KARAMELA

16. BÖLÜM

İnstagram: @yazanbiryengec

Oy vermeyi lütfen unutmayın ⭐

Bölüm Şarkısı: PERA - Bal

Hepsi şaşkınlıkla adama bakıyorlardı. ''Ama ben yedim ki hep yemeklerimi. Tatlarının kötü olmasına rağmen..'' Ela'nın sitemle farkında olmadan söylediği sözle bu sefer hepsinin kaşları çatılmıştı.

''Ne demek tatları kötü?''

''Nasıl kötüydü tatları?''

''Karamel kız?''

''Yavrum, nasıl kötüydü?''

Ela dışarıdan konuştuğunu fark etti ve ona merakla bakan herkese omuzlarını silkti. ''Tuz yoktu, tatlılar hiç tatlı değildi. Kötüydü, bilmiyorum evdekiler gibi değildi.''

Odada derin bir sessizlik hakim oldu. Hepsi içinden bu durumun nasıl olduğunu düşünüyordu.

''Güzel kızım neden bir şey söylemedin peki?'' Canan Hanım sessizliği bozarak konuştu.

''Ben onları yiyeceğim sandım Canan teyze. Bana özel geldiği için, bilmiyordum ki...''

Kimse Ela'ya kızamazdı söylemediği için. Gerçekten ona, listenin ona özel olduğunu ve hepsini yemesi gerektiğini söylemişlerdi.

''Ali amca?''

''Öğreneceğiz Kerem..'' Telefonunu çıkaran adam bir numarayı aradı. ''Ezgi, Semih veya Burcu hangisi müsaitse 403'e gelsin.''

O sırada öğle yemeği servisi başlamıştı. Ela'nın yemeğini Kerem geri çevirecekken Ali Bey, bırakılmasını istedi. Tepsiyi masaya koyup kapakları açtıklarında, mantar çorbası, dolma, salata, tavuk sote ve puding vardı. Görünürde bir sıkıntı yoktu. Tabii tatları için aynı şey geçerli değildi. Sıfır tuz, sıfır şeker, sıfır yağ... Paketten kaşığı çıkarıp tatlarına bakmaya başlayan adamın kaşları hafifçe çatıldı. O sırada az önce çağırdığı beslenme uzmanlarının ikisi de odaya girmişti.

''Hocam bizi çağırmışsınız?''

Ali Bey kısaca Ela'nın durumunu anlatıp, tahlil sonuçları ve takip listesini onlarla konuşmaya başladı. ''Başka kaşık var mı acaba?'' Burcu Hanım'a başını sallayan Yağız ''getireyim..'' diyerek kaldıkları odaya geçti. Yemeklerin yanında gelen açılmamış paketlerden iki kaşık alıp geldi.

Aldığı tatla yüzünü buruşturan kadın, ''çok özür dilerim ama ben bile diyetimde böyle bir şey yemiyorum...'' diye konuştu.

''Gerçekten bu nasıl tat böyle!'' diye hak veren adam, kaşığı bırakarak doğruldu.

''Şimdi...'' Ali Bey tedirgin bakan Ela'nın yanağından gülümseyerek makas aldı. ''Seni çıkartacağım merak etme. Ama öncesinde Burcu ablan ve Semih abinle biz bir konuşalım aşağıda. Sana göre yeni bir program oluşturalım, sonrasında söz veriyorum eve gideceksin.'' Sağ gözünü kırpıp doğrulurken Ela'da gülümseyerek başını salladı.

''Ela için yemekhaneden yemek göndereyim. Siz refakatçi yemeği almıyordunuz değil mi?''

''Almıyoruz Ali amca. Ela içinde gönderme, hallederiz biz şimdi.''

Kerem sözünü bitirir bitirmez Yağız, ''hatta Yağız halletti bile..'' diyerek dışarı çıktı. Ali Bey'de onaylayarak Burcu ve Semih ile birlikte odadan ayrıldı.

''Ben hiçbir şey anlamadım.''

Ela'nın yanına oturan Kerem, düşünceli bir sesle ''bende anlamadım abicim...'' dedikten sonra annesine gözlerini çevirdi. Canan Hanım o sırada nedense Sude'nin bunu kasıtlı yaptığını düşündü ama günahını almak istemiyordu. Çünkü bir çocuğun hayatı söz konusuydu, bile bile mesleğini kötüye kullanmaz diyerek hemen aklından olumsuz düşünceyi sildi.