Medya: DEMİRŞaşkınlıkla ağzımdan istemeden "ne" kelimesi çıktı. Evet karşımdaki Demir beydi ama onun burda ne işi vardı ki. Demir bey ciddi tavrından ödün vermeden "köpekleri diyorum sever misin ?"
Köpişler aklımdan çıkmıştı benim. Hemen yanıma baktım, neyseki hala yemeğini yiyiyodu tatlı köpekcik. Hala kaldırımda oturduğum aklıma gelince ayağa kalkıp üstümü düzelttim ve sorusuna cevap vermedim. Kaşlarını çalmıştı, heralde ona cevap vermeme sinirlenmişti.
Ayağa kalktığımda gözlerini üzerimde gezdirdi. Bana mı öyle gelmişti yoksa o hem beni süzüp hem de kaşlarını daha çok mu çalmıştı.
Yanaklarımın yandığını hissediyordum. Evet ben bazen birazcık utangaç oluyordum. Ben daha fazla durmamak için o hala orda dururken yerdeki yem poşetini aldım.
Köpeğin başını bir kez daha sevdikten sonra tam gidiyodum ki onun sesini duydum. "Soruma cevap vermicek misin ?"
Ona doğru dönüp "hayır" dedim. Tam yeniden arkamı döncekken "Kahve içelim mi ?" Sorusu benim afallamama sebep olmuştu.
"Neden benimle kahve içmek istiyorsun ki ?" Dedim. Oda sanki bunu bekliyormuş gibi "canım öyle istiyor çünkü"dedi.
Bu cevap benim de kaşlarımı çatışma sebep olurken çocuk gibi omuz silkip "istemesin o zmn" dedim. O da bu yaptığım hareketle çatık kaşları düz bi hal aldı.
Bana doğru bi adım atıp "Tamam o zaman içelim" dedi. Neden bu kadar ısrar ettiğini anlamasam da "hayır gidiceğim biyer var, saten kahve sevmem" diyerek gereksiz bi bilgi vermiş oldum.
O da hala inadına ve kibarlığına devam ederek "gideceğin yere istersen ben bırakırım kahve sevmiyorsan da çay içersin" dedi.
Düşünceliydi ama dimi. Bende "çay da sevmem" diyerek kendimle alakalı bi bilgi daha vermiş oldum. Sanırım sabrını zorluyor gibi duruyordum ama gerçekten de sevmiyordum.
Ben o sinirlencek zannederken o beni yanıltıp sakin haline devam ederek "tama ne istersen onu içersin sen de" dedi.
Neden böyle bi cevap verdiğimi bende anlamayarak "tamam" dedim. Demir bey aldığı cevaptan memnun olmuşcasına arkadaki kafeyi işaret ederek eliyle önden gitmem için işaret etti.
Bende önden gittim. İçerisi sade ve şık biyerdi. Ben giderken Demir bey arkamdan yanıma gelip yürümeye devam ederken eliyle cam kenarını işaret etti.
Oraya gidip koltuk gibi olan yere oturduk. Ben hala içimden neden 'tamam' dediğimi düşünürken garson geldi ve önümüze menüleri bıraktı.
Ben neler var diye bakıyorken bi yandan da fiyatların ne kadar pahalı olduğunu düşünürken sıcak çikolataya karar vermiştim.
Oda karar vermiş olcak ki garsonu çağırdı. Garson bu masaya Demir bey var diye başka masalara göre daha daha çok mu özeniyorum yoksa bana mı öyle geliyodu.
Garson gelince Demir bey garsona "sade kahve" dedikten sonra ikisinin bakışları bana döndü. Bende hemen "sıcak çikolata" dedim mutlulukla.
Evet sıcak çikolataya bayılırdım ama çok içmek için zamanım olmazdı. Siparişleri verdikten sonra garson gitti.
Demir bey de çok susmadan beni şaşırtacak bi soru sordu "babanla mevzumuzdan dolayı mı ilk önce kabul etmedin gelmeyi" dedi.
Ben sorusuna şaşırsamda hemen mezuya geri dönüş yaptım. Evet ne kadar önüm yüzünden babam beni dövmüş olsa da ve hatta 2 haftaya kadar o parayı bulmassam ölmekten beter etcek olsa da ona suç bulamazdım. Çünkü o da bunu bilmiyordur, babamın nasıl bi insan olduğunu. Evet ben böyleydim öyle herkesi suçlayamazdım kim olursa olsun babam hariç.
"Hayır ben sadece seni tanımıyorum ve tanımadığım insanlarla hemen samimi olmam". Kafasını 'tamam' dercesine salladı.
Garson gelip siparişlerimizi bırakıp gitti. Soğuk olan ellerimi sıcak çikolatamın kenarlarına koyup ısıtmaya başladım. Heralde kan eksikliğim fln vardı.
Sıcak çikolatamı ağzıma götürüp küçük bi yudum alıp kendime engel olamadan gözlerim kapanıp o güzel tadın damağıma yayılmasına izin verdim.
Sonra ne yaptığımın farkına vararak hemen gözlerimi açıp karşıma baktım. Demir bey benim yaptığım her hareketi dikkatle izliyordu. Hafifçe güldü ve kendi kahvesini alıp içti.
Benim yanaklarım kızarırken utançtan ne dediğimi bilemeyerek ağzıma gelen lafı söyledim. "O kahveyi nasıl içiyosunuz" dedim o da bu soruyu beklemiyodu ki "nasıl ?" dedi.
Bende "yani kahve saten tatsız tuzsuz bişey neden ginede şekersiz içiyorsunuz." Diyerek saçmalamaya devam ettim.
Saçmaladığımı geçte olsa fark edip hemen " kusura bakma normalde bu kadar konuşmam ama konuştum işte ama konuşmam normalde" diyerek devam ettim.
Demir beyde "önemli değil rahatsız olmuyorum konuşabilirsin" dedi. Bende hafifçe gülümseyip sıcak çikolatamı içmeye başladım.
Demir bey çok ciddi birisiydi hep kaşları çatık biriydi ve hiç güldüğünü görmedim. Acaba hep mi böyleydi yok sadece dışarıya karşı mı böyleydi. Aslında bende pek gülmezdim.
Veyadda normalde çok konuşan biri değilimdir. Zaten hep tek başıma olmuşumdur. Ben düşüncelerime devam ederken Demir bey "çalışıyormusun" dedi.
Hafifçe kafamı sallayıp "evet" dedim.
"Kaç yaşındasın ?" Diyerek bi soru daha sordu. Hiç neden soruyorsunuz diye uzatmak istemediğim için "17 ama 18'e girmeme az kaldı" dedim.Demir bey kafasını salladı. "Siz ne işinde çalışıyorsunuz" dedim. Demir bey ise "Holding" dedi. Heyecanla "nasıl yani sizin holdinginiz mı var ?" Dedim.
Kafasını sallayıp "evet sever misin ?" Dedi. Bende kafamı sallayıp "evet yani hiç canlı olarak görmedim ama merak ederim" dedim. Demir bey işe tahmin etmeyeceğim bi cevap verdi.
"İstersen bi gün götürürüm seni" dedi. Ben ne ara bu kadar yakınlaştıl diye şaşırırken içeceklerimiz bitmişti.
Biz kalkıp dışarı çıkarken durup onun da durmasını sağladım ve "Ben hesabı ödeyeyim" dedim. Evet normalde param yoktu ama kendim için biriktirdiğim hesabım vardı.
Demir bey "Ben ödedim" deyince şaşırarak "hangi ara" dedim. Demir bey ise "hesabıma aktardım ve sana ben teklif etmiştim sana ısmarlatmazdım yani" dediğinde kafamı sallayıp cafeden çıktık.
Demir beye dönüp "teşekkür ederim Demir bey" dedim. Demir bey kafasını önemli dehil dercesine sallayıp "seni nereye bırakıyım" dedi. Bende hemen "yok ben daha kedilere ve köpeklere mamasını vercem" dedim elimdeki poşeti hafif sallayarak.
Demir bey kafasını sallayıp "iyi günler" dediğinde benle bu kadar çok konuşmasına şaşırsamda "sizede iyi günler" diyip arkamı döndüm ve onun bakışları altında yürümeye başladım.
Nasıl olmuş.
Bidahaki bölümde görüşürüz905 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Kız
Short StorySenelerdir suçsuz yere şiddet gören, kardeşinden ayrı kalan Çise Ve Ailesi dışında herkese umursamaz gibi gözüken, çabuk sinirlenebilen Demir Sizce onların hikayesi nasıl başlıcak?