11-)

390 42 3
                                    

Hyunjin'le olan konuşmalarından sonra Jeongin içinde anlam veremediği duygularla çadırına gitmişti. Şu an hem mutlu hem heyecanlı hem de endişeliydi. Önünde koskocaman 1 ay vardı ve bunu iyi değerlendirmeliydi, Hyunjin'in ona karşı olan duygularından emin olmasını sağlamalıydı.

Jeongin başkalarının ilişki sorunlarında onlara yardım eder ve bu sayede o iki insan birlikte olurdu -Jisung ve Minho'yu örnek vereceksek- ama şu an beyni durmuş gibiydi, sanki mantığını martılar simit kapar gibi alıp götürmüştü. Gerçi şu an bir mantığı olsaydı en başından öğretmeniyle yatmamayı seçerdi.

O yüzden tavsiyeleri çok kötü olsa da can arkadaşı Felix'in yanına gidecekti.

Çadırın fermuarını açıp içeri baktığında Felix'i uzanmış çadırın tavanına ölü bir cesetmiş gibi baktığını görmüştü. "Neredeydin sen? Aniden kayboldun gittin."

"Telefonun çekeceği bir yer arıyordum ama bu lanet ormanda hiçbir yer çekmiyor! Bu alana meteor düşse kimsenin haberi olmayacak ne boktan bir yer burası!" mızmızlanarak uzandığı yerden doğrulmuştu. "bir de para verdim ben bu geziye para!"

Jeongin içeri girmiş ve çadırın fermuarını çekerek bağdaş kurup oturmuştu. "Akşam toplanacağız ayrıca yarın çok güzel etkinlikler yapacağız Felix, sırf Changbin'le konuşamadığın için bu kadar mızmızlanman yanlış."

Felix dudaklarını büzmüş ve istemese de kabul edip kafasını sallamıştı. "Doğru söylüyorsun." derin bir iç çekmiş ve kendini toparlayarak yanındaki sarışına bakmıştı. "Sen neredeydin?"

Jeongin omuz silkmiş ve yüzünde yayılan sırıtışa engel olmaya çalışarak dudaklarını kemirmişti ama nafileydi, karşısındaki arkadaşı hemen anlamış ve sinsice gülümsemişti. "Onunla mı konuştun?"

"Hmhm." az önce olanları düşündükçe gülümsemeden edemiyordu sarışın olan.

"Yaaa~ ne konuştunuz da yüzün böyle gülüyor senin?~" Felix arkadaşına omuz atmış ve iyice ona yaklaşmıştı. "İyi şeyler olmuş demek ki."

"Yani... Evet."

"Anlat bakalım dinliyorum."

Jeongin derin bir nefes almış ve tırnaklarıyla oynamıştı. "Öyle konuştuk işte, o geceyi sevdiğini ve onun ilgisini çektiğimi söyledi ama hislerinden emin değilmiş."

"Ne? Nasıl yani?" Felix şaşkınlıkla arkadaşına bakıyordu.

"Yani onun öğrencisi olarak mı yoksa olmayarak mı ilgisini çektiğimi bilmiyormuş ben de durum böyle olunca 1 ay süre ver emin olmanı sağlayayım dedim." anlattıklarıyla derin bir nefes verdi sarışın olan.

"Vaaay be! Yürü be aslanım!" Felix ellerini yumruk yapıp havaya salladığında Jeongin onun bu hareketini komik bulup gülmüştü. "Kendimi mutlu olmaktan alıkoyamıyorum ama bu işin sonu olumsuz biterse çok üzüleceğimden eminim."

Arkadaşı destek verircesine elini Jeongin'in omzuna koyup kendinden emin bir şekilde konuştu. "Bence bu işin sonu olumlu bitecek o yüzden endişelenme çünkü endişelenmen gereken başka bir şey var minik tilkim."

Jeongin neymiş dercesine kaşını kaldırdığında Felix telefonunu işaret etmişti. "Sana o mesajı atan kişi, onu bulmalı ve konuşmalıyız."

Az önce yaşadıklarından dolayı tamamen aklından çıkmıştı bu olay. O mesajları atan kimdi ve Jeongin'in numarasını nereden bulmuştu, aklında bir sürü soru vardı ama bu sorulardan birinin tek bir cevabı vardı; o da eğer bu fotoğraflar ve videolar okulun sitesine atılırsa hem Hyunjin'in meslek hayatı biterdi hem de Jeongin kazanmak için çok çalıştığı liseden atılırdı.

teacher's pet - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin