9

17.7K 558 183
                                        

Oflayarak Kerem'e baktığımda çatık kaşlarla bana baktığını gördüm, anında büzdüğüm dudaklarımı düzelterek önüme döndüm. Kerem önümde çalışıyordu, bende ikili koltukta oturmuş boş boş duruyordum, canım çok sıkılmıştı ama Kerem'e olan korkumdan konuşamıyordum, telefondan saate baktığımda henüz 15.12 idi. Annemlerin gelmesine ve eve gitmemize daha çok vardı, bir kez daha oflamak için derin bir nefes aldım.

"Birdaha ofladığını duyarsam seni camdan aşağı atarım!" Dediğinde yutkundum, yapar mı yapar.

"Ama sıkıldım Kerem! Kaç saattir kıçım ağrıdı yaa!" Dedim, sonra da söylediğim şeyden utandım. Kerem ise gözlerime bile bakmadan işine devam etti.

"Kerem!" Diye bağırdığımda sinirle şakaklarını ovuşturdu, evet biraz konuşkandım ama bende insanım, sıkıldım!

"Yağmur, sus artık, işlerimi yapmaya çalışıyorum." Dedi dişlerinin arasından, koltuktan hızlıca kalktım ve kapıya ilerledim, fakat daha kapıya ulaşamadan Kerem beni kolumdan yakaladı ve kendine çevirdi, onun işini engellediğim için baya sinirliydi.

"Yağmur daha fazla zorlama istersen, otur ve bekle, hatta istersen uyu. Ama artık konuşma." Dedi, üzüntüyle ona baktıktan sonra kolumu kurtardım ve koltuğa ilerledim, ayakkabılarımı çıkardım ve çantamla telefonumu masaya bıraktım, koltuğa kıvrıldığımda Kerem de işine dönmüştü. Birkaç dakika sessizlikten dolayı uyku bastı, daha fazla dayanamadım ve uykuya daldım.

...

Sarsıldığımı hissederken gözlerimi araladım, Kerem'in kucağındaydım. Ona baktığımı anlamış olacak ki konuştu.

"Sen uyumaya devam et, ben seni hazırlanman için uyandırırım." Diyince asansörde olduğumuzu anlayarak Kerem'in koynuna daha çok yanaştım ve gözlerimi kapadım.

3 saat sonra;

"Yağmur, uyan güzelim." Diyen bir sesle 'hmm' diye mırıldandım.

"Uyan." Diye başımda ötmeye devam eden Kerem'i sinirle tuttum ve üzerime çektim, Kerem'in boşluğuna gelmiş olacak ki dengesini kaybetti ve üzerime boylu boyunca uzandı, ağırlığı beni ezmiyordu. Bu yüzden umursamadım ve devam etmek üzere dudaklarımı yaladım, fakat hissettiğim başka dudaklarla gözlerimi açtım, Kerem'in dudaklarını yalamıştım! Ne oluyor?!

Kerem de bana şaşkın bakışlar atarken utançla kızardım, dilimi hemen dudaklarından çektim. Niye bu kadar dibimde bu?

"Sen... sen niye bu kadar dibimdesin?" Dedim mırıldanarak, Kerem koyulaşmış gözleriyle dudaklarıma baktığında yutkundum, olamaz! Olmamalı!

"Kerem," diye devam ettim fakat söyleyecek bir şey yoktu, o benim kocamdı. Yani... çekineceğim bir şey yoktu.

Neler düşünüyordum ben?! Kafayı yemiştim!

"Artık kalksak mı? Ailem gelecek." Dediğimde neredeyse dudakları dudaklarıma değecekti, bu yüzden konuşmam zorlaşmıştı. Kerem gözlerini dudaklarımdan ayrımadığı için onu göğsünden itmeye çalıştım, ama gram hareket olmadı, bakışları gözlerime tutundu.

"Kerem, üzerimden kalkar mısın?" Dedim, Kerem bir anda kendine gelmiş gibi gözlerini kırpıştırdı ve anında üzerimden çekilip şakaklarını ovmaya başladı. Bende hemen yataktan çıktım ve karşımdaki saate baktım.

 ᴘsɪᴋᴏᴘᴀᴛ[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin