Elimdeki bavulla birlikte uçaktan indiğimizde derin bir nefes aldım, Kerem ile yolculuk boyunca el ele uyumuş, hiçbir sıkıntı çıkartmamıştık. Kerem'i yanımda gördüğümde gülümsedim.
"Eee?" Dediğimde elimdeki bavulu almıştı.
"Birazdan bizi almaya gelecekler ve otele bırakacaklar, bir hafta boyunca buradayız." Dedi, yine gülümsedim.
"Burada havuz filan var mı?" Dedim.
"Kalacağımız otelin kaydıraklı havuzları bile var." Dediğinde çocuk gibi yerimde zıplamamak için zor durdum.
"Gireceğim!" Dediğimdr Kerem bana dönerek gülümsemişti. Birkaç dakikanın ardından önümüze siyah bir araba geldi, Kerem ile arkaya oturduğumuz da şoför bavullarımızı bagaja yerleştirmiş, ve arabayı sürmeye başlamıştı.
...
İçinde bulunduğumuz odaya hayranlıkla baktım, kapıdan girince hemen sağda ortada iki kişilik bir yatak bulunuyordu, yatağın hemen karşısında makyaj masası, onunda yanında siyah bir dolap vardı, yatağın sağ tarafında bir balkon bulunuyordu ve balkonda iki tane armut vardı. Tuvalet ise yatağın sol tarafındaki kapıda idi. Odanın güzelliğine hayran kalmışken Kerem bavulları dolabın önüne bıraktı ve lavaboya girdi, bende hemen kendimi rahat yatağa fırlattım.
Birkaç dakika içinde Kerem de çıktığın da beni yatağa yayılmış hâlde buldu, hâlime sırıttıktan sonra o da yanıma yayıldı.
"Bence eğlenceli olacak..." dedim bir ümitle.
"Sıkıcı." Dediğinde ofladım.
"Moralimi bozma!" Diye cırladığım da o da benim gibi dirseklerinin üzerinde doğruldu.
"Gerçek bir karı koca olsaydık şu an gönlünü almaya uğraşabilirdim, ama vakit kaybı, bu yüzden şimdi dışarı çıkacağız ve yemek yiyip tekrar odamıza geleceğiz." Dedi sakince ve yataktan kalktı, dediklerinin ağırlığını yutkunarak geçirmeye çalıştım, her saniye kalbimi kırmaktan hiç çekinmiyordu...
Bende el mecbur kalktım ve üzerime bir hırka giyinerek Kerem'in arkasından aşağı indim, birlikte sessiz sedasız yemeğimizi yiyip geri geldik, Kerem yine kendisini yatağa attı ve telefonuyla ilgilrnmeye başladı, bende bavulumdan okuma kitabımı aldım ve yanına oturdum. Dedikleri aklımdan çıkmak bilmezken kitabı okumaya başladım.
...
Okumaktan gözlerim ağrıdığında derin bir mefes alarak kitabı yanıma bıraktım ve yatağa komple uzanarak gözlerimi yumdum, kitaba şu adam yüzünden odaklanamamış, buda yetmezmiş gibi ağlamamak için kendimi sıkmıştım! Neden böyle yapıyordu? Ben mi demiştim gel benimle evlen diye?!
"Sus!" Diye aniden bağırdığın da boşluğuma geldiği için çığlık attım.
"Ben... bir şey demedim." Dedim ona saf saf bakarken.
"Düşüncelerin beni rahatsız ediyor! Düşünme!" Dedi sertçe, ona uzaylıymış gibi baktım.
"Tamam..." diyebildim sadece. Kerem bir anda fazla yükseldiğini anlamış olacak ki boğazını temizledi.
"Etrafı görmek istersen dışarı çıkabiliriz." Diyince ona bakmadım.
"Gerek yok," dediğim de derşn bir nefes aldığını duydum, birkaç saniye sonra beni kolumdan tuttu ve bir anda kendimi onun göğsünde yatarken buldum, saçlarımı okşamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴘsɪᴋᴏᴘᴀᴛ[Bitti]
Science FictionZORLA EVLİLİK VARDIR, ONA GÖRE OKUYUN. Umursamaz tavrı beni sinirlendirmişti, babamın götünden resmen ter akıyordu. Kapıyı kapattı ve stresle bana baktı, bende ona baktım. "Bu adamla seni evlendirmek zorundayım Yağmur, bu adama karşı çok dikkatli ol...