20

11.7K 387 151
                                    

DÜN İNTERNET İFLAS ETTİĞİ İÇİN ŞİMDİ ATIYORUMM

Kerem gittiğinden beri odamda kitap okuyordum, galiba yaklaşık üç saat geçmişti. Acıyan gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım ve kitabı kapattım, canım sıkılmıştı.

Sıkıntıyla aşağı indim.

"Nastasya!" Diye seslendiğimde Nastasya hemencecik karşıma geçti.

"Buyrun Yağmur hanım." Dedi.

"Ben biraz yürüyüş yapacağım da, Kerem'e bundan söz etme." Dedim, Nastasya hemen kafasını sallayarak uzaklaştığın da hemen telefonumu ve kulaklığımı alarak dışarı çıktım.

Kulaklığımı taktım ve en sevdiğim şarkıyı açarak yürümeye başladım.

Kerem'e söylememe sebebim fazla abartıyor olmasıydı, eğer çıktığımı öğrenirse bana kızardı muhtemelen.

Yaklaşık iki saat yürüyüş yaptıktan sonra eve doğru yürümeye başladım, fakat aniden omzumda hissettiğim bir elle kulaklığımı hızla çıkarttım. Karşımda iri yarı bir adam vardı

"Belalar beni bulur zaten!" Dedim adamın duymayacağı şekilde, adam elini belime koyduğunda gözlerim pörtledi.

"Selam güzel kokulu." Diyince afalladım, ona iğrenerek baktım ve kolları arasından kurtuldum.

"Sen kimsin be?!" Dedim yüksek sesle, adam sırıtıyordu.

"Tanışalım hemen, benim adım Kutay." Dedi ve elini uzattı, eline birkaç saniye baktım ama umursamadan eve doğru yürümeye başladım, henüz iki adım atmıştım ki adamın ellerini yine belimde hissettim

"Bırak beni!" Diye tüm gücümle ciyakladığım da adam keyif alıyormuş gibi kıkırdadı.

"Naz yapma be güzellik, istediğini biliyorum gel biraz eğlenelim." Dedi.

"Sen gel benimle eğlen!" Diyen Kerem'in sesiyle korkuyla arkama baktım, Kerem'in öfkeden koyulaşmış mavi gözleri adama bakarken beni tek hamlede yanına çekti.

"Sen kimsin?" Dedi adam kaşları çatık bir şekilde, Kerem ise cevap vermek yerine yumruk atmaya başlamıştı.

"Kerem öldüreceksin yapma!" Diye bağırdım ve kolunu tuttum. Kerem kolunu tuttuğum için bana öldürücü bir bakış fırlatsada adamı bıraktı ve beni kolumdan çekiştirerek eve ilerletti.

"Senin dışarıda ne işin var?! Başına bir şey gelebilirdi aptal!" Diye bağırdı.

"Bağırma bana!" Dedim, Kerem sabır çeker gibi durdu ve kafasını gökyüzüne çevirdi.

"Yağmur neden dışarı çıktın?" Dedi dişlerinin arasından, yutkundum.

"Sadece yürüyüş yapmak istemiştim." Dedim mırıldanarak, Kerem derin bir nefes aldı.

"Sana çıkma dediğim de inatla çıkıyorsun! Başın derde girincede ağlıyorsun!" Dediğinde ona üzgünce baktım.

"Sanki ben diyorum belalar beni bulun diye!" Dedim sert bir ses tonuyla, Kerem elimi tuttu ve tekrar yürümeye başladık.

Eve geldiğimizde Kerem'i dinlemeden banyoya girdim ve küveti doldurdum, içine girdiğim anda bedenim gevşemiş, rahatlamıştım.

1 saat sonra;

"Yağmur!" Diye bağıran Kerem ile sıçradım, uyuya kalmıştım. Su buz gibi olmuş, beni üşütüyordu.

"Ne?" Dedim uykulu bir sesle.

"Bir saattir sana sesleniyorum! Kapıyı kırmak üzereydim, niye ses vermiyorsun?!" Dedi bağırarak, tek işi bağırmak!

"Uyuya kalmışım Kerem, abartma!" Dedim ve sudan çıkarak bornozuma sarındım, banyodan da çıkınca Kerem karşımda duruyordu, öfkeyle parıldayan mavi gözlerini kısarak beni süzdü, bu istemsizce beni utandırmıştı.

"Üzerini giy..." dedi sanki zorlanıyormuş gibi, ona anlamsızca baksam da hemen odaya girdim ve giyindim.

Tekrar odadan çıktım, iyiki saçlarımı ıslatmamıştım da onunla uğraşmak zorunda kalmamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tekrar odadan çıktım, iyiki saçlarımı ıslatmamıştım da onunla uğraşmak zorunda kalmamıştım.

"Kerem!" Diye seslendiğimde beni Nastasya karşıladı.

"Kerem bey gitti efendim." Dedi, kaşlarımı çattım.

"Nereye?" Dedim.

"Bilgim yok efendim." Dediğinde kafamı salladım.

"Peki canım gidebilirsin." Dediğimde işine döndü, hemen elime telefonumu aldım, Kerem'i buldum ve beklemeye başladım, ama açmıyordu.

"Nerede bu adam?" Diye mırıldandığım da telefonum çalmaya başladı, hevesle baktığımda annemin aradığını görerek yüzümü buruşturdum.

"Efendim?" Dedim bıkkınca.

"Bugün geliyorsunuz dimi güzel kızım?" Dedi, fakat sesinde endişeli bir tını vardı.

"Evet ama senin neyin var? Sesin tedirgin geliyor." Dedim şüpheyle.

"Bi-bir şeyim yok kızım, s-sen Kerem'i bekleme hemen gel!" Diyince bir şeylerin ters gittiğini anlayarak panikledim, annem kekeleyen bir kadın hiç olmamıştı!

"Tamam anne hemen geliyorum!" Dedim ve kapattım, aceleyle Nastasya'ya bir şeyler zırvaladıktan sonra kapıdaki korumalardan beni anneme götürmelerini istemiştim, ilk başta şüphe ettikleri için mecburen 'Kerem'in haberi var' deme durumunda kalmıştım, onlarda hemen beni arabaya almışlardı.

Şu an isr arabada tırnaklarımı kemiriyor, parmaklarımı kıtırdatıyordum. Ters giden bir şeylet vardı!

"Lütfen biraz daha hızlı!" Dediğimde şoför dikiz aynasından bana baktı.

"Kötü bir şey mi oldu efendim? Hemen Kerem beye haber verebiliriz." Diyince kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır, kötü bir şey yok. Kerem'in nerede olduğunu biliyor musun?" Dedim bir umutla.

"Maalesef bilmiyorum efendim." Diyince sinirle parmağımı sertçe ısırdım.

"Nerde bu adam?!" Diye bağırdığım da adam bana tuhaf tuhaf bakmış, geri önüne dönmüştü.

Sonunda eve geldiğimizde aceleyle indim ve kapıya dayandım, alacaklı gibi vururken kapıyı tanımadığım bir adam açtı, sarı saçlı mavi gözlü sıska bir adamdı.

"Bizde seni bekliyorduk, Kerem'in dediği kadar güzelmişsin." Dedi pis pis, onu takmadan içeriye girdim, fakat girer girmez karşılaştığım şeyle çığlığı bastım.

Kerem'in yüzü gözü kan içindeydi ve iki adam tarafından tutulmuştu, anneminde dudağı patlamış saçı başı dağılmıştı, sandalyeye bağlıydı. Babam ise burda değildi. Sıska adam sırıttı.

"Şimdi güzelim, ya sevgili kocacığın ve anneciğini düşünür benimle gelirsin, yada ben ikisinide gebertir, yine seni alırım."

KONTROL ETMEDEN ATIYORUM HATAM VARSA AFFOLA, İYİ AKŞAMLAR♡

 ᴘsɪᴋᴏᴘᴀᴛ[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin