Terapi basit hasta sorularıyla bitmişti hava kararmıştı çıkmak için ayağa kalktım Doktor Lecter' da benimle birlikte kalktı.
"Themis. Baban bana paranoya sorunların yüzünden geldiğinin notunu düştü."
Sinirle homurdandım. Bunu demese şaşardım. Eminim ki o notu babamdan dolayla ileten Ares'ti.
"Ağabeyimin manipülasyonu benimkinden daha kolay bir yapıda olduğu için daha sık etkisi altına alıyor. Bense daha kesin ve uzun çözümler için daha ağırdan alıyorum. Zihni harap etmemek adına daha kısa bir etki süresi tutuyorum."
Hannibal bana sadece baktı ve hafifçe tebessüm etti.İçinden pek çok şey demek geçtiğini biliyorum seansımız boyunca bana verdiği mimikler bile onda ürkmem ve aynı zamanda saygı duymam gereken şeyler olduğu hissini uyandırmıştı bende.
"Eminim ki bir daha ki seansımız da artık senden konuşmaya başlarız."
Dediğiyle gülüp kabanımı ceketimin üzerine giyip çantamı koluma astım. Verim. Evet bugün gerçekten anladığım bir şey varsa...
"Bu güzel olur. Beni durduracak olan etken olabilirsiniz."
Hannibal Lecter... Kesinlikle benden farklı düşünüyordu. Bende tuhaflık uyandıran ses tonunun nedenini anlayabiliyordum biraz biraz. Zaaflarım. İşte bunların üzerinden yürüyecektir. Diğer terapistlere kıyasla daha ters bir iş etiği barındıran davranışlarda bulunucaktır. Tahminlerim tutarsa. Ama tutmazsa...
"Ben size yol göstermek için buradayım."
Akıl hastanesinin yolunu demek geçse de içimden konuşmadım. Tahminlerim tutmazsa en sonunda akıl hastanesine dönecek olduğu kesindi işimin.
Cevap vermeden kapıyı açtım orada bir adam ayakta bekliyordu beni görünce bakışlarını indirdi göz teması kuramıyordu belli ki, pek umursamadım. Bir daha da dönmedim doktora doğru. Hızla çıkıp karşı tarafa park ettiğim arabama yöneldim.
Pek eve gidesim ve Ares' in yüzünü göresim olmasa da bu saatte çıkacağımı bildiği için mecburen arabayı eve doğru sürmeye başladım.
Uzun ve öğrenilmiş bir refleks olduğu için zaman algımı kaybettiğim yolun sonunda çiftliğin ışıkları görünmüştü. Şimdi yavaştan zihnim kendine geliyordu ama benim içimi darlatacak bir şekilde negatif düşüncelere sarılmış bir haldeydi.
Garaja ilerlerken kumandayla kapıyı açtım. Kaçış sığınağıma arabayı park edip çıktım. Taş döşeli çiftlik evine giden patikayı ilerlerken ofladım.
İçimi yokladım. Daha buraya geleli dört ay yeni olmuştu ama içimdeki yabancılık duygusu her yanı kaplamıştı. Çoğu zaman hatta her zaman yanlız olmam düşüncelerimi daha çok tetikliyordu. Manastırda ki tanıdıklık burada yoktu. Taş kaleyi özlüyorum diyemem birçok din insanıyla beraber yaşamak ufku açsada bazen zorlayıcı oluyordu ama sessiz... Tanrım çok sessiz çiftliğin ahşapları arasında kısılmak neredeyse çıldırmalıktı.
Kendim olmayı burada başaracağım. Ama yinede her insan gibi buruk bir şekilde alışkanlığımı özlüyorum...
Mutfak kapısının oradan süzülen ışıkla adımlarımı hızlandırmadan önce saate baktım. Yemek saatine iki dakika geç kalmıştım. Tebrikler Themis... Aç geçirilecek bir gece daha!
Kapıyı açtığımda babam mutfak masasının başında elinde şarapla duruyordu başını kaldırdı, gülümsemesi soldu...
Ares sağına oturmuş işten geldiğini belli edecek şekilde kravatını çözüp omuzlarına atmıştı.Bana hafif bir gülümsemeyle bakıyordu siyah gözleri derindi. Sert ve şarabın verdiği bir cesaret vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaamos
Fanfiction|Hannibal Au| Themis bu hayattan çok şey istemedi sadece bazı arzuları vardı... Hannibal ise onda olan ışığı parlattı. ~Kaamos Fince 'Kutup gecesi demektir, 24 saatten fazla süren karanlık dönemi temsil eder'~ 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük b...