3.BÖLÜM

38 4 0
                                    

Kafasını kaldırıp, tek kaşını kaldırmış bir şekilde ona bakan adama baktı.

''Bırak beni. Hem hani beni korkutmayacaktın?'' Sitemkar bir şekilde titreyen sesi ile karşındaki adama bakarak konuştu. Ama genç adam bu sefer sakin kalamadı ve farkında olmadan kızın kolunu sıkarak, ''bana bak ufaklık, seni korkutmak değil amacım ama burada tek başına kalamazsın. Anladın mı?'' dedi.

Küçük kız gözleri titreyerek, ''canım acıyor..'' diyebildi fısıltılı bir şekilde. Genç adam önce neden kızın canının acıdığını anlayamadı. Ama karşısındaki ufaklık sol koluna doğru bakınca gözleri ile onu takip etti. Elinin baskısını fark eder etmez hemen çekti ve eliyle kızın çenesinden hafifçe tutup kendisine bakmasını sağladı.

''Özür dilerim ufaklık, farkında değildim. Çok acıyor mu?'' Pişmanlıkla karşısındaki kıza bakıyordu.

''Geçti..'' Sağ eliyle adamın baskı uyguladığı yeri tutarken hıçkırarak ağlamamak için kendisini zor tutuyordu ama gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Canı aslında çok acımıştı, hâlâ daha acıyordu ama adamın da gözlerinin dolduğunu görünce yalan söylemişti. Hızla gözyaşlarını sildi.

''Tamam gidiyoruz o halde.'' Demesiyle karşısındaki küçüğün, kafasını hayır şeklinde sağa sola sallaması bir oldu.

Bıkkınlıkla nefes alan genç adam; 'sabır, çok sabır dolu bir gece oldu ama biraz daha sabır..' kendi kendine söylendi. Zaten karşısında soğuktan titreyen ama inat etmeye devam eden kız onu duymamış ve birkaç adım uzaklaşmıştı bile. Kıza tekrar yaklaştı, iki eliyle buz gibi olmuş yanaklarını tuttu ve hafifçe başını yukarı kaldırarak kendisine bakmasını sağladı.

''Bak ufaklık, seni korkutmak istemiyorum, bu birincisi. Şimdi benimle geliyorsun, gerekirse sana kalacak yer konusunda ben yardımcı olurum. Yarın öğretmenini de ararız. Ama seni burada asla tek başına bırakmam, bu ikincisi. İtiraz hakkın kesinlikle yok, bu da üçüncüsü ve son sözüm, nokta!''

Küçük kız tam itiraz etmek için konuşacaktı ki, genç adamın iyice çatılan kaşları onu durdurdu. ''İtiraz yok dedim ufaklık. Hadi yürü, soğuktan donmak mı istiyorsun?'' Kızı korkutmak istemiyordu ama biraz sert konuşmaya mecbur kalmıştı. Çünkü karşısındaki kızı bıraksa soğuktan donma pahasına burada kalacaktı. Ama o, onu görmezden gelerek asla orada tek başına bırakamazdı. Olmazdı, bir kere vicdanı rahat etmezdi..

Küçük kız ise adamın aniden sinirli hale dönmesiyle korkmuş ve ne yapacağını bilememişti.

''A-ama seni tanımıyorum ki.. Hem sende beni tanımıyorsun. Ya hırsızsam?'' Aklına gelen bahaneyle hızlıca konuşmuş ve adamın onu rahat bırakmasını ummuştu.

Genç adam, kızın şaşkın ve tatlı bir yüz ifadesi ile söylediği sözleri duyduğu an gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış ve kafasını hayır anlamında sallayarak, ''bunu açıkça söylediğine göre senden şüphelenmem gereksiz olur. Daha önce, ben hırsızım diye kendini ifşalayan bir hırsız hiç görmedim. Eğer daha saçma bir bahanen varsa onu da söyle. Aaa ama başka bahanen yoksa, lütfen sus ve artık yürü.'' Her bir kelimesini vurgulayarak konuşan genç adam karşısında küçük kız çaresiz kaldı.

''Be..'' demişti ki hızlıca genç adam elini kızın ağzına kapattı.

''Bak ufaklık, gerçekten zor bir gündü benim için de. O yüzden ne olur itiraz etme, anla beni, bırakmıyorum seni. Gidiyoruz yürü, yoksa emin ol kucağıma aldığım gibi zorla götürürüm.'' Dedi ve elini kızın ağzından çekti.

Sıkıntıyla yanaklarını havayla doldurdu ve ofladı. Bu görüntü karşısında dudakları kıvrılan genç adam, kızın kendine bakmasıyla anında gülümsemesini silip, sert bir ifadeye büründü. O gece yaşadıklarını karşısındaki kız sayesinde o an unutmuş ve gerçekten içten bir şekilde gülümsemişti.

KARAMELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin