"Bana yardım et Hyunjin... Lütfen..."Hyunjin yüzündeki şaşkınlıkla ve çatılı kaşlarıyla karşısındaki kız kardeşine bakıyordu. "Noldu Yeji? Ne yardımı?"
Yeji hemen içeri girmiş ve kendini koltuğa atarak derin bir nefes vermişti. Tam söze başlayacakken önünde hamburger gömen Jeongin'le şaşkınca ona bakmıştı. "Jeongin?"
"Yeji?"
"Ne oluyor burada?" Yeji ikisini de boylu boyunca süzerken anladığı şeyle gözlerini kocaman açmış ve boğazını temizleyerek hafifçe gülmüştü. "Bilseydim gelmezdim."
"Bizi boş ver asıl sana ne oluyor?" Hyunjin'in sesi biraz telaşlı çıkmıştı çünkü gecenin bu saatinde kız kardeşinin acelece neden buraya geldiğini bilmiyordu üstelik ondan da yardım istiyordu.
"Hyunjin... " ağlamaklı bir ses çıkarmış ve abisinin kolunu tutarak yalvaran gözlerle ona bakmıştı. "Ben bir boklar yedim..."
"Ne boku yedin yeji anlat artık!"
Yeji burnunu çekerek geri çekilmiş ve âdeta misafirliğe gitmiş misafir çocuğu gibi koltukta iki büklüm durmuştu. "Şimdi... Ben arkadaşımla bara gitmiş ve orada arkadaşımla takıldıktan sonra arkadaşımın evine gitmiş ardından da malûm işe girişirken arkadaşımın üzerine kusarak evden olabildiğince kaçmış olabilirim."
"Ne?!"
Hyunjin duyduğu olayların hangi birine sinirleneceğini bilememişti. Kız kardeşinin yaşı tutmadığı hâlde bara mı gitmesine yoksa bir çocukla ileri gidecek kadar yakınlaşmasına mı kızsa karar verememişti.
O sırada Jeongin iki kardeşin arasına her ne kadar girmek istemese de buna göz yumamamış ve kolasından bir yudum alarak ikisine dönmüştü. "Bunları bilinçsizce yaptıysan arkadaşının pek sorun edeceğini düşünmüyorum."
Jeongin'in konuşmasıyla tüm gözler ona dönerken sarışın olan omuz silkmiş ve tekrardan önüne dönüp yemeye devam etmişti. Açıkçası az önce öğrendiği bilgiyle biraz tuhaf hissediyordu ama sonuçta ona karşı olan hisleri ortaokuldaymış ve şu an zaten başka birinden hoşlanıyormuş o yüzden içi rahattı.
"İyi de sadece arkadaşım değildi... Hoşlandığım çocuktu!" Yeji aklına gelenlerle utangaçlık krizine girmiş ve koltukta tepinerek havaya yumruklarını geçirmişti.
Hyunjin eline koltuğun yastığını almış ve Yeji'nin kafasına fırlatmıştı. "Yeji defol git gözüm görmesin seni!"
Yeji kafasına yediği yastıkla sarsılırken alnını ovmuş ve sinirle abisine kükremişti. "Yardım etmen için senin yanına gelmiştim ama kösteklik yapıyorsun!"
"Ne yapayım gidip çocuğa kardeşim üzerinize kustuğu için özür mü dileyeyim beyinsiz!"
"Sus göt lalesi!"
"Ne?! Bunların hepsini anneme teker teker anlatacağım prenses Sofia hazretleri!"
"Ben de öğrencinle yattığını tüm sülaleye söylerim!"
Yeji'nin son dediğiyle etrafta ölüm sessizliği olurken Yeji yanlış bir şey dediğini anlamış ve dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Üzgünüm."
Hyunjin duyduğu şeyle bembeyaz olurken kuru bir şekilde öksürmüş ve kendini toparlayarak dik dik Yeji'ye bakmıştı. "Jeongin'e ders anlatıyordum ben, aramızda asla öyle bir şey olmadı."
"Püfff, öyle mi oldu dersin cidden?" Yeji tek kaşını kaldırıp abisine baktığında Hyunjin'in kafa salladığını görmesiyle sözlerine devam etti. "Hangi salak mal embesil hoca hafta sonu gecenin bir vakti öğrencisinin karşısında bornozla durup ders anlatır ki? Üstelik Jeongin'e en sevdiğim pijamamı vermişsin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pet - hyunin
Teen Fiction"eğer özelsem, neden bir sırdan ibaretim?" Jeongin okula gelen yeni edebiyat hocasına aşık olmaya başlar.