki çocuğa iyice bakmıştı. Güzel bir yüzü vardı, ayrıca ona tanıdık da geliyordu ama bir türlü hatırlayamıyordu.
Jeongin sırıtarak yanındaki adama "Bob." demişti. "İsmim Bob."
"Bob mı?" adam duyduğu isimle gülmeye başlamıştı. "Şirin bir isimmiş." elini içki bardağına götürüp yudumladı. "Yabancı mısın?"
"Hayır değilim, buralarda öyle takılıyorum diyelim." Jeongin'in gözü içki bardağına takılınca o da oradaki baristadan bir tane istemiş ve bardağı aldığı gibi içindeki sıvıyı kafaya dikmişti.
Tadı hiç güzel değildi ama boğazını yakma hissi hoştu."Hey, o içki bayağı ağırdır ne yaptın sen?" Hyunjin şaşkınlıkla sarışın çocuğa baktı. Sarışın olan sorusuna cevap vermeyip ayağa kalktığında gözleriyle onu takip etmeye çalışmıştı. "Nereye gidiyorsun?"
"Beni takip et." çocuğun dediğiyle şaşırsa da ayağa kalkmış ve onu takip etmişti. Jeongin kalabalığın dans ettiği yerde durup o da dans etmeye başlayınca sırıtarak öğretmenine bakmıştı. "Dans edelim." Hyunjin ilk başta onu süzmüş sonrasında da yanına giderek vücudunu müziğin ritmine bırakmıştı.
Jeongin çalan müzikle delice dans ederken sırtını karşısındaki siyah saçlı oğlana dönmüş ve vücudunu dalgalandırarak kulaklarını dolduran müziğe bırakmıştı kendini o da.
Siyah saçlı olan arkasından karşısındaki çocuğun hareketlerini izlerken etkilenmemekten alıkoyamamıştı kendini. Kot pantolonunun üstüne giydiği beyaz tişört ve kollarına geçirdiği deri ceketle çok güzel görünüyordu. Ellerini sarışın oğlanın beline koydu ve onu sırtını kendine yaslayarak ona ayak uydurmaya başladı.
Jeongin'in bu yakınlılıkla kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Sabahki düşünceler tekrardan onun zihnine dolunca yüzünün kızardığını hissetmişti. Ne yani ondan hoşlanıyor muydu? Kendi öğretmeninden?
Boynuna konan öpücükle o an onun için etrafındaki her şey durmuş gibiydi. Kulaklarında çalan ritim yoktu sadece kalbinin atış sesi vardı. İlk defa kalbinin böyle delicesine attığı hissetmişti sarışın olan, ilk defa böyle duygular içindeydi.
İçinde onu yiyip bitiren heyecanla boynundaki öpücüklerin sayısı artınca Jeongin boynunu iyice Hyunjin'e açarak kendini onun kollarına bırakmıştı. Şu an içindeki duyguları tarif edecek olsaydı bu alev olurdu. Öptüğü her yer onu yakıyordu ve o daha çok yanmak istiyordu.
"Buradan ayrılıp evime gidelim mi?" kulağında hissettiği sıcak nefesle nefesini tuttu. Beline sarılı olan elleri sıkarak derin bir nefes vermiş ve kafasını çevirerek arkasındaki bedenin yüzüne daha yakından bakmıştı. Dudakları...
"B-ben--" kekeleyerek başladığı cümle dudaklarının üzerinde hissettiği yumuşaklıkla bölünmüştü. Daha ne olup bittiğini anlamadan da dudaklarının üzerindeki yumuşaklık kaybolunca şaşkınlıkla karşısındaki oğlana baktı. "Bu neydi?"
"Benimle gel." siyah saçlı oğlan gülümseyerek karşısındaki çocuğa baktı. "Seninle yalnız kalmak istiyorum." geri çekilip sarışın oğlanın elinden tutmuş ve onu kalabalıktan çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pet - hyunin
Teen Fiction"eğer özelsem, neden bir sırdan ibaretim?" Jeongin okula gelen yeni edebiyat hocasına aşık olmaya başlar.