𝐀𝐬𝐭𝐮𝐨𝐧𝐢

14 2 0
                                    

Bir kaç gün geçmişti ve tipim düzelmiş bir haldeydi.

Hannibal benimle iletişim kurmamıştı sadece bugün olacak olan randevuyu ileri bir tarihe attığı iletmişti babama.

Akşama giyeceğim elbiseye baktım. Bir opera ardından sanat sergisinde parti verilecekti. Birçok şirket sahibi, profesör ve çeşitli dallardan, kısaca zengin insanlarla birlikte olacaktık ve Ares benim gelmem konusunda fazlaca ısrarcı olmuştu.

Operayı dinleyip gitmek istiyorum ama elbette o aptal partide boy gösterip hastanelerin küçük ortakları ile konuşma işi bana kalıcaktı.

Eğlenmeye gelen iki Jušca erkeğinin bekçi köpeği Themis.

Bu tip durumlar arttıkça çıldırma seviyem aynı oranda artıyor!

Sinir bozucu iç çekişlerle elbiseyi yatağa serdim.

Odamın kapısı tıklatıldı oflayarak seslendim. Bir kere de beni rahat bırakma ihtimalleri çok düşük.

En son evim dediğim yer neresiydi?

Ah doğru ev güvende huzur içinde yaşanılan yerdi ve ben asla bunu hissedemediğimden kendimi göçebe hissediyorum. Aralıksız. Her zaman...

"Gel!"

Babam kafasını içeri uzattı, yanlardan beyazların saçları ve sakalı gözüktü ilk gözleri yorgun bakıyordu. Vücudumu tam olarak ona döndürdüm.

Sessiz ve sert bakışlarım ona pek etki edememişti yine en sonunda kendimi saldım. İçeri tam girip kapıyı kapattı. Yatağa oturup elbiseyi sandalyenin üstüne koydum.

Yanıma gelip oturdu üzerinde basit bir kot ve kazak vardı geçen seferki ameliyattan sonra bugün kendine izin vermişti. Okuldan gelince suratına bakmadan odama geçmiştim sanırım bunun azarını verecekti.

Suratıma bakmadı bir süre sonra bende bakmayı kestim.

"Aramız iyi değil mi Themis?"

Sessizce cevap verdim. Eskiden babamdan korkardım ama şimdi dayak yemek ve haksızlığa uğramayı dert etmiyorum.

"Aramız fazlasıyla boktan baba. Her gün daha kötüyüz."

Dürüstlük önemli bir ahlaki erdem diye öğretmişti Manastırdaki peder.

İlahi dinlerken dediği bu cümle her zaman aklımın bir köşesinden çıkar.

Gerçi bunu dediğimi duysa 'Küçük hanım edepli dil dahada önemli bir ahlaki erdem!' derdi.

Derin bir nefes aldı sırtını kamburlaştırdı babam ve bacaklarımız birbirine değene kadar bana yaklaştı.

Uzun bir konuşma olmayacak belli ki.

Ama bu kadar yakın davranıyorsa benim açımdan çok yorucu olacağını garanti ederim.

"Aramızın kötü olması hoşuma gitmiyor Themis.Düzeltmek için adım atmak istiyorum. Ben... Yakında burada olmayacağım ve tanrının yanına pişmanlıkla gitmek istemiyorum."

Alaycı bir şekilde güldüm.

Hiç bir şey için pişman olmayacak tek kişisin baba... Belki de cennetteki şarap nehirleri için benim rızamı alma peşindesindir?

"Sanırım evin günah çıkarma papazıyım he? Baba ikimizde ölmek istediğini biliyoruz. Korkuyordun ve birçok defa intihardan vazgeçtin. Ama şimdi. Doğal bir sebep var ve karşı koyamıyorsun. Karşı koyabilseydin kesinlikle bu konuşmayı yapmazdık..."

Babam büyük elini dizime koydu boy olarak uzasamda hala onlara göre zayıf bir yapım vardı.

Titreyen ellerimi dizlerim arasına sıkıştırdım.

"Themis. Sadece. Sana... Saygı duyuyorum. Seni harika yetiştirdik o gün geldiğinde abin hazır olana kadar işleri sen yapacaksın. Kanına ihanet etmezsin. Bunu biliyorum... Ve ben ölünce. Annenin soyadını alacaksın."

Elini ittirdim nefret dilimi ele geçirmişti.

Ne bok döndüğünü anca anlayabilmişim.

"SEN!Bu nasıl bir cürret örneği! Baba kendine gel! Saf kanmış, kan ihanetiymiş! Ben bu hayatta hepinizi harcarım tamam mı! Ben önemliyim senin o pezevenk oğlun değil! Ben hepinizden değerliyim!.. Benim haklarım ne olucak! Verdiğim emekler, yaptığım herşey saygı kazanmak ve sözümü dinletmek için girdiğim çabalar! Hepsi nolucak!.."

Son dediğin bir daha aklımdan geçti. Lanet olsun yine manipülasyondaydın. Sinirden ayağa fırladım volta atmaya başladım.

"ARES BENİ DAHA RAHAT ELDE ETSİN DİYE SOYADIMI DEĞİŞTİRİP EVLİLİK YASALLAŞTIRMASI MI YAPIYORSUN BANA SEN! HEPİNİZDEN NEFRET EDİYORUM! SİKTİR OL GİT ODAMDAN BENİ RAHAT BIRAK!.."

Babam sakin bir tavırla kalkıp önümde durdu.

"Hakkını kimse yemiyor Themis. Jusca soyadına senin dediğin yolla geri dönünce tüm statünü tekrar elde edeceksin."

Ayağımı sinirle yere çarptım.

"KARISI OLARAK MI! HAKLARIMDAN MAHRUM OLUYORUM FARKINDA MISIN! BİR KERE DE BENİM BABAM OL DİONİSOS BİR KERE DE BENİM BABAM OL! ÇIK DIŞARI GÖZÜM SENİ GÖRMESİN!"

Odanın dışına çıkarken arka taraftaki anahtarı alıp bana gösterdi.

"Kudurman geçince açarım."

Kapı kapandı ve arkasında bir abajur parçalandı.

Sinir her yanımdaydı gözlerimden yaşlar geliyordu. Aptal aile albümünü çekmeceden alıp yere fırlattım üstüne çıkıp sinirle tepindim.

"SOKUKLAR! BUNU BANA YAPAMAZSINIZ! BU KADARINI YAPAMAZSINIZ!"

Kan kokusu heryerdeydi.

Ayaklarımın altında ki albüm bir anda Babam olmuştu. Şimdi ayaklarımın altında göğüs kafesi açılmış organları kesilmiş Babam vardı. Ölü gözlerine baktım daha da hırslandım. Çoraplarım ve ayak bileklerim kan içindeydi durmadım.

"Hepiniz öleceksiniz! Ayaklarımın altında çiğniycem sizi! Acı çekmeden ölmek için yalvarıcaksınız!"

Ayaklarımdaki kanlar geri çekilirken babamın cesedi de yok oluyordu, tamamen silinip kan kokusu gidince kendimi yatağa attım, alnımdaki terleme saçlarım yapışmıştı soluk almamı düzeltiyorum. Yavaşça gerçekliğe zihnim adapte olurken gözlerimden yaşlar aktı.

Zar zor telefonumu buldum şuan kednimi engellemem gerekiyordu mecburen Doktor Lecter'ın numarasını çevirdim.

Tek çalışta açtı.

"Bir sorun mu var Themis?"

Hıçkırdım. Dayanma gücüm tükeniyordu sanki...

"Themis konuş lütfen. Derin bir nefes al."

Kesik kesik konuştum.

"B-ben bu işi... Bitirmek istiyorum..."

Hannibal'ın sesi duyuldu tekrardan.

"Derin bir nefes al. Herşey geçicek. Halisünasyon var mı, atak belirtin ?"

Yatakta sırt üstü döndüm dediği gibi yavaş ve titrek nefesler almaya başladım.

"Halisünasyon bitti ve ben... Gerçek olmadığı için... Öfkeliyim! Çok öfkeliyim!"

Beni dinliyor... Ve baan yardım edecek tek kişi o.

İsterse beni maşa olarak kullansın.

Zaten maşa olarak kullansa bile ben kan yüzünden zevkle yapacağım.

Diretmemem gerekir belki de.

Sahi neyi bekliyorum?

Doğru zamanı mı?

"Doğru zaman hiç gelmeyecek Themis. Sen doğru zamanı yaratacaksın. Bu bir dahaki terapi seansımızın konusu olucak... Şimdi sana geçen hafta yazdığım ilaçtan tek hap dozu al ve biraz dinlen. Yarına senin için bir randevu açacağım. Cumartesi sorun olmaz değil mi?"

Sesim titredi.

"Hayır sorun olmaz... Teşekkürler doktor Lecter."

Ve telefon kapandı.

KaamosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin