BÖLÜM -13

49.6K 2.5K 236
                                    

Merhaba!

Bazı şeyleri kafamda sansürleyerek yazmaya devam ediyorum, benim bütün çabam ve emeğim şuan yazdığım ve benim için değerli olan bu kitabı en güzel şekilde sunmak için.

Motivasyon anlamında hep karşıdan gelen sözlere ihtiyaç duymuştum fakat yanlış anlamamanızı dileyerek bunun aslında bana bağlı olduğunu fark ettiğimi söylemek istiyorum.

Keyifli okumalar 🤍

➰➿➿➰

Şirvan konaktan çıkar çıkmaz gözleri önce arabasını aradı, sonra arkadaşında olduğunu bir an unuttuğunu fark edince kendine sinirini yükseltip taşlık yolda meydana doğru yürüdü.

Karısı aklından çıkmıyordu, o kendi yaptıklarını asla sorgulamazdı fakat karısına davranışlarını sorgular olmuştu.

Kimseye nazik olduğu söylenemezdi, yine de bu kadar kaba davranmasına da gerek yoktu. Kötü olmuştu ve şu dakikadan sonra ne yapacağını bilmiyordu. Kızı görünce elinde olmadan her hareketinden sinir kapıyordu, nedeni masumluğuydu. Yakışmıyordu işte yanına, onun gibi zalim adamın yanına hiç olur muydu Ariya gibi biri?

Hakkı bilen adamdı evelallah. Karısına zulmetmemesi gerektiğini biliyordu ama elinde değildi, hazmedemiyordu küçücük kızı koynunda uyutmayı.

Daha ilk gecelerinden konaktan çıkar çıkmaz soluğu başka kadının yanında almak istemişti, midesi almamıştı amma. Yapamamıştı, karısı etmediği kızın günahını alamamıştı, Ariya'nın ürkek gözleri gözünün önüne gelince vazgeçmişti gittiği yoldan.

O gece başka kadına tövbe ettiği ilk geceydi. Kendine söve söve taş konağa gidip oturmuştu bir başına. Dedesinin konağıydı, çocukluğunun geçtiği evdi ve biraz sakinleştirmişti onu.

Düşünüp taşınmıştı, belki kıza farklı gözle bakmadığı için soğuk olduğunu düşünmüştü, karısı gözü ile baksa belki beğenirdi. En azından biraz olura kavuşurdu.

Karısı bilmeden, evliliğinin şükür namazını bile kılmıştı Şirvan. Sabahına konağa gittiğinde niyeti iyiydi aslında. Sabra sebat edecekti. Nasıl olduysa yine celallenmişti çocuk gibi büzüşüp uyuyan karısını görünce.

Küçüktü.

Yapmaması gereken çok şey yapmış, dememesi gereken çok şey demişti, hep de pişmanlığını yaşasa da bu böyle devam edecekti biliyordu. İçindeki ateş soğumazdı.

Şirvan öfkesini kontrol edebilen bir adam değildi. Ne zaman öfkelense karısı bundan nasibini alacaktı. Sonra ise Şirvan pişmanlığı tadacaktı.

...

Hacer Hanım ile Elif'in zor zekat içeri taşıdığı Ariya, sedirde uzanmış kuruyan boğazını eline tutuşturulan su ile ıslatırken ne olduğunu amlamaya çalışıyordu. Elif'te mahzun bakan kızın hemen dibine oturmuş bardak tutan elini destekliyordu.

Doktor az ilerisinde Hacer Hanım ile konuşuyordu. "Bedeni çok güçsüz düşmüş, beslenmesine dikkat edin. Vitamin eksikliği var yazdıklarımı alması lazım, ilaçları da alır almaz hemen kullanmaya başlasın. Kan değeri için de bir test verse iyi olur." Doktorun her dediğine başını sallayıp onaylıyordu kadıncağaz.

"Başım üstüne doktor hanım, Osman bırakıversin seni, sağolasın yorduk." Doktorun elindeki kağıdı aldı, okuma yazması yoktu ki ne yazdığını okusun. "Ben dönerim, sağolun." Onu getiren adama öfkeli olduğu için yüzünü görmek dahi istemiyordu. Neredeyse yaka paça getirilmişti. Kapıya yürüdüler beraberce. Doktor itiraz etmişti kahya ile dönmeye ama nasıl döneceğini bilmiyordu.

Bir Bebek ÖzlemindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin