5. Bölüm

2.8K 98 10
                                    

Korkarak arkamı döndüğümde siyah araba vardı. Hemen arka kapısı açıldı ve Demir bey çıktı.

Ben şaşkınlık ve korkuyla yerimden oynayamazken Demir bey çabucak yanıma geldi.

Donmamı bölen şey Demir beyin konuşmasıydı.

"Elin kötü gözüküyo hadi arabaya bin hastaneye gidelim."

Ne diyodu bu adam. Açıklama yapmadan, neden burada olduğunu bile söylemeden.

Kafanı kaldırarak -Demir bey bu kadar uzun muydu ya- "S-sizin burda ne işiniz var ?" istemeden kekelemiştim.

Demir beyin gözlerinde bir an korku ve üzüntü mü görmüştüm. Offf ne saçmalıyorum ya koskoca Demir bey benim için üzülecek değil ya.

"Arabada anlatcam elin kötü gözüküyor. Hastaneye gidelim."

Ona bakmamaya devam ederken elimin acısından duramıyordum. Kendimden beklemediğim bi şekilde ağlamaktan kısılmış ve titreyen sesimle "T-tamam" dedim.

Başım çok dönsede şu anlık yürüyebilirdim. Yavaş adımlarla arabaya yürüdüm. Demir bey arkamdan gelip kapımı açtı.

Kısık bir sesle "Teşekkür ederim " diyip bindim.

Arabaya oturduğumda hala elimdeki üstle kesilmiş elimi tutuyordum. Demir bey de hemen yanıma yani arka koltuğa binip öndeki şöför abiye bi hastane adı söyledi.

Ben sessizcene oturduğum yerin kapısına yapışacak kadar yaşlanmışım elime bakmakla iki damla kanın koltuğa düştüğünü gördüm.

Korkuyla kafamı kaldırınca Demir beyin de buraya baktığını gördüm.
O kızar korkusuyla hemen " ç-çok özür dilerim g-gerçekten istemeyerek oldu. H-Hemen temizlerim." Deyip cebimde peçete varmı diye bakıcakken Demkr bey

"Saçmalama senden önemli mi. Benim hatam " -eridim galiba- diyip telaşlı gözükmeye çalışmasada belli olan bir telaşlılıği vardı. Arkasını dönüp bir tane hırka alıp gözüme bakarak konuşmaya başladı

"Benden korkma sadece yardım etmeye çalışıyorum. Şimdi elini sarcam izin verirsen elini verir misin ?"

Korktuğumu o kadar belli ediyor muydum ya ?

Hafifçe başımı onaylayarak elimi uzattım. O da bana biraz daha yaklaşarak elimi avcunun içine alıp kesiğe yüzünü kendi acı çekiyormuş gibi bakmaya başladı. Tabi ifadesini hemen düzelterek.

Hırkayı bükerek kendi dizine koyup elimi de hırkamın üstüne koydu. Hareketleri yavaş olsa da canım çok yanıyordu.

Hırkayı sarmaya başlamadan

"çok kan kaybetmişsin. Ve yaran da baya derin gözüküyor. Daha fazla kan kaybetmemen için elini sıkmam gerekecek canın acıya bilir."

Sarıp sıkmasıyla istemsiz hafif sesli bir çığlık atıp sessizce gözümden daha kurulmamış yaşları akıtmaya devam ettim.

"Özür dilerim, özür dilerim ama kan kaybetmemen için sıkmam gerekirdi geçecek birazdan söz veriyorum."dedi.

Niye bana İçi gidiyormuş gibi bakıyordu. Demir bey şöför abiye dönüp "biraz daha hızlı ol" diyip tekrar bana döndü.

Ben ise başım koltuğa yaslanmış, elim Demir beyin elinde ve gözlerimi zar zor açık tutmaya çalışır bir haldeydim.

Bana bakıp "kendini zorlama kapat gözlerini, zaten birazdan hastanede oluruz" dedi.

Demir bey niye böyleydi yani mesela babama karşı sesi çok sert veya şöför abiye karşı sesi çok sert iken bana karşı hep yumuşaktı. Peki ben bundan şikayetçi miydim ? Tabiki de hayır.

Onun sanki bunu demesini bekliyormuş gibi gözlerimi kapattığım gibi uykum daldım.

****

Havalandığımı hissettim, sonra sıcak havadan soğuk havaya geçtiğimi ve bağrışma sesini. Galiba sedye isteniyordu ve ben bunlara tepki veremicek kadar halsizdim. Saten bir süre sonra sesler gine gitti.

****

Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda beyaz duvar vardı. Önüme baktığımda ise Demir bey. Her şey teker teker aklıma gelirken Demir beye baktım.

O camın önünde dışarıya bakıyordu. Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi bakışlarını bana çevirdi.

Hızlı adımlarla yanıma gelip "nasılsın ağrın var mı ?" Diye sordu. Aslında sırtım fena şekilde ağrıyordu ama bunu ona söylemicektim tabi ki de.

Kısılmış sesimle "Hayır. Ben çok teşekkür ederim, her şey için. Borcumu nasıl ödicem bilmiyorum." Dediğimde

Sahte bir kızgınlıkla "Saçmalama ne borcu duymicam bir daha" deyip konuyu kapattı. Neyse ben konuyu sonra açıcaktım nasıl olsa.

Hafif tebessüm ettim ve elime baktım. Sarmışlardı ve elimin üstünde serumun ucu vardı. Demir bey

"Bekle ben doktoru çağırıp geliyorum" deyip konuşmamı beklemeden odadan çıktı.

O odaya gelince ona nasıl beni bulduğunu soracaktım. Bir kaç dakika sonra doktorla beraber Demir bey geldi.

Doktor elindeki serumla yanıma gelip soru sordu

"Ağrınız var mı ?"

Olsa da " hayır yok " dedim.

"Peki. Eliniz biraz derin kesilmiş ve çok kan kaybetmişsiniz. Bundan dolayı bu serumu da takıcam." Bitmiş serumu çıkartarak yeni serumu takmaya başlayarak konuşmaya başladı.

" Serum bittiğinde çıkabilirsiniz. Tabi bolcana dinlenmeniz lazım. Eve gidince elinizin sargısını 2 günde bir değiştirmeniz lazım. 2 hafta sonra geçmiş olur, kontrol için gelmenize gerek yok. Tabi bu süreçte ağrınız olur diye ağrı kesici de yazıcam. Bu arada yemeğinize önem verin. Sağlıklı bir şekilde beslenin."

"Tamam. Teşekkür ederim." Deyince "geçmiş olsun" diyerek odadan çıktı. Kendimi hala halsiz hissediyordum.

Doktor odadan çıkınca Demir beye dönüp kısık sesimle "Bir şey sorabilir miyim?" Dedim. Oda başını sallayarak yanıma yaklaştı.

Dan diye konuya girdim bende. " Siz orda ne arıyordunuz." Demir bey de sanki bu soruyu bekliyormuş gibi cevap verdi.

"İşim vardı bitmişti ve eve dönerken seni gördüm durumum kötü gözüküyordu yardıma geldim bu kadar." Dedi.

Başımķ salladım ama hala aklımda sorular vardı. Diyelim ki Demir bey beni gördü ama niye hiç bunu kim yaptı veya neden yaptı diye sormamıştı ki ?

Demir bey sanki içimden geçenleri duyuyormuş gibi konuşmaya başladı.

"Sana neden soru sormadığımı düşünüyorsan, seni bozmamak için sormuyorum saten istesen anlatırsın diye sormuyorum." Dedi.

"Anlayışınız için teşekkür ederim." Deyip hastane yatağında doğrulmaya çalıştım.

Demir bey hemen yanıma gelip elini belime atarak doğrulama yardım etti. Tabi yardım ederken sırtımdaki izlerden canımın ne madara acıdığını tahmin etmeden.

İstemsizce açıdan dolayı gözlerim doldu.
Demir bey hemen bana bakıp "iyi misin?" Diye sordu.

"İyiyim sadece biraz başım ağrıyo" aslında yalan değildi gerçekten ağrıyordu.

Demir bey " serumun içinde ağrı kesici de var ve serum uyku yapar sen gözlerini kapat ve dinlenmeye bak" dedi.

"Gerçekten çok teşekkür ederim" dediğimde Demir bey " orta da teşekkür edilecek bir şey yok " diyerek konuyu kapattı.

Ben de yorgunluktan gözlerimi kapattım.

Bölümü beğendiniz mi ?



Yaralı KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin